Portföy yönetim sektöründe yeni dönem
Bekir Emre HAYKIR / GSG Hukuk, Avukat
SPK’nın, Yeni Portföy Yönetim Şirketleri (PYŞ) Tebliği geçtiğimiz hafta içinde yayınlandı. Yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun yatırım fonları kurma yetkisini sadece PYŞ’lere vermiş olması nedeniyle bu yeni tebliğ oldukça önem taşıyor.
Tebliğin daha önce yayınlanan taslak hali, aradığı yüksek özsermaye şartı nedeniyle sektörde oldukça tartışılmıştı. Muhtemelen bu tartışmaların da etkisiyle, yeni tebliğ özsermaye şartlarını yönetilen portföy büyüklüğünü kriter alarak kısmen esnetmiş ve PYŞ’leri faaliyet konularına göre kategorize etmiştir. Bu husus yeni düzenlemenin en önemli yeniliklerinden birisidir.
Yeni düzenleme ile PYŞ’ler; Tam kapsamlı ve sınırlı kapsamlı hizmet sunan PYŞ’ler olarak iki ayrı sınıfa ayrılmıştır. Tam kapsamlı PYŞ’ler, yatırım fonu kurmak ve yönetmek, bireysel portföy yöneticiliği, yatırım danışmanlığı, katılma belgesi alım satımına aracılık gibi tüm hizmetleri sunabileceklerdir.
Sınırlı kapsamlı PYŞ’ler ise şu belirli alanlarda faaliyet gösterebilecektir:
• Münhasıran gayrimenkul yatırım fonu kurmak ve yönetmek,
• Münhasıran girişim sermayesi yatırım fonu kurmak ve yönetmek,
• Münhasıran payları yurtdışında yerleşik kişilere pazarlanacak yabancı kolektif yatırım kuruluşu kurmak ve yönetmek, yurtdışında yerleşik kişilere portföy yönetim hizmeti vermek.
Sınırlı kapsamlı PYŞ’lerde aşağıda yer verdiğimiz asgari sermaye tutarları yarı oranında indirilmiş, yönetici ve çalışanlarda aranan şartlar esnetilmiş, teftiş, iç kontrol, araştırma, risk yönetim sistemlerinin dışarıdan temin edilebilmesine imkân tanınmıştır.
Son dönemlerde girişim sermayesi yatırım fonları ile yabancı fonları yöneten PYŞ’lere tanınan vergi avantajları ve uluslararası uygulamalar da dikkate alındığında sınırlı kapsamlı PYŞ’lere imkan tanınması ve bunlar için daha yumuşak bir rejim öngörülmesi oldukça önemlidir.
Tebliğ, yeni kurulacak PYŞ’lerde asgari 2 milyon TL başlangıç sermayesi aramaktadır. Asgari özsermaye tutarlarıysa yönetilen portföyün büyüklüğüne göre belirlenmiştir. Buna göre bir PYŞ’nin yönettiği toplam portföyün büyüklüğü,
• 100 milyona kadarsa 2 milyon TL,
• 100-500 milyon arasıysa 3 milyon TL,
• 500 milyon-5 milyar arası ise 5 milyon TL,
• 5 milyarı aşıyorsa 10 milyon TL,
asgari özsermaye aranmıştır. Portföy 10 milyardan büyükse ayrıca ilave özsermaye gerekmektedir. Halihazırda 427 bin TL olan ödenmiş sermaye şartını dikkate alındığında, sermaye ve özsermaye şartları esnetilmiş ise de eskiye göre hala oldukça yüksektir. Bu durum sektörde bir konsolidasyon dalgasına yol açabilir.
Peki, yeni tebliği de dikkate aldığımızda PYŞ’ler nasıl bir organizasyon ve iç sistem yapısına sahip olmalı? Temel başlıklarla, PYŞ’ler; çıkar çatışmalarını önleyecek politika ve sistemlere, İç kontrol sistemine, iç kontrolden sorumlu bir yönetim kurulu üyeye, bir risk yönetimi sistemi ve birimine, iç kontrol sistemi ile risk yönetim birimlerinin gözetim ve teftişinden sorumlu bir teftiş birimine ve nihayet acil ve beklenmedik durum planlarına sahip olmalıdırlar. Bu kompleks organizasyon yapısı, özsermaye koşullarını da dikkate alınca küçük veya butik PYŞ’lere sınırlı kapsamlı olmak dışında ne kadar hayat hakkı tanıyacak, zaman içinde göreceğiz.
Belirtmek gereken önemli bir husus da mevcut PYŞ’lerin yeni tebliğe uyumudur. Yeni tebliğ 1 Temmuz 2014’de yürürlüğe girecektir. Ancak, 2 milyon TL başlangıç sermayesi şartı tebliğin yayınlandığı 2 Temmuz 2013 itibariyle yürürlüğe girmiş olup, mevcut şirketler 1 yıl içerisinde bu koşulu sağlamak durumundadır. Tebliğ, PYŞ’lere esas sözleşmelerini, öz sermayelerini, yapı ve organizasyonlarını tebliğe uygun hale getirmek için yürürlükten itibaren 1 yıl süre vermektedir. Yani, 1 Temmuz 2015 itibariyle bu şartların sağlaması gerekmekte.
Görüleceği üzere, sermaye piyasalarında her alanda olduğu gibi portföy yönetim sektöründe de yeni bir dönem geliyor. Yeni tebliğ portföy yönetim sektörü için yepyeni bir rejim getirmekte ve fakat yaklaşık 2 yıllık uzun ve değişikliklere gebe bir geçiş dönemi tanınmaktadır. Yatırım fonlarının sadece PYŞ’ler tarafından kurulabilecek olması, girişim sermayesi yatırımları ile yabancı fon yönetimi için tanınan vergi teşvikleri, İstanbul Finans Merkezi projesi ve yeni tebliğ ile birlikte finansal sistemimizin en önemli aktörlerinden birisi olmasını beklediğimiz portföy yönetim sektörünü hareketli ve büyümeye açık bir dönem beklemekte.