Plastik sektöründeki makine imalatçıları...

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

III. Sanayi Şurası, ardından TİM’in düzenlediği “Türkiye İnovasyon Haftası etkinliği” ülkemizde sanayileşme stratejileri ve inovasyon alanında yeni yol haritalarının belirlenmesinde önemli sonuçlar çıkardı.

PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci’ye her iki etkinliği ve plastik sektöründe özellikle makine üreticileri açısından değerlendirmesini rica ettim.

“Her iki etkinliği de izleme olanağını buldum, emeği geçen, katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.

Gerek ülkemiz imalat sanayi, gerekse sektörümüz açısından çok önemli konular tartışıldı, tebliğlerde ve sonuç bildirgelerindeki tesbit ve öneriler bizlere de yeni ufuklar açacak.

Makine imalatçıları olarak bir dizi etkinlikler yapıyoruz örneğin; EUROMAP’in (Avrupa Birliği Plastik ve Kauçuk Makine Üreticileri Birliği) 49. İcra Komitesi Toplantısı, 28 – 29 Kasım 2013 tarihlerinde PAGDER’in ev sahipliğinde hem ülkemiz makine imalatçıları, hem de dünya makine imalatçıları açısından önemli bir toplantı gerçekleşti. EUROMAP’in son dönemde aldığı kararlar, sektöre yönelik çok önemli gelişmeleri içeriyor.

Ülkemizdeki makine imalatçılarının durumuyla ilgili bir değerlendirme yapmam gerekirse Türkiye, 2013 sonunda Avrupa’nın ikinci büyük plastik imalatçısı ülkesi olacak. Türkiye plastik sanayii hemen hemen bütün plastik ürünleri imal ediyor.

Yıllık yüzde 10’lar seviyesinde bir büyüme sağladı.

Ancak sektör bu hızla büyürken, plastik ve kauçuk işleme makineleri sektörü aynı hızda büyüyemiyor. Türkiye plastik işleme makineleri pazarının yüzde 70-80 aralığında değişen oranda yabancı menşeli makineler alıyor. Türkiye pazarı küçümsenemeyecek büyüklükte. Bu alanda yatırımların azaldığı bir ortamda dahi 750 milyon dolar düzeyinde gerçekleşiyor. Plastik sektörü 2003-2012 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplam 5,7 milyar dolarlık makine yatırımı yaptı.

Türkiye plastik işleme makineleri imalatı, ithal ikame döneminde plastik sanayii ile birlikte hızla gelişti. Çünkü yeni ve çok güçlü bir endüstriyel-tüketim malzemesi olan plastiğe girişimciler büyük ilgi gösteriyordu.

Plastik endüstrisine yatırım yapmak isteyenler de makine ithali zor olduğu için yerli makine üreticilerine makine sipariş ediyordu.

Hatta, Türkiye’nin ilk koruma kalkanlarını indirmeye başladığı 80’li yıllarda dahi güçlü bir yerli plastik işleme makinesi sektöründen söz edilebilir. Geçmişte, makine imalatçısı şirketlerin büyük bir çoğunluğu halen faaliyette ancak dış rekabet koşulları nedeniyle genel bir gerileme eğiliminin hala devam ettiğini söyleyebiliriz.

Türkiye makine imalatçıları, yatırımcının bu rekabet talebine cevap verebilecek Ar-Ge’ye dayalı, daha verimli, daha yüksek teknolojili makinelere geçiş yapamadı.

Ülkemizdeki teknolojiye dayalı sanayiler için genel bir sorun olan bu unsur, plastik işleme makineleri için de geçerlidir. Son yıllarda ihracatta artış gözlense de plastik işleme makineleri imalatçıları, düşük kar marjı ve yoğun rekabet nedeniyle, başta Çin olmak üzere ucuz makinelerin baskısı altındadır.

Ülkemizin ne yazık ki plastik endüstrisine ve plastik işleme makinelerine yönelik bir stratejisi yoktur. Bu da gerek sektöre girişler, gerek teşvik politikaları, gerekse yönlendirme-yönetme ekseninde ciddi bir boşluk doğmasına neden olmaktadır. Yerli üretimin geliştirilmesi ve pazar payının artırılması için öncelikle sektörün yeniden yapılanması ve en önemlisi bir strateji benimsenerek buna göre yönetilmesi gerekmektedir.

Alternatif pazarlarda yer bulmak, Türkiye’nin makine imalatçısı kimliği üzerine imaj çalışması yapılmalıdır.

Yatırım teşvik kararnamesi ve Ar-Ge kapasitesi olan firmaların kullanabileceği Ar-Ge, inovasyon teşvik-hibe projeleri-programları değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

Yerli makine imalatında 2011’de başlayan yükseliş devam edecek ve 2012’ye göre yüzde 10 artışla 342 milyon dolarlık üretim gerçekleşecek.

İhracatın yüzde 10 artarak 138 milyon dolar dolayında olacağını tahmin ediyoruz.

Makine imalatçıları 2013 yılının 9 ayında 116 farklı ülkeye ihracat yaptı.

İhracatın yüzde 55’i ilk 10 sıradaki ülkelere gerçekleşti.

En fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke Rusya, İran ve Romanya oldu.

PAGDER olarak sektörümüzün tüm alanlarında, Ar-Ge’ye dayalı katma değerli üretimin ihracatını artırabilmek için ciddi çabalar gösteriyoruz.

Her iki etkinliğin sonuçlarından da yararlanarak sektörümüzün rekabet gücünü arttıracağız.”

Başkan Semerci’nin; etkinlikleri makine imalatçıları açısından değerlendirmesini ve yaptıkları çalışmaları paylaşmış oldum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar