Potemkin'in köyleri
Efsaneye göre; Rus Grigori Potemkin, İmparatoriçe II. Katerina'nın Kırım ziyareti sırasında, onu etkilemek ve fethettiği yerlerin değerli olduğunu göstermek için, Dinyeper Nehri kıyılarında sadece ön cepheleri görünen evler, sahte köyler inşa ettirmiş. Tam 225 sene sonra, Avrupa Merkez Bankası (AMB), Potemkin'inkine benzer bir strateji uyguluyor.
AMB, krizin kontrol altında olduğunu, faiz artırımlarının AB ekonomilerine zarar vermeyeceğini söylüyor. Hemen her gün, Trichet'nin ya da bir üyenin açıklaması geliyor. Ancak; faiz seviyesi sürdürülemez bir noktaya ulaşan Portekiz, destek aldıkları halde stabilize olmayan Yunanistan ve İrlanda ekonomileri başka şeyler anlatıyor. İspanya'yı ayrı bir kefeye koyuyorum, çünkü bu ülke çok önemli. AB'nin İspanya için bir güvenlik kalkanı oluşturmaya çalıştığını düşünüyorum. Diğer üç ülkeyi toplasanız, bir İspanya etmiyor. İspanya'yı önemli kılan bir diğer faktör, İspanya'nın dünya çapındaki bankaları Santander ve BBVA'nın, Portekiz bankacılık sektöründe büyük paylarının olması. Buna göre, Portekiz'in risk primi yükseldiğinde İspanya riskinin de yükselmesi gerekir. Merak ettim, gösterge olarak kabul edilen Portekiz ve İspanya'nın 10 yıllık tahvil faizlerinin ilişkisine baktım. İlişki; Yunanistan krizi döneminde yüzde 87; İrlanda krizinde yüzde 89'muş. Aralık 2010, Ocak-Şubat 2011 dönemlerinde ilişki negatife dönmüş, yani tamamen kopmuş. Bu günlerde ise korelasyon çok düşük, yüzde 10 civarında. Portekiz tahvillerinde yoğun satışlar görülürken(faizin rekor seviyeye yükselmesinden de anlaşılıyor), İspanyol tahvillerine ciddi bir talep var. Portekiz tahvillerini spekülatörlerin sattığı biliniyor da, İspanyol tahvillerini kim alıyor? Büyük alıcılardan birisi AMB olabilir. Aslında kim alıyorsa alsın, İspanya'nın korunması amacı ile örtüşüyor.
AMB'nin 7 Nisan'daki toplantısında bir faiz artırımı bekleniyor. Faiz artırımlarının ne kadar süreceği çok mühim. AMB faiz artırımlarına başladıktan sonra, hiçbir zaman tek bir faiz artırımı ile yetinmemiş. Faiz artırımları arka arkaya gelmiş. Faiz artışlarının etkileri konusunda kafamda soru işaretleri var. 2000'li yıllarda insanlık tarihinin en büyük gayrimenkul balonlarından birisi İspanya'da oluştu. İspanya'daki mortgage kredilerinin faizlerine bakılırsa, çok büyük bir ağırlığın değişken faizli kredi olduğu görülür. Bunlar faiz artırımlarından direkt olarak etkilenecek krediler. Ek olarak; İspanya Merkez Bankası'nın bu ayın başında yaptığı 'Bankacılık sektörünün sermaye ihtiyacı 10-15 milyar dolar' açıklaması da hiç mantıklı gelmiyor. Rakam çok daha yukarıda olabilir. Yükselen faizlerle, bu bankaların sermaye maliyetleri de artabilir.
AMB beklentisi, Euro üzerinde de etkili oluyor. Anti-dolar(euro'yu anti-dolar olarak görüyorum), dolar karşısında oldukça yükseldi. Fed, gevşek para politikasına devam edeceğini her fırsatta belirtiyor. Haziran ayında yeni bir tahvil alım programı açıklamasa da, mevcut tahvil alımlarını yaz aylarına sarkıtabilir. Piyasa, enflasyonla mücadele sinyali veren merkez bankasının parasını ödüllendirir. Son iki aydır yaşanan da bu. Tabii Euro'nun yükselmeye devam etmesinin AB ekonomileri üzerinde negatif etkileri de olabilir. AMB'nin sunduğu hayali gerçekliğe bir darbe de buradan gelebilir.
Baştaki hikayeye dönersek; kritik nokta hiçbir zaman Potemkin'in köylerinin gerçekliği olmadı. Kritik nokta, her zaman, II. Katerina'nın buna inanıp inanmadığı oldu.