Planlı tarımsal üretimin nasıl yapılacağı tartışmaya açıldı
Tarımsal üretimin planlanmasına yönelik olarak Cumhuriyet tarihinin en önemli adımı atıldı. Yıllardır tartışılan ve neredeyse herkesin görüş birliğine vardığı bu konunun ilk defa uygulama aşamasına gelmesi, Türkiye Yüzyılı iddiasına sahip ülkemiz açısından heyecan verici.
Bilindiği üzere, önceki Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişçi döneminde, Tarım Kanununun 7. Maddesinde, 23 Mart 2023 tarihinde önemli bir değişiklik yapılmış ve “Tarım sektörü ile ilgili politikaların tespit edilmesi, planlanması ve koordinasyonu ile ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak uygulanmasında Bakanlık yetkilidir” hükmü getirilmişti. 7. Maddenin, 2. ve 3. fıkralarında ise “Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce Bakanlıktan izin alınır…
Bakanlık, arz ve talep miktarı ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceği ile tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirler” denilerek yeterlilik, çevre, verimlilik ve en önemlisi de gıda güvencesi ve güvenliği vurguları yapılmıştı.
Yönetmelik taslağı hazır
Mevcut Tarım ve Orman Bakanımızın da Bakan Yardımcılığı döneminde emek verdiği bu çalışma, şimdi kendisi ve ekibi tarafından hayata geçiriliyor. Devlette devamlılığın güzel bir örneği…
Kanun değişikliğinden sonra, 7. maddenin (ç) bendine göre Bakanlıkça hazırlanması gereken Yönetmeliğin taslağı hazırlandı. Bakan Yumaklı, "Yönetmelik taslağı, sektör paydaşlarının görüşlerine sunuldu, tarımsal üretim ile ilgili takvim işlemeye başladı" diyerek konuyu kamuoyunun görüşüne sundu.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Bakan Yumaklı'nın açıkladığı takvim çerçevesinde bölgelerde birçok toplantı gerçekleştirilecek. İlgili kamu kurumları, özel sektör ile tarım sektöründe faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşları, birlikler, odalar, dernekler ve üniversitelerin de görüşlerinin alınacağı toplantıların ardından Tarımsal Üretim Planlanması Hakkında Yönetmeliğin hazır hale getirilmesi bekleniyor. Şimdi, tüm paydaşların, ellerini taşın altına koyma zamanı.
Özellikle sivil toplum ve akademik camia, sonradan şikâyet etmek yerine, yapıcı görüş ve eleştirilerini şimdi dile getirmeliler. Bunu yaparken de ayak üstü beyanatlar yerine, kendi etki alanlarındaki kişilerle beyin fırtınaları gerçekleştirdikten sonra, altına imzalarını atabilecekleri bir belge haline getirerek Bakanlığa iletmeleri gerekiyor.
Yönetmeliğin en dikkat çeken yönü, tarımsal üretimin öngörülebilir ve yönetilebilir olmasını temin etmek amacıyla, Bakanlık bünyesinde Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu’nun oluşturulacak olması. Taslağa göre, Kurul; Bakan tarafından görevlendirilecek Bakan Yardımcısı başkanlığında, Bakanlığın 15 kurumunun başkan veya müdürlerinden oluşuyor.
Taslaktaki haliyle Kurul, ilk bakışta Bakanlık bürokratlarından oluşmuş durumda. Buna diğer Bakanlıklardan da ilgili birimler dahil edilmeli (Ticaret Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi). Taslağın 6. maddesinin 2. bendinde, “İhtiyaç duyulması halinde Kurul toplantılarına katılmasında yarar görülen kurum ve kuruluşlar, üniversiteler, ürün konseyleri, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörden kurula temsilci davet edilebilir.
Toplantılara katılan bu temsilcilerin oy hakkı bulunmaz” denilmekte. Bu zikredilenlerden en az beşi, oy kullanma haklarıyla Kurulun asıl üyesi olmalı. Böylece, icracı ve hesap vermek durumunda olan Bakanlığın ağırlığı korunmuş ve 2. bentte yer alan temsilcilerin de söz hakları kuvvetlendirilmiş olur.
Kurulun esas görevi; arz güvencesinin temin edilmesi, iklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerinin değerlendirilerek verimliliğin artırılması, tarımsal üretimin uygun ekolojilerde geliştirilmesi için arz ve talep miktarı, yeterlilik oranı dikkate alınarak tarımsal üretim planlaması yapmak olarak taslakta yer alıyor. Konu oldukça kapsamlı. Devam edeceğiz.