Plastikte, katma değer artışına ‘Mükemmeliyet Merkezi’ formülü
Konu plastik sektörüyle ilgili ancak bu model her sektör için geçerli olabilir. Türkiye’de katma değerli üretimin sağlanması için eksikliklerimizi gideren iyi bir formül oluşturuyor. Çünkü, sanayi yönünden Ar- Ge, uluslararası sertifikasyon, prototip üretim; bilgi açısından üniversite var. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) tarafından, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile hayata geçirilen ‘Mükemmeliyet Merkezi’nden bahsediyorum. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türkiye için çok yeni ancak hedefte ürünün ticarileşmesi var. Üniversite sanayi işbirliği ve lisanslama gibi konularda bir merkez yaratarak, ürünlerde katma değer oluşturmak mümkün olacak” diyor.
“Dünyaya baktığınızda plastik kârlı bir üründür. Artık giderek başka ürünlerin yerini almaya başladı. Örneğin, otoparklarda bariyerleri eskiden demir görüyorduk şimdi plastik, şişeleri cam görüyorduk şu an plastik, arabaların içindeki parçalar plastik oldu. Plastik günümüzde demir, çelik, cam gibi ürünlerin yerini alarak hızlı büyüyen bir pazar.” Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı(PAGEV) Başkanı aynı zamanda SEM Plastik Genel Müdürü Yavuz Eroğlu bu bilgileri veriyor. Eroğlu, bugünkü maliyetlerle, her nokta plastiği ikame edecek farklı pek ürün olmadığına da dikkat çekiyor. Türkiye’nin de üretim sektörü olarak önemli alanlarından biri plastik. Fakat sektörün katma değerinin artması gerekiyor. Yavuz Eroğlu burada önemli projelerden bahsediyor. İsterseniz biraz baştan alalım...
9 MİLYON TON PLASTİK MAMUL
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, sektörün portresini şöyle çiziyor: “Türkiye’de plastik sektörü 9 milyon ton mamul üretiyor. Bu anlamda Avrupa’nın ikinci büyük kapasitesi, dünyada da altıncı sırada. Verilerden de anlaşıldığı üzere oldukça güçlü bir endüstri. Çalışan sayısı 250 bin. 14 bine yakın firmamız var.” Sektörün rekabetçiliği ne düzeyde? diye sorduğumda aslında can alıcı noktaya gelmiş oluyoruz… “ Orada ince bir ayrım söz konusu. Bir tarafta başarılı bir plastik mamul işleme sektörü var. Khowhow var, farklı bir bilgi var. Bu noktada KOBİ’lere baktığınızda medikal malzemelerden inşaata, ambalaja kadar birçok alanda ürün üretiyor ve ihraç ediyor. Biz plastik mamulde 2 milyar dolara yakın dış ticaret fazlası veriyoruz. Ancak bunların üretiminde kullandığımız polimerin imalatında Türkiye zayıf. Bunun en büyük üreticisi Türkiye’de Petkim… Petkim dâhil Türkiye’de üretim yapan şirketler yalnızca ihtiyacın yüzde 15’ini karşılayabiliyor. Kalan kısım ise ithalatla karşılanıyor.”
‘PLASTİKTE ÇİN’DEN UCUZUZ’
Polimer Türkiye’de üretilse sorunu çözer mi? Görünen kadarıyla çözmeyecek… Pek çok sektörde olduğu gibi aslında konu katma değer sorunu… Bunu PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şöyle dile getiriyor: “Polimer içeriden alınsa dahi yine petrol ithal edilmesi gerekecek. Üretim ve ihracata bakarsanız hacim çok iyi ancak katma değer çok yetersiz. Dünya plastik sektöründe en çok ihracat yapan 10 ülkenin ihracat kilogram fiyatı ortalama 5 dolar civarı. Türkiye’nin ise 2.8 dolar. Çin’inki 4 dolar. Biz plastikte Çin’den daha ucuzuz.”
Bunun temel sebebini Yavuz Eroğlu şöyle anlatıyor: “Bunun temel sebebi bizde bilgi eksikliği var. Bu nedenle bizdeki ürünler yeterince sofistike değil. Bugün çelikten daha sert, ipekten daha yumuşak plastik var. Bu plastikler oldukça kıymetli. Ancak bizim buradaki bir diğer sorunumuz da katma değeri yüksek bu ürünler en fazla uçak sanayii, savunma sanayii, medikal sektörünün ileri seviyelerinde kullanılıyor. Türkiye’ye baktığımızda bu sektörler ülkemizde yok. Örneğin Çin’in ihracat fiyatı 4 dolar ancak Çin’in kendi içerisinde uçak üretimi var.”
