Plan beklenirken...
UZMAN GÖRÜŞÜ / Murat BERK / Yapı Kredi Yatırım
Uzun zamandır tasvir etmeye çalıştığımız küresel reflasyon çabalarıyla diplerden toparlanan ekonomiler ve yükselme trendinde olan hisse senedi piyasaları şeklinde özetleyebileceğimiz büyük resimde henüz önemli bir değişiklik görülmüyor. Öte yandan, piyasaların en azından yükselişlerine bir mola verme ihtimali bizce artıyor.
Daha önce bahsettiğimiz iki farklı temanın piyasalar açısından daha önemli hale gelebileceğini ve çokça konuşulan ama fazla gerçekleşmemiş olan piyasalar arası ayrışmanın artabileceğini düşünüyoruz.
Bu iki temadan ilki bazı ülkelerde ekonomilerin çift dip yapabileceğine dair endişelerin artması (örneğin ABD, Japonya gibi ülkelerde), diğeri ise (İsrail, Avustralya örneklerinde görüldüğü gibi) Merkez bankalarının parasal ve niceliksel gevşeme döneminin, dolayısıyla da çok düşük faiz ortamının uzun süre kalıcı olacağına yönelik beklentilerin sorgulanması.
Bu bağlamda, Türkiye açısından ikinci temanın, yani Merkez Bankası'nın faiz politikasını önemli bir biçimde değiştirmesinin kısa vadede düşük bir olasılık olduğunu düşünüyoruz. Bunun ana sebeplerinden biri ise bizce ekonominin yavaş bir toparlanma sürecinde olması.
Geçen hafta açıklanan veriler de bu konudaki fikrimizi değiştirmedi. Temmuz ayında sanayi üretimi yıllık %9.2 düşüş ile önceki aylara nazaran daha sınırlı bir yıllık daralmaya işaret etti ve düzeltilmiş veriler önceki aya göre artış gösterdi. Ağustos kapasite kullanım oranı
%69.7 ile hem geçen ağustos hem de önceki aya göre geriledi.
Gene geçen hafta açıklanan ikinci çeyrek GSYH büyüme verileri, %7 daralma ile beklentilerden iyi gerçekleşti. Bunun yanı sıra özellikle özel tüketim olumlu sürpriz yaptı. Ancak bütün bu gelişmeler rağmen özel sektör yatırımlardaki ciddi daralmanın devam ediyor olması bizce hızlı bir toparlanma görünümüyle uyumlu değil.
Ayrıca, üretimde gördüğümüz yavaş toparlanma devam ederken, tüketim eğilimini yansıtan daha güncel veriler de yavaş toparlanma görünümü ile bizce uyumlu.
Bu bağlamda, önümüzdeki haftalarda açıklanması beklenen Orta Vadeli Plan'ın ve bunun IMF ilişkilerine nasıl yansıyacağı bizce kritik bir öneme sahip olduğunu tekrarlıyoruz.
Bu hafta -eğer açıklanırsa- Orta Vadeli Plan ve Merkez Bankası'nın faiz karar ve ileriye yönelik açıklamaları önemli. TCMB'nin 50 baz puan indirim yapacağına kesin gözüyle bakılırken, bundan sonrası için vereceği sinyaller bizce daha önemli.
Yurtdışı veri gündemi açısından ise ABD'de özellikle perakende satışlar (salı), enflasyon (çarşamba) ve sanayi üretimi (çarşamba) bizce önemli.