Pozitif seyir devam eder mi?

İki farklı merkez bankasından gelen birbirinin tersi yönünde iki mesaj ile beraber piyasalarda ralli havası yaşanıyor. Önce dün sabah açıkladığı enflasyon raporunda TCMB enflasyonda belirgin bir düşüş trendine girildiği görülene kadar para politikasında sıkı duruşun korunacağının altını çizdi. Aslında ocak ayındaki PPK toplantısındaki açıklama metninde cari açıktaki daralmaya yapılan vurgu dışında değişiklik yapılmaması piyasayı büyük ölçüde rahatlatmıştı. Muhtemelen mart ayındaki toplantıda değişecek metnin bir sonraki nisan toplantısında yapılması beklenen ilk indirimin sinyalini vereceğine dair beklentiler bu sayede güçlenmiş oldu. TL volatilitesinin azalması ve son iki haftada gördüğümüz gibi global tarafta risk iştahındaki olumlu değişimlere aynı oranda iştirak edebilmemiz adına bu açıklama önemliydi.

Daha sonra ise dün akşam Fed tarafından gelen açıklamalar önemli bir duruş değişikliğine işaret etti. Son toplantıda 2019 yılında iki faiz artırımı ve önceden açıklanan hedefler dahilinde bilançoda otomatik daraltmaya gideceğini belirten Fed, daha ziyade global kaygılara atıfta bulunarak daha sabırlı bir duruşa doğru geçti. ABD ekonomisinde başta istihdam piyasası olmak üzere bu kadar sert bir duruş değişikliği gerektirecek durum söz konusu değil. Dolayısıyla ABD Başkanı Trump tarafından son zamanlarda dile getirilen eleştirilerin etkili olma ihtimali mevcut. Bu durum orta ve uzun vadede belirli bir kredibilite kaybına işaret etse de, kısa vadede artan risk iştahı ile piyasalar bardağın dolu tarafına odaklanmış durumda. O da fonlama faizinde artış hızının yavaşlaması ile getiri arayışının ve daha riskli varlıklara yönelik fon akımının en azından yılın ilk yarısında devam edeceği gerçeği.

TL varlıklara baktığımızda endekste son dönemde yaşanan sert yükselişin ardından ilk planda 106.600 direnci ön plana çıkıyor. 10 yıllık tahvil faizinin %15 seviyesi altına gelmesi olumlu, dolar kurunun ise 5.25 seviyesi altında kalıcı olması halinde TL lehine görünüm korunacaktır.