SADECE İNOVASYON YETMİYOR
Kısacası katma değer konusunda birincisi firmaların yapacakları var. Bilgi birikimi, inovasyon gibi… İkincisi daha büyük endüstrilere ihtiyacımız var. Devlet eliyle bu büyük endüstrilerin teşvik edilmesi gerekiyor. Belki pek çok sektör için böyle… Ancak bu noktaya bir türlü gelip hem makro hem mikro’yu aynı anda düşünemiyoruz.
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bu konuyu şöyle açıyor: “Özellikle savunma sanayiinde ülkeler ürettikleri katma değerli bir parçayı hem bilginin gizliliği hem de kendi ekonomisine katkı sağlamak amacıyla kolay kolay başka ülkelerle paylaşmak istemez. Dolayısıyla Türkiye’nin büyük ve stratejik endüstriler yaratması gerekiyor. Örneğin; Bilgem projesinde büyük gemilerin üretileceği bu projeye çok özel plastik parçalar verdi birçok firmamız. Ürettikçe de ihracat yapma isteğiniz artıyor” diyor.
‘MÜKEMMELİYET MERKEZİ’ KURULDU
Benim çok önemsediğim ‘Mükemmeliyet Merkezi’ örneğini işte burada anlatıyor Eroğlu: “Biz bu katma değerdeki eksikliği fark edince Tayvan’da, Kore’de neler yapılıyor onları inceledik. Bilgi yönünü nasıl halletmişler ona baktık ve gördük ki ‘Mükemmeliyet Merkezi’ dediğimiz merkezler kurmuşlar. Burada üniversiteyi bir tarafa, sanayiyi diğer tarafa koymuşlar. Araya ise başka yapılar kurmuşlar. Sanayi tarafına daha yakın bilgi üreten bir merkez olmuş. En önemli özelliği burada her bilgi ürüne ve ticari niteliğe dönüşmüş olmalı. Yoksa sanayi-üniversite işbirliği olmuyor. Bilgiyi, katma değeri artırmak için arada bir yapı kurmak gerekiyor. Bu merkez işte bunu aktif hale getiriyor… Prototipler oluşması sağlanıyor ve bir de tabii en önemlisi buradaki üretimlerin uluslararası lisanslanması mümkün oluyor.”
MERKEZİN TOPLAM BÜTÇESİ 70 MİLYON TL
Eroğlu, merkezi nasıl kurduklarını anlatırken, Ar-Ge’nin tek başına yeterli olmadığını da özellikle vurguluyor. Yavuz Eroğlu şu bilgileri veriyor: “Kendi plastik çevrelerimizin yoğun olduğu bölgeler var. İstanbul’da özellikle İkitelli, Halkalı civarında birçok plastikçi var. Ürün sofistikasyonunu artırmak için bilgi altyapısını kurmamız gerekiyordu. Bununla ilgili, dünyadaki modelleri inceledik. Yaklaşık dört ay önce Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızla görüştük, Türkiye’nin ilk ve tek ‘Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ için protokol imzaladık. PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, Halkalı’da kuruluyor. Bu merkezde; sanayi yönünden Ar-Ge var, sertifikasyon var, prototip üretim var. Merkezin toplam 70 milyon TL civarında bütçesi var. Merkezin bilgi birikimi ve finansmanı birlikte yürüyor. Bizim dışımızda, bundan bir ay önce Sabancı Kompozit Mükemmeliyet Merkezi açıldı. TÜBİTAK-MAM’ın içinde motor mükemmeliyet merkezi var.”
PAGEV, KİMLERİ TEMSİL EDİYOR?
PAGEV’in kimleri temsil ettiğini Başkan Yavuz Eroğlu şöyle anlatıyor: “Türkiye’deki plastik değer zincirini temsil ediyor. Öncelikle değer zincirinin içerisinde hepimizin bildiği mamuller var. Plastik şişe, arabanın içerisindeki konsol, tampon, medikal şırınga, plastik boru gibi birçok sektörün alt gruplarını da kapsayan plastik mamul üretimi. Bir tarafta ise plastik hammadde üretenler var. Burada, Petkim gibi birkaç firma bulunuyor. Az olmalarına rağmen plastik değer zinciri içerisindeki yerini alıyor. Başka bir taraftan plastik üretimini gerçekleştiren makine, teçhizat ve ekipmanları üretenler var. Bu firmalarda bizim üyelerimiz. PAGEV olarak biz de bu değer zincirinin tamamını temsil ediyoruz.”