Politize olmak
Politize olmayan son büyük para otoritesi Avrupa Merkez Bankası(AMB) idi. Banka bu özelliğini kaybediyor. AMB, sorunlu ülkelerin tahvillerini 'şartlı' olarak alacağı mesajını veriyor. Merkez bankası, tasarruf tedbirleri açıklayan ülkelerin tahvillerini destekleyebilir. Merkez bankasının politikaya bulaşması doğrudur veya yanlıştır tartışmasına girmek istemiyorum. Ancak, eski başkan Trichet buna müsaade etmezdi. Eski ekol merkez bankacı olarak tek o kalmıştı.
Draghi'nin geçen hafta yaptığı konuşma, planın bir parçası gibi duruyor. AMB toplantısından hemen sonra, İspanya'nın 100 milyar euroluk tasarruf paketi açıklaması tesadüf olamaz. Başbakan Rajoy on gün önce 'İspanya'nın kurtarılmaya ihtiyacı yok' derken; AMB toplantısından sonra 'Planı tam olarak görmedim, ancak önüme geleceklere göre İspanyol halkı için en doğru kararı vereceğim' açıklamasını yaptı. Rajoy, Monti gibi politikacılara 'sosyalist' denmesine şaşırıyorum. Bu isimler neo liberaldir. Destek almak için, Almanya ile uzlaşmak zorunda olduklarını biliyorlar. Almanya'nın isteği bu ülkelerin kemer sıkmasıdır. Eğer politik gelecekleri tehlikeye girerse, her şeyden vazgeçerler. Kendilerini kurtarmaya çalışırlar.
Euro bölgesindeki gidişatın kötü olduğunu, AMB'nin direkt olarak devreye girmesi gerektiğini uzun zamandır yazıyorum. Bölgedeki resesyon, bir depresyona dönüşebilir. Resesyonun derinleşmesini engelleyebilecek tek kurum AMB'dir. AMB sınırsız şekilde tahvil alımı yapmadığı sürece, Draghi'nin açıklamaları 'oyun değiştirici' nitelikte olamaz. İspanya ve İtalya'nın borçlarını geri ödememe riski sürdükçe, yatırımcılar bu ülkelere uzun dönemli borç vermez. Dikkat edilirse, bir satış baskısı yaşandığında, en çok 10-yıllık faiz yükseliyor.
Son iki gündür; AMB'nin garantörlük görevini üstleneceği(sınırsız tahvil alımı yapacağı), Almanya'nın bu konuda ikna olmak üzere olduğu konuşuluyor. Merkel'in politik anlamda iyi bir satranç oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Bundesbank Başkanı, AMB'nin devreye girmesine sıcak bakmadığını söylüyor. Merkel gibi güçlü bir liderle, ülkenin merkez bankası başkanının taban tabana zıt görüşlerde olması inandırıcı gelmiyor. Özgür bürokratik düşünce, kriz öncesindeydi. O devir kapandı. Bugün liderle anlaşamazsan, koltuğunu kaybedersin.
AMB tam destek verirse, Avrupa hisselerini tutmak zorlaşabilir. Avrupa borsalarında cazip hisseler var. Sene başında, politika yapıcıların sorunun ciddiyetini anlayıp, AMB'nin devreye girmesine izin vereceklerini düşünüyordum. Geç kaldıkça işler arapsaçına döndü. Bu nedenle, AB borsaları beklediğim performansı gösteremedi. Son birkaç gündür konuşulanlar gerçekleşirse, hisseler iyi bir yükseliş yaşayabilir.
Buna karşılık; ABD borsaları iyi performans gösteremiyor. Son birkaç gündür yaşanan yükselişe rağmen, küresel risk iştahının en önemli göstergesi olan S&P 500 endeksi, mart ayındaki seviyelerinde geziniyor. Amerikan şirketleri ile ilgili soru işaretleri artıyor. Kar marjları, yılın son bölümünde biraz daha düşebilir. Yeni likidite programları gelse de, Avrupa hisseleri kadar yükseliş potansiyeli olmayabilir.
Bunları düşünürken, gözüme ilginç bir haber çarptı. Gelmiş geçmiş en iyi yatırımcı olan(şirketinin yıllık getirisine göre) Warren Buffett'ın, Amerikan ekonomisine olan güveni bilinir. Fakat Buffett, portföyünde değişiklik yapıyormuş. Portföydeki nakit miktarını artırırken, hisseleri satıyormuş. Görünen o ki; hisselerle ilgili onun da endişeleri var.