Plastik sektöründe PET ithalatında korunma önlemi..
Geçtiğimiz gün Meksika Plast Imagen Fuarı’ndan dönen Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı değerli dostum Reha Gür’le sohbet etme olanağını buldum. Sohbetimizin konularını 28 Ekim günü yürürlüğe giren PET hammaddesi ithalatına getirilen ek mali yükümlülük, Meksika Plast Imagen Fuarı izlenimini ve temmuz ayında uygulamaya alınan yeni fuar katılım desteklerini uygulamada yaşanılan sorunlar oluşturmuştu. Sohbbetimizin ithalatına getirilen ek mali yükümlülük bölümünü bugün, Plast Imagen Fuarı’ndan izlenimlerini ve yeni fuar katılım desteklerini uygulamada yaşanılan sorunların değerlendirildiği bölümleri ise gelecek yazımda sizlerle paylaşacağım.
Reha Gür'ün bu bölümde anlattıkları şunlardı; “Bilindiği üzere, Ekonomi Bakanlığı tarafından polietilen tereftalat (PET) ithalatına üç yıl süreyle belli gümrük kıymeti oranları nispetinde korunma önlemi üçüncü kez uzatıldı. 28 Ekim 2017 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren tebliğe göre 78 ml/gram veya daha fazla akışkanlığa sahip PET hammaddesi ithalatına, 2018, 2019 ve 2020 yıllarını kapsayan dönemlerde sırasıyla gümrük kıymetinin yüzde 6.40'ı, yüzde 6.20'si ve yüzde 6'sı oranında ek mali yükümlülük uygulanacak. Ağırlıklı olarak su ambalajlarının üretimi için kullandığımız PET hammaddesinin yıllık ithalatı yaklaşık 70-80 bin ton aralığında (serbest bölgede faaliyet gösteren yerli üretici dışarıda bırakıldığında) seyretmektedir. Bu ithalatın da yaklaşık yüzde 80-90 aralığında bir oranla Dahil İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yapılmakta. DİR (ihraç amacıyla gümrük muafiyetli ithalata imkan sağlanması) hariç PET resin ithalatının ise yaklaşık olarak 10 bin civarında. PET ithalatının yerli üretime oranı yaklaşık olarak yüzde 20-30 oranları arasında değişiyor. İthalat özellikle teknoloji vb. farklılık sunan değil maliyet rekabeti yapan Pakistan, Hindistan ve Çin gibi ülkelerden yapılmakta. Yerli üreticilerin yurtdışı ve yurtiçi satış fiyatlarının birbirine yakın olduğu gözlemlenmekte. Yurtiçine ürün tedarikinde de işleyen bir sistemin var olduğu düşünülmektedir.
Bununla birlikte, PET İthalatında Korunma Önlemi Uygulamasına İlişkin Karar, 2011 yılı sonundan bu yana uygulanıyor. Daha önce 2015, 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan dönemlerde sırasıyla gümrük kıymetinin yüzde 6.75'i, yüzde 6.65'i ve yüzde 6.55'i oranında ek mali yükümlülükler uygulanmıştı. Şimdi yayımlanan kararda da yüzdeler yüzde 0,20 oranında düşerek azalmaya devam ediyor. Ancak, bu konunun üç boyutu üzerinde dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bunlar;
- Birincisi PET resin kullanan mamul üreticilerinin durumu.
Mamul üreticilerimizin önemli bir kısmı KOBİ’lerden teşekkül ediyor. Dolayısıyla maliyet rekabetinin etkin olduğu bir alan söz konusu. Bir o kadar önemli tarafı mamul üreticilerinin doğrudan yaptığı ihracat ve ürün ambalajı vb. vasıtalarla yapılan dolaylı ihracat. Bu doğrultuda, PET resini hammadde olarak kullanarak, plastik mamul üreten üreticiler için maliyetleri arttırabilecek uygulamalar, rekabet gücünü ve ihracatımızı olumsuz yönde etkileyebilecektir.
- İkincisi yerli PET resin üreticisi üyelerimizin de ağır maliyet rekabeti ile karşı karşıya kalmaları.
PET resinin elde edilmesinde kullanılan PTA ve MEG gibi kimyasallar girdilerde onlar da ithalata bağımlılar. Zira, bu kimyasalların tek bir yerli üreticisi var, o da sunulan tedarikin ancak dörde birine yakınını karşılayabiliyor. Aktüel olarak bu önemli kimyasal girdileri özellikle serbest ticaret anlaşmaları vb. yollarla dünya fiyatlarından tedarik edebilmek mümkün olabiliyor, ancak serbest ticareti bozabilecek, hammaddenin yarı-mamul, mamul üreticisine rekabetçi koşullarla ulaşmasını engelleyecek anti-damping vb. müdahaleler katma değer üreten ve ihracat yapan birçok sektörü zincirleme şekilde etkileyecek. Bu konunun gözden kaçırılmaması gerektiği, üretici sektörlerin tekellerin insafına bırakılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
- Üçüncüsü bu önlemlerden negatif yönde etkilenme
PET hammaddesini katma değerli ve teknolojik diğer ürünlerde kullanan özellikle mühendislik plastikleri vb. sektörlerin bu önlemlerden negatif yönde etkilenmemesi gerekmektedir. Bu noktada, akışkanlık itibarıyla PET şişe üretiminde kullanılmayacak hammaddelerin aynı GTİP altında değerlendirilmesi, mühendislik plastikleri, kompozit malzeme üreticilerini zor durumda bırakabilir. Bunun yerine bu sektörlerde kullanılan ve PET şişe yapımında kullanılmayan PET resinin ayrı bir GTİP ile değerlendirilmesi yerinde olacak" diyor.
Sohbetimizin bu bölümünü oluşturan “ PET hammaddesi ithalatına getirilen ek mali yükümlülük”e ilişkin Reha Gür'ün değerlendirmesi özetle bunlardı.