Powell ya rezil ya vezir olacak
Uzun süre sonra FED kritik bir açıklama yaptığı için bu yazının tamamını bu konuya ayırmak istiyorum. Faiz artışının gündemde olmadığı 2019’un ilk toplantısında merak edilen ana konu Powell’ın FED bilançosuna yönelik yaklaşımıydı. Önceki başkan Yellen’ın “otopilotta olacak” şeklinde tanımladığı bilançonun küçültülmesi süreci yine Yellen’ın kelimeleri ise “boyanın kurumasını seyretmek kadar sıkıcı” olacaktı. Ancak Aralık ayında yaşanan satışlardan sonra konunun hiç de sıkıcı olmadığını gördük. FOMC toplantısında 2 önemli değişiklik yapıldı. İlki daha önce bir miktar daha kademeli olarak artırılması ön görülen faizler konusunda sabırlı davranılacağı vurgusu olurken ikincisi de bilanço küçültülmesi konusunda revizyonlar yapılabileceği vurgusu oldu. Powell basın toplantısında bilançonun büyüklüğü ile ilgili rakamsal bir seviye telaffuz etmedi ancak bankacılık sisteminin rezerv ihtiyacına paralel hareket edeceklerini söyledi. Dolaşımdaki nakdin (1.7 trilyon dolar) üzerine bankaların ihtiyacı olduğu rezervle miktarını da eklerseniz bilanço 2.9 trilyon dolar civarında olmalı. Ancak FED biraz da pay bırakarak 3 trilyon dolar civarında küçültme işlemine son verebilir. Bu da takvim olarak baktığımızda 2019 yılında bu operasyonun sona ermesi anlamına geliyor. FOMC açıklaması ve Powell’ın konuşması hem finansal gelişmeler hem de uluslararası ekonomiye ciddi ağırlık verildiğini gösteriyor. Brexit, Euro Bölgesinde ve Çin’de görülen yavaşlama ABD Merkez Bankasının temkinli olmasına neden olmuş. Fakat ufak bir sorun var. Powell henüz 1 ay önce çok daha şahin bir tavır içindeydi ve ABD ekonomik verileri hala bir yavaşlamanın işaretini vermiş değil. Dahası Başkan Trump’ın FED’e yönelik salvolarının ardından stratejide bu kadar radikal bir değişime gidilmiş olması FED’in ve Powell’ın imajı açısından son derece negatif oldu. Bugün açıklanacak (ki hükümet kapalı olduğu için bazı detaylar çok sağlıklı değil) olan istihdam verisinde ücret kaleminin yüzde 0.3 veya üstü gelmesi FED’in “sabrının sınırları” konusunda hemen spekülasyonların başlamasına neden olacaktır. Öte yandan açıklanan karardan memnun olan sadece hisse, altın ve Euro yatırımcısı değil. Trump da bir numaralı kazanan olarak nitelendirilebilir. Kendi açısından bakıldığında Trump Çin ile giriştiği bilek güreşinde ABD ekonomisini yavaşlatma potansiyeli bulunan faiz artışlarını istememekte haklı. İster kendi müdahalesi nedeni ile olsun isterse gerçekten ekonomik gerekçeler Trump bu toplantıdan istediğini aldı. Şimdi önemli olan aldığı bu desteği nasıl kullanacak? Faizlerin arttığı bir ortamda Çin ile uzlaşmak daha makul bir adım gibi görünürken şimdi Çin’i sıkıştıracak başka adımlar atma cesaretini de kendisinde bulabilir. Kişisel görüşüme gelirsem, FED faizleri artırmak durumunda kalacak, güvenilirliği sorgulanır hale gelecek ve fakat yaptığı bu değişiklikte haklı ise dünya ekonomisini zor günler bekliyor demektir. Öyle ki FED’in sabırlı olup faiz artırmadığı bir ortamda ne ECB faiz artırabilir (iskonto oranını artırabilirler) ne de Çin ufak tefek desteklerle ekonomisini toparlayabilir.