Piyasayı kilitleyen gizli tehlike: Çek
Deprem bölgesinde bankalar alacaklarını ertelemedi, yeni kredi için şartlarını ve maliyetlerini ağırlaştırdı. Finansman koşullarında yaşanan daralma nedeniyle piyasada dolaşımı artan çekler ise gün geçtikçe önemli bir sorun haline geliyor. Ticaret Bakanlığının çeklerle ilgili düzenleme yaptığı belirtilirken “Piyasada iş beklemiyor” vurgusu yapılıyor.
Çek konusunda karmaşık ve yıpratıcı bir süreç işliyor. Tarihi gelmiş on birlerce çek ya ödenemiyor ya da hesapta yeterli bakiye göründüğü anda para çekiliyor.
Yani depremzede bir tarafta alacağını mahsup edemiyor diğer tarafta kendi yazdığı çeki erteletemiyor. Deprem, sel derken önümüzdeki 6 ay çek konusu bölgenin ve Türkiye’nin önemli bir sorununa dönüşüyor.
Bu noktada KGF’nin piyasadaki kilidi çözecek bir rol alabileceğini belirten iş dünyası Türkiye genelinde ibrazda ödenen yıllık 2.6 trilyon liralık çekin 600 milyarının bu bölge iş dünyasından geldiğini ve sistemde yaşanacak tıkanıklığın sadece deprem bölgesini değil Türkiye’yi etkileyeceği vurgulanıyor.
Yıllık 20 milyar dolar ihracat üreten deprem bölgesinde yavaş da olsa çarklar dönmeye başladı. Esnaf işinin başına geçti ve sokaklarda sınırlı da olsa eko sistem canlanmaya başladı.
Ancak yaraların sarılması, gündelik hayatın ve ekonominin 5 Şubat’a dönebilmesi için daha uzun aylara ihtiyaç var. Hatay ve Gaziantep olmak üzere deprem bölgesinde 3 gün boyunca pek çok işadamı ile biraraya geldik. Hepsinin sorunlarını tek tek dinledik.
Gördüğümüz, dinlediğimiz ve tespit ettiğimiz son durum şöyle: Marmara Bölgesini etkileyen 99 depreminde geri dönüş 9 ayda sağlanabilmişti. Bugün 11 ili etkileyen depremin izlerinin silinmesi için en az 12 aya ihtiyaç duyulacağı ifade ediliyor.
Depremzedeleri temel yaşam şartlarının tam olarak sağlanamadığı bölgede yeniden üretime geçmek isteyen sanayiciler ile kepenk açan esnafın sorunları birikiyor. Bir yandan yeniden ayağa kalkmanın mücadelesi verilirken diğer yandan depremin yarattığı dolaylı etkilerin sorunları yeni gün yüzüne çıkıyor.
Deprem nedeniyle bölgede yaşanan yoğun göç ve buna bağlı işçi gücü kaybı yeniden üretime geçmeye çalışan sanayinin önündeki ilk büyük sorun oldu. Çalışanlar, iş yeri enkaz altında kalan esnaf, üretime ve tüketim ekosistemini ayakta tutan insan gücü bölgeyi terk etti.
Çalışanları elinde tutmak isteyen işletmeler, önce çalışanların konaklama sorunlarına geçici çözümler üretti. Her fabrika bahçesine çadır kurdu. Konteyner temin etmeye çalıştı. Maaş yanında işveren, çalışanların acil ihtiyaçlarını gidermeye çalıştı, maaş tutarında primler vererek göç etmesine engel olmaya çalıştı. Aşevleri kuruldu, temel ihtiyaç maddeleri karşılanmaya çalışıldı.
Depremin ikinci haftasından sonra bazı bölgelerde üretim yüzde 20 kapasiteye ulaşırken, daha az zarar gören işletmelerde kapasite yüzde 60’lra kadar yükseldi. Böylece ilk şok atlatıldı.
Çarklar dönüyor, ürün gitmiyor
Fabrikalarda faaliyetler başladı, çalışanlar iş başı yaptı ve bölgede üretime yeniden geçildi ancak bu kez de bölgenin en önemli kapısı durumundaki İskenderun Limanı yangın nedeniyle kapatıldı.
Limanda bulunan ve ihraç edilmeyi bekleyen ürünlerin yer aldığı binlerce konteyner zarