Polman'ın hedefi, bulduğundan daha iyi bir dünya bırakmak

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Unilever'in CEO'luk koltuğuna oturduğu 2009 yılından bu yana, şirketin adeta bir "sivil toplum kuruluşu" gibi hareket etmesini hedefleyen Unilever Dünya Başkanı Paul Polman, "iş dünyası topluma katkı sağlamalı" diyor.

Unilever'in hedefi net: Bir yandan topluma hizmet verip, olumlu etki yaratmak; diğer yandan çevresel ayak izini azaltmak ve bunları yaparken büyümeye devam etmek. 

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın 3 yıllık ilerleme performansını açıklamak üzere İstanbul’a gelen Paul Polman'ın bir sivil toplum kuruluşu lideri gibi konuştuğunu söylemek yanlış olmaz, çünkü Polman, daha iyi bir dünya için şirketlerin sorumluluğu olduğuna inanıyor ve "Biz topluma hizmet vermeyi amaçladık, hisse değerinden paylaşılan değerlere geçtik" diyor. 

"Artık iklim değişikliği, gıda güvenliği ve sağlık-hijyen gibi 3 büyük küresel sorunun çözümü için, kökten değişim yaratabilecek çalışmalara ve kaynaklarımıza odaklanacağız. İş dünyası toplumların daha iyiye gitmesini sağlamalı. Sürdürülebilirlik, büyüme için engel değil, itici güç" diye ekliyor. 
Polman yönetimindeki Unilever, iklim değişikliği ile mücadeleden, fakirliği azaltmaya; kadın istihdamını artırmaktan, ormansızlaşmayı sonlandırmaya kadar küresel konulara yoğunlaşıyor. 

Fakirliği ortadan kaldırma fırsatımız var

Polman, "iş dünyası topluma katkı sağlamalı" hedefi kapsamında oldukça etkli açıklamalar yapıyor. 
Mesela, "Herşeyden önce ben bir işadamıyım. Harekete geçmeyi severim. Dünya kelimelerle çok uzun, harekete geçildiğinde ise çok kısa" diyor.
"1.2 milyar insan, dünya kaynaklarının yüzde 75'ini tüketiyor. Bu dengesiz bir sistem" eleştirisini yapıyor . 

Polman, "Önümüzdeki 15 sene içinde, fakirliği anlamlı ve sürdürülebilir bir şekilde ortadan kaldırma fırsatına sahip olan bir nesiliz. Eğer olumlu bir katkı sağlamazsanız, dışarı atılırsınız. Daha fazla sayıda CEO bunu neden göremiyor, anlamıyorum" diyecek kadar da iddialı. 
Polman'ın hedefleri "söz"de kalmıyor. Unilever hem büyüyor, hem topluma katkı sağlıyor, hem de çevresel etkisini azaltıyor. 

Peki Unilever bir iş modeli olarak benimsediği Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında son üç yılda neler yaptı? Polman'dan dinleyelim:  

5 milyon kadın, 5.5 milyon çiftçi...

“Sağlık ve esenliği geliştirmek’ hedefimiz kapsamında markalarımızın farklı projeleriyle dünya çapında 303 milyon kişiye ulaştık. Ürünlerimizin yüzde 31’ini en yüksek besin standartlarına ulaştırdık. Çevresel etkilerimizi azaltmak için yaptığımız projelerle 2008 yılından bu yana üretim tonu başına CO2 emisyonlarımızı yüzde 32, su tüketimimizi yüzde 28, atıklarımızı ise yüzde 66 azalttık. Sürdürülebilir kaynak kullanımı oranımızı yüzde 48’e çıkardık. Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın dördüncü yılında ‘Yaşam Koşullarını İyileştirme’ taahhüdü geliştirildi. Bunu gerçekleştirmek için ‘Adil çalışma koşulları oluşturmak, kadınlara fırsat yaratmak ve katılımcı iş modelleri geliştirmek’ şeklinde yeni hedefler belirlendi. 2013’ün sonuna kadar globalde 570 bin küçük ölçekli çiftçiyle çalıştık. 2020 yılına kadar 5 milyon kadına, 5,5 milyon çiftçiye, küçük ölçekli perakendeciye ve genç girişimciye ulaşmayı planlıyoruz."

The Guardian tarafından Yılın Sürdürülebilir İş Lideri seçilen Polman, "Başarılı bir lider olmanın temeli insan olmaktır" diyor. 

Polman'ın şu yorumu ise, tüm iş liderlerinin dikkate alması gereken bir tavsiye niteliğinde:
"Kimse karın yüzde 20, cironun yüzde 40 arttığı dönemde Unilever'in CEO'su olduğumu hatırlamayacak; sadece bulduğumdan daha iyi bir yer bıraktığım için beni hatırlamalarını istiyorum." 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar