Plastik sektörünün 2017 yılı beklentileri

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

“Plastik sektörünün 2017 yılı beklentilerini” Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Reha Gür’ün anlatımıyla sizlere aktaracağım...

“2016 yılında yaşanan olumsuzlukları geride bırakarak yeni yıla yeni umutlarla girmeyi hedeflerken İstanbul-Ortaköy’ deki vahşi terör saldırısı ile sarsıldık.. Yurt içinde ve yurt dışında yaşanılan terör olayları,15 Temmuz darbe kalkışması ister istemez üretim, yatırımlar ve ihracatın yavaşlamasına neden oldu. Ülkece içinde bulunduğumuz durum maalesef geleceğe yönelik gerçekçi tahmin yapabilmeyi ne kadar zorlaştırsa da, büyük resmi okumaya çalışarak, geçmişte yaşadığımız tecrübelerin çıktılarını bugünün girdisi olarak kabul ederek, elimizden geldiğince gerçekçi yorumlara ulaşmaya çalışmaktayız” sözleriyle başladığı anlatımınına Gür şöyle devam etti; “PLASFED tarafından paylaşılan 2016 yılı sek tör değerlendirmesine göre bu yıl yaklaşık %3.8’lik bir büyüme ile üretimde 9 milyon ton seviyesini aşmış durumdayız.

Emtia fiyatlarındaki gevşeme ve özellikle plastik mamul ihracatında miktar olarak yaşanan gerilemeyle birlikte ihracatımız da 5 milyar dolar seviyelerinde takılmış durumda. Biz sektör olarak çok geniş bir portföye hammadde ve mamul üreten bir sektör durumunda olduğumuz için, en az doğrudan ihracatımız kadar da dolaylı ihracat yapmaktayız. Bu nedenle, sektörümüzün büyümesi de ülkemizin diğer sektörlerinin büyümesiyle de orantılı olmakta. Ülkemiz ekonomisinin lokomotif sektörlerinden kabul edilen otomotiv sektörünün 2017 ye dair beklentileri %12 civarında bir büyümeyi işaret etmekte.

Beyaz eşyanın %5, plastik ambalajın %6, inşaatın %4 büyüme göstereceği öngörülen bir yıl bizleri beklemekte. Bölgesel büyümelerde ise ABD %2.3 ve Euro Bölgesi %1.6 iken dünyanın %3.3’lük bir büyümeye koşacağı öngörülmekte” diye tamamladı.

Sektör olarak en fazla ihracatı yakınımızdaki ülkelere, Euro Bölgesi’ne ve İngiltere’ye yapmakta olduklarını vurgulayan Gür, “Avrupa’da büyümenin plastik sektörü özelinde de maalesef yavaşladığı göz önüne alındığında , ihracatımızın giderek zorlaştığı gerçeği ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu bağlamda ihracatta miktar olarak çok ciddi büyüme beklemek hayalcilik olacaktır. Emtia fiyatlarındaki artışın etkisiyle 2017’de de sektörün 2015 ihracat miktarı olan 5.3 miyar doları yakalaması mümkün gözükmektedir.

Dolaylı ihracat ve iç tüketimin etkisiyle sektörün toplamında %4’lük bir büyüme gerçekleştirme ihtimalini yüksek görmekteyiz. Endüstri 4.0 her geçen gün sanayide yaygınlaşmaya devam etmekte. 7-8 yıl içinde yapılacak yatırımlarla Almanya ile Türkiye arasında işçilik maliyetlerinin %5’ler mertebesine ineceği tahmini ve mevcutta sektörümüzün ortalama kârlılığının %5’ler civarında olduğu gerçeğini bir potada eritirsek, teknolojik ürün geliştirme ve üretme konusunda geç kalmış durumda olduğumuzu hatırlamış oluruz.

Gelecek, rekabet anlamında sektörümüzün bugünden daha büyük sıkıntıları yaşayacağını bizlere işaret etmekte. Hem hammadde de dışa bağımlı olup hem artan işçilik ve enerji maliyetlerine maruz kalıp hem de düşük ve orta teknoloji ürünleri üreterek ayakta kalmayı beklemek gerçekçi olmayacaktır.

Tüm sektör mensuplarımızın, mevcut durum analizlerini gerçekçi yapmaları ve başta eğitim olmak üzere, insan kaynağına ve teknolojik alt yapıya yapacakları yatırımı artırmaları geleceklerini kurtarmak adına kaçınılmazdır.

Bunların yanısıra, birçok sektörün destekçisi durumunda olan plastik sektörü maalesef ne teşvik sisteminden yeterli desteği alabilmekte ne de gelişimi için ihtiyaç duyduğu kredi finansman olanaklarına ulaşabilmekte.

Hammaddede dışa bağımlılığı %90 ın üzerinde olan bir sektör olarak kur dalgalanmalarından en fazla etkilenen sektörlerin başına gelen sektör durumunda bulunan sektörümüz, sanayi arsası üretiminde de maalesef destek bulamadığı için büyüme ve entegrasyon atılımında hep zorluklar yaşamakta.

Bu da gelecek dönem projeksiyonunda potansiyellerinin kısıtlanması anlamını taşımakta.
İçinde bulunduğumuz kritik dönem, hem ülke, hem sektör ve hem de firmalarımız açısından imaj çalışmasına ağırlık vermek durumunda olduğumuz bir dönemdir. Bu bağlamda, önemli bir kazanımken kaybedilmiş olan Tanıtım Grubu imkanlarından faydalanamayacak KOBİ’lerimiz için orta ve uzun vadede ihracat pazarlarının elde tutulması giderek zorlaşacaktır. Sektörümüzün %99’unun KOBİ ölçeğinde olması da, gelecek potansiyelleri açısından sektör özelinde desteklerin hayata geçirilmesini zorunlu kılmaktadır” sözleriyle plastik sektörünün 2017 yılına ilişkin beklentilerini dile getirdi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar