”Portakallar müzik açtı”

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Mardin, Midyat, Diyarbakır derken bu kez Mersin'deyim... Burası, sanayi, ticaret, tarım ve turizmi birleştiren, hızla büyüyen güzelim Akdeniz kenti. Çukurova'nın tarım ve sanayi ürünlerini ihraç eden liman... Yılın 300 günü güneş altında olan yalnızca ilkbahar, yaz ve yazsonunu yaşayan, kış mevsiminin uğramadığı şehir...

Uluslararası Müzik Festivali için bir kez daha buradayım... Festivalin mottosu "Portakallalar müzik açtı." Portakal çiçeklerinin çevreye yaydığı o ruhu okşayan koku dinmiş, ama bu kez her yerde müzik dinleniyor, müzik konuşuluyor, yani kentin ruhuna müzik sinmiş... Festivale, yerli ve yabancı 245 sanatçı katılıyor bu sene... Geçmiş yıllardaki gibi yine kentin valiliği, büyükşehir belediyesi, üniversitesi, Ticaret ve Sanayi Odası, Devlet Opera ve Balesi, İçel Sanat Kulübü, Sanat Etkinlikleri Derneği, Akdeniz Opera ve Bale Kulübü, Polifonik Korolar Derneği, sponsorlar el ele vermişler, imeceyi sürdürüyorlar 9. festival için de... Kentin sanatseverlerinin bir araya gelerek oluşturdukları bu sinerjinin izlerine festivalle ilgili her çalışmada, yapılan her etkinlikte tanık oluyoruz bu sene de...

Festival Sanat Ödülü Erol Uras'a, Nevit Kodallı Genç Yetenekler Ödülü keman sanatçısı Alican Ünel'e, Festival Kent Ödülü Mersin Ticaret Sanayi Odası eski Başkanı, bugün hayatta olmayan Kadri Şarman'a verilmiş. Diğer seyahatlerim nedeniyle, ödül töreninin de gerçekleştirildiği açılışa katılamadım, ama geldiğim günün akşamı, Yıldız İbrahimova konserini dinledim...

Dört oktavlık sesi, doğaçlama ustalığı, cazdan folklora, Çigan şarkılarından avangart müziğe uzanan zengin repertuarıyla Yıldız İbrahimova, sahnede hem coştu, hem de tüm izleyicileri coşturdu. Seslendirilen eserler arasında Bach'ın "Ave Maria"sı da  Dede Efendi'nin "Yine Bir Gülnihal"i de vardı. Sanatçı, ayrıca düzenlemesi kendisine ait olan "Sen Bir Bey Oğlusun", "Tren Gelir" ve "Bir Su İçtim" gibi türküleri de harika sesi ve özgün doğaçlama yeteneğiyle yorumladı.

En ön sırada, tam karşısında kendini izleyen kızıyla sık sık göz göze gelen; Mersinli izleyicilerin hayranlığının salona yayılan enerjisini sahneye yansıtan İbrahimova'nın konseri sonrası salondan ayrılanların konuşmalarına kulak misafiri olduğumda herkesin hayranlık sözcüklerini dinledim. Biraz daha fazla müzik bilgisi olanlar "Tanrım, nerelere çıktı, sonra nerelere indi, bir çeyrek olsun detone olmadı, nasıl notalara tam bastı" gibi yorumlar yapıyorlardı.

İbrahimova'ya eşlik edenler kanunî Tahir Aydoğdu, neyzen Bilgin Canaz ve piyanist Çetin Bilge Akıncı'dan kurulu Girift Trio'ydu. Her üçü de gayet iyiydi sahnede ama neyzenin, doğaçlama sololarının, keşke kaydetseydim, diyecek kadar başarılı olduğunu da vurgulamam lâzım...

Ertesi akşam, "Satoko"ların konseri vardı. İsimleri aynı söylenen, ancak Japonca'da farklı farklı yazılan ve değişik anlamları olan bu üç sanatçıdan soprano Tanaka'ya Kato piyanoda eşlik ediyordu. Inoue ise bir piyano resitali verdi. Şan resitalinin de piyano resitalinin de programları Japon bestecilerin çok zor eserlerinden oluşuyordu. Ustalık gerektiren yorumları izlediğimiz konserin bu zor, ama deneysel repertuarı 2 saat boyunca izleyenleri biraz yordu!

Haftasonuna kadar Mersin'deyim, kentin kültürel ve tarihi zenginliklerini,  çok sesli ve evrensel müzikle buluşturan Festival ise 3 Haziran'a kadar devam ediyor. Bu arada, "Mersin Portakal Çiçeğine Müzik Arıyor" başlıklı bir beste yarışması da düzenlenmiş. Son katılım tarihi 1 Mart 2011 olan yarışmanın teması  "Yaylı Sazlar Dörtlüsü İçin Portakal Çiçeği." Katılımcılardan 4-8 dakika arası bir beste isteniyor, ödül 5 bin TL. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgilere, www.merfest.org.tr'den ulaşmak mümkün.

Ben, birazdan dışarı çıkacak, denizin üzerinde gökyüzünde parıldayan dolunaya doğru yürüyeceğim, o, sulara gömülürken güneş, yine doğudan yükselecek ve bir kez daha iyi ki soluk alıyorum, diyeceğim...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar