Portekiz tekrar gündeme gelebilir
UZMAN GÖRÜŞÜ / Murat BERK - Yapı Kredi Yatırım
Geçtiğimiz Aralık ayında Avrupa Merkez Bankası'nın yeni açtığı üç yıllık sınırsız finansman ihalelerinin piyasalar ve ekonomiler açısından önemli olduğunu ifade etmiştik. Özellikle Avrupa bankaları açısından bu ihalelerin likidite sıkışıklığını aşma adına çok olumlu olduğunu görüşündeyiz. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası tarafından sağlanan fonlamanın Avrupa bankalarının Avrupa ülke bono alımlarında da kullanıldığını düşünmeye devam ediyoruz. Fonlamanın kısmen bu şekilde kullanılmasıyla, özellikle 2012 birinci çeyrekteki yüklü itfaların şu ana kadar oldukça başarılı bir şekilde geçtiğini görüyoruz. Gene Aralık ortası şu ifadeleri kullanmıştık: "Olayların bu şekilde gelişmesi ise önce bu sorunlu görülen ülke bono piyasalarına olumlu yansıyabilir, ardından hisse senetleri piyasaları dahil "riskli varlık" fiyatlarında bir tepki yükselişi getirebilir."
Nitekim piyasalarda yükselişin arkasındaki ana sebepler Avrupa Merkez Bankası'nın sağladığı üç yıllık fonlamanın tahmin ettiğimiz şekilde kullanılması, özellikle Amerikan ve Çin merkez bankalarının tekrar parasal gevşemeye doğru gideceği yönündeki artan beklentiler ve ekonomik verilerin genel olarak beklentilerden iyi gelmesi idi
Bu hafta dikkatler bir miktar ABD'ye kayabilir. 2012'nin ilk Amerikan Merkez Bankası faiz toplantısı da haftanın önemli olaylarından biri olacak. ABD'nin makro veri akışı olumlu olduğu için normal şartlarda politika değişikliği beklemiyoruz. Fakat Wall Street Journal'da "FED'e yakınlığı ile bilinen" bir gazetecinin QE3 ihtimalinin tartışılabileceği şeklindeki yazıları ve değişik FED yetkililerinin açıklamaları, piyaslarda beklentiler yaratmış olabilir. Böyle bir ihtimalin tekrar FED toplantısında net olarak dile getirilmeyeceğini düşünüyoruz çünkü ABD ekonomik büyüme gelişmelerin geneli itibariyle beklentilerden güçlü geldiğini görüyoruz.
Avrupa tarafında biraz daha orta vadeli baktığımızda da sıkı bütçe plan ve uygulamalarının, Avrupa Merkez Bankası tarafından daha fazla düşük faizli finansman ve ikincil piyasa bono alımları ile "ödüllendirilebileceği" bir ortama girmiş olma ihtimalimiz var. Bu anlamda, 29 Şubat tarihindeki üç yıllık finansmanına olan talebin ve AB'nin parasal tabanının artacağını düşünüyoruz.
Biraz daha orta vadeli baktığımızda da sıkı bütçe uygulamalarının, zayıf bir ekonomik büyüme ortamında değişik riskler barındırdığını düşünüyoruz. Örneğin Portekiz ve Yunanistan da dahil olmak üzere birçok çevre AB ülkelerinde önemli bir döngüsel mali sıkılaşma, azalan büyüme ortamında parasal koşulların sıkılaşmasına ve borç düzeylerinin artmasına katkıda bulunmuş olabilir.
Özetlemek gerekirse, geldiğimiz noktada ve seviyelerde, önceki aşırı karamsar algının yerini iyimserliğe bıraktığını düşünüyoruz. Özellikle risk varlıklarındaki fiyatlamaların ve volatilitenin belirgin ve keskin düşüş yaşamış olmasını ilginç buluyoruz. Avrupa Merkez Bankası'nın fonlamasının çok önemli ve olumlu bir gelişme olduğunu tekrar söylemek isteriz. Fakat Avrupa'daki risklerin devam ettiğini düşünüyoruz. Özellikle de Yunanistan ile ilgili gelişmeler malesef çok ümit verici değil. Ayrıca şu an için fazla gündemde olmasa da Portekiz'deki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.