Plan mı, pilav mı?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

 

Yıl: 1963

Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı web sitesinde teşkilatın tarihçesi anlatılırken şöyle deniyor: “Ülkemizde 1960'dan itibaren ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın hızlandırılması, uygulanan politikalar arasında uyum sağlanması, toplumsal ve kültürel dönüşümün uyumlu yönlendirilmesi ve ekonomiye rasyonel kamu müdahalesinin temini amacıyla Kalkınma Planları’nın hazırlanması ve uygulanması fikri benimsenmiştir. 1961 Anayasası ile iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek için Kalkınma Planları’nın hazırlanması
hükme bağlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda 30 Eylül 1960 tarihinde Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur.”

Ancak kalkınma planlarının hazırlanması ve uygulanması fikri ülkemizde herkes tarafından benimsenmemiştir. Örneğin, dönemin güçlü partisi Adalet Partisi, planlı kalkınma modeline karşı çıkmıştır ve seçim meydanlarına “Bize plan değil, pilav lazım” sloganı ile inmiştir.

Biraz daha tarih diyelim. Yıl 1963: ülkemizde yerel seçimler yapılmaktadır. İstanbul’da Belediye Başkanlığı seçimini Adalet Partisi adayı kazanır. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi seçim sonucuna itiraz eder. Çünkü seçimi kazanan Adalet Partisi adayı, seçim kanununda belirtilen süre içinde memuriyetten istifa etmemiştir. İtiraz yerinde bulunur ve AP adayı yerine CHP adayı Haşim İşcan İstanbul Belediye Başkanı olur. Böylece planlamaya itiraz eden bir parti, plansızlığının kurbanı olmuştur.

Yıl: 2013

Üçüncü Boğaz Köprüsü’nün temeli atıldı. Dakika bir, gol bir. Köprü, ismiyle tepki topladı. Derken basında şöyle bir haber ortaya çıktı “3. Boğaz Köprüsü’nün projede belirtilen yerin dışında yanlış bir noktada yapılmaya başlandığı ortaya çıktı, köprüyle ilgili tüm imar planları Bakan Binalı Yıldırım imzasıyla iptal edildi. Köprü ve bağlantı yolları nedeniyle kesilen yüz binlerce ağacın da yok yere katledildiği anlaşıldı. Bakanlığın şok kararı, Büyükşehir Belediyesi ile 15 ilçe belediyesine resmen bildirildi…”

Bunun üzerine Ulaştırma Bakanı şöyle bir açıklama yaptı: “Yanlış yapılan bir iş yok. Şu var. Köprü güzergahında bazı yerlerde mecburi sapmalar oldu. Mesela kuş yollarına rastladı Riva deresinde. Orada hafif yolu değiştirdik. Kaynak sularına rastlayan bölgeler oldu, değiştirdik. Böyle mecburi ufak tefek değişikliklerin planlara işlenmesi lazım. Yapılan işlem budur.”

Plan ve planlama

Ülkemizden iki örnek olay verdim. Birisi 1963 yılında gerçekleşmiş, birisi de 2013 yılında. Şu ölümlü dünyada bu iki olaya da tanık olmak bana kısmet oldu. İki olayda da, aradan 50 yıl geçmesine rağmen, ortak bir yön var: “planlama konusundaki zafiyet”. Bu coğrafyanın insanı, planlamaya çok fazla inanmıyor ve bu fonksiyonu sağlıklı kullanamıyor.

Şöyle bir deyiş vardır: Her şey dünyada iki kez inşa edilir: Birisi zihinde, diğeri ise gerçek yaşamda. İşte zihinde inşa edilme olayına planlama denir. Bunun için bir hedef ortaya konur.

Sonra bu hedefe varmak için yapılması gereken işler düşünülür, yol haritası çizilir. Bu harita çizilirken de siyasal, ekonomik, sosyal, teknolojik, yasal ve çevresel faktörler göz önüne alınır.

Birinci olayda Adalet Partisi Belediye Başkan adayı, neyi atlamıştır? İşin yasal boyutunu. Aday olabilmek için belli bir süre öncesinden devlet memuriyetini bırakması gerektiği yasa
hükmünü göz önüne almamıştır.

İkinci olay da tam ders kitaplarına girecek bir vak’a niteliğindedir. Bu olayda neler atlanmıştır? İlk atlama, isim konusunda olmuştur. Toplumun bir kesiminin tepkili olduğu bir isim seçilmiştir.

Görülen odur ki, siyasal ve sosyal boyutlarda gerekli inceleme, gerekli titizlikle yapılmadan isim seçilmiştir. Plandaki değişiklik nedeniyle, ağaçların yok yere kesildiği veya kesilmediği konusuna girmiyorum; çünkü bu konu henüz tam olarak açıklığa kavuşmadı.

Tabi ki, planlar değişebilir. Ancak hedef değişirse, ya da koşullarda bir değişiklik olursa planlar değişebilir. Üçüncü köprü çevre yollarında değişikliğe neden olarak gösterilen “kuş yolları” ve “su kaynakları” yeni ortaya çıkan bir şey değildir. İlgili Bakan’ın açıklaması, yapılan ilk planda bunların atlandığını açıkça ortaya koymaktadır.

Sonuç

Yönetimlerde planlama çok önemlidir. Planlama, sağlam bir bilgi birikimi ve güçlü bir düşünce alt-yapısı gerektirir. Eğer plan yapmakta başarısızsanız, başarısızlığı planlıyorsunuz demektir.

Bir, ameliyathanelerde “pardon” deme hakkınız yoktur, bir de büyük projelerde. Planları iyi düşünüp taşınıp yapmak gerekir. Planı iyi yapamazsanız, pilavı da yiyemezsiniz; ya da çok pahalı yersiniz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019