Politikacı ve yönetici olacaklara tavsiyeler

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

> You can fool all the people some of the time, and some of the people all the time, but you cannot fool all the people all the time.

> (Herkesi bazen, bazılarını da her zaman kandırabilirsiniz. Ama herkesi her zaman kandıramazsınız)

Abraham Lincoln

Damdan düşenler meselesi

Hepimiz yüksek okul mezunu idik. Bir kısmımızın yüksek lisans ve doktora derecesi vardı. Aramızda doçentler, profesörler de bulunuyordu. Devlet,  4 aylık, kısa dönem askerlik uygulaması getirmişti. Ben de Amerika’daki doktora programıma ara vermiş, askerliğimi yapmak için gelmiştim.

Askerliğimizin ilk günleri idi. Komutanımız yedek subay adaylarını futbol sahasında toplamış konuşuyordu. Bu, sıcak bir “hoş geldiniz”  konuşması idi. Komutan konuşmanın sonuna doğru şöyle dedi:  “Asker ocağı kutsaldır; bunu unutmayın. Görevinizi layıkıyla yapın; kaytarmayın. Vakti zamanında benim emrimde olan bir asker vardı. Görevini doğru yapmaz, fırsat buldukça kaçar, kaytarırdı. Ona da aynı şeyleri söylerdim. “Bak, Allah’ın sopası yok ki gözüne soksun. Ama dikkat et başına bir iş gelir. “Askerdeyken onu gözledim; bir şey olmadı.”  Buraya kadar normal bir konuşma idi. Komutan, bu kötü asker misalini de bir örnekle de taçlandırmak istedi. Konuşmasını şöyle sürdürdü. “Bu askeri gözledim. Evet, askerdeyken bir şey olmadı. Terhis olup gittikten sonra bir gün gazete okuyordum. Baktım o asker damdan düşmüş”

Belki komutan bu konuşmayı askerlere hep yapıyor ve bu damdan düşme öyküsünü hep anlatıyordu. Saf askerler de bu öyküye hep  inanıyordu. Belki de inanıyor gözüküyorlardı. Ama komutanın bu dam örneği tüm askerlik boyunca bizde mizah malzemesi oldu. Örneğin, hafta sonu kaçanların isimlerini okuyan takım kıdemlileri “Şimdi damdan düşeceklerin listesini okuyorum” diye verirdi.

Bir yorum

Bazen politikacılar ve yöneticiler dinleyicilerini hep kendi saf askerleri gibi farz ederler; buna göre konuşurlar. Komutanına gönülden bağlı saf askerler, önlerine ne konmuşsa yerler, itiraz etmezler. Ama herkesin saf asker olmadığını unutmamak gerekir.

“Sen ödeme gari”

Olay, Anadolu’nun bir kasabasında geçmiş. Küçük bir aşçı dükkanı. Kuru fasulye, pilav  türü şeyler pişiren bir yer. Adam da köyden kasabadaki pazara gelmiş. Ürününü satmış. Sonra da köye dönmeden karnını doyurmak üzere bu aşçı dükkanına uğramış. yemeğini yemiş. Elini yıkamak üzere mutfağın arkasına geçmiş. Zaman, eski zaman. Akan su yok. Sular kazanlarda biriktiriliyor. Suyu bulmak üzere mutfağın arkasında duran kazanlardan birine  yönelmiş. Arkasından da aşçı  can havli ile koşmuş. Ama biraz geç kalmış. Köylü kazanın kapağını kaldırmış ve kazandaki eşek başını görmüş. O an aşçı ile köylü göz göze gelmişler. Aşçı, köylüye mahcup biçimde “Sen ödeme gari” demiş.

Bir yorum

“Beşer, şaşar” derler. İnsanoğlu, hata yapar. Kusursuz kul olmaz. Buna politikacılar ve yöneticiler  de dahildir. Ama suç üstü yakalandığında, en azından yukarıdaki aşçı gibi davranmak da bir erdem olabilir.

Bir Ezop masalı

Ezop’un meşhur masalını herkes bilir. Ama ben yine de anlatayım. Kurnaz tilkinin karnı açmış. Bakmış bir karga, ağacın üstünde ve bir koca dilim peynir ağzında. Hemen ağacın altına gelip başlamış kargaya yağ çekmeye. “Karga kardeş. Ne güzeldir o yanık sesin. Özledik sesini. Bir şarkı söylesen de dinlesek.” Buna kanan saf karga, ağzındaki peyniri unutarak şarkı söylemeye kalkmış. Ağzını açar açmaz da peyniri ağzından yere düşürmüş.  Tilki de peyniri alıp kaçmış.

Şimdi de bu masalın yeni versiyonunu anlatayım. Yine karganın ağzında bir koca peynir parçası varmış, tilkinin de karnı yine açmış. Yine ağacın altına gelip kargaya yağ çekmeye başlamış: “Karga kardeş. Ne güzeldir o yanık sesin. Özledik sesini. Bir şarkı söylesen de dinlesek.” Karga bunu üzerine ağzındaki peyniri üstünde durduğu ağacın bir kovuğuna yerleştirmiş. Başlamış o korkunç sesiyle şarkı söylemeye . Aşağıda peynir bekleyen tilki şaşkın kargaya bakakalmış.  Bunu gören karga şarkıyı yarıda kesip aşağıdaki kurnaz  tilkiye kurnazca  göz kırpmış “Ne haber? Herhalde biz de Ezop okuduk” demiş.

Bir yorum

Kendini kurnaz sananlar, herkesi her zaman aldatamayacaklarını bilmelidirler. Ezop’u da okuyanların da olabileceğini unutmamalıdırlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019