Portföylerde Türk Lirası ağırlığını koruyacak
Merkez Bankası’nın son faiz kararı sonrasında ‘şahin’ mesajlar vermesi, önümüzdeki dönemde sabit getirili Türk Lirası enstrümanların cazibesini sürdüreceği görüşlerini kuvvetlendirdi. Güçlenen döviz rezervinin desteğiyle Merkez’in enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratacak bir kur atağına izin vermesi beklenmiyor.
Merkez Bankası’nın son faiz kararı ve ardından verdiği mesajlar, sıkı duruşun süreceği sinyalini verdi. Önceki gün yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yüzde 50 seviyesinde bulunan politika faizi beklentiler doğrultusunda sabit tutuldu.
Karar metninde yer alan ifadeler, piyasa oyuncuları tarafından ‘şahin’ olarak değerlendirildi. Morgan Stanley hazırladığı raporda, Merkez Bankası açıklamalarını ‘şahin bir sürpriz’ olarak nitelendirdi. Politika faizinin uzun süre yüksek seviyesini koruyacağı ve bu yıl içinde bir faiz indirimi olmayacağına yönelik görüşler ağırlık kazanmaya başladı. Ancak enflasyonda aşağı yönlü seyrin hızlanması halinde Merkez Bankası’nın yılın son aylarında faiz indirimi yapabileceğini düşünenlerin sayısı da az değil.
Borsada gözler yabancıda
Merkez Bankası’nın verdiği mesajların portföylere yansıması ise Türk Lirası lehine olacağı düşünülüyor. Yeni ekonomi yönetiminin göreve başlamasının ardından faizlerde yapılan peş peşe artırımlar önceki dönemde oyun dışına itilen mevduat gibi sabit getirili enstrümanlar yeniden oyuna dahil olmuştu. Aylık yüzde 4-5 gibi risksiz bir yatırım aracı olması, hisse senedi cephesini de olumsuz etkilemişti. Hem yükselen kredi faizleri şirketler cephesinde bilançolar üzerinde baskı kurarken, yükselen alternatif maliyet borsaya yeni para girişini de sınırlandırıyor. Hal böyle olunca borsayı yukarı taşıyabilecek kaynak girişi için yabancıların yolu gözleniyor. Fakat o tarafta şu an için pek yaprak kıpırdamıyor.
Para piyasası fonları cazip
Eylül ayında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerine başlaması küresel anlamda likidite yaratabilir ve Türkiye de bundan nasibini alabilir. Bu süreçte kredi derecelendirme kuruluşlarından yeni not artırımları gelmesi, enflasyonla mücadelede başarılı sonuçlar alınması ve faiz indirimlerinin Türkiye için konuşulmaya başlanması hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için satın alınabilecek yeni bir ‘hikaye’ olabileceği söyleniyor. Mevcut durumda tüm yatırım araçları içerisinde en cazip durumda olan hiç şüphesiz mevduat gibi sabit getirili enstrümanlar. TL mevduat ve para piyasası fonlarına yönelik ilgi para akışının bu yöne doğru olduğunu gösteriyor.
Kurda atak beklenmiyor
Yılsonuna kadar olan süreçte yatırımcıların oluşturacakları portföylerde, Türk Lirası varlıkların ağırlıkta olması gerektiği söyleniyor. Bir taraftan borsada ortaya çıkabilecek fırsatları kaçırmak istemeyip parasını uzun vade bağlamak istemeyenlerin para piyasası fonlarını tercih edebileceği belirtiliyor. Orta risk seviyesinde olan bir yatırımcı için portföylerde Türk Lirası varlıklarının oranının yüzde 70-80 civarında olabileceği geri kalan kısım için altın (döviz) öneriliyor. Türk Lirası varlıklar içerisinde sabit getirili yatırım araçlarının payının yine yüzde 70- 80 gibi ağırlıklı olabileceği tavsiye ediliyor. Döviz cephesinde yılın geri kalanında ‘kontrolsüz’ bir sıçrama ihtimali ise oldukça az. Enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratabilecek bir kur atağına Merkez Bankası’nın izin vermeyeceği, bunun için yeterli döviz rezervinin biriktiği görüşü hakim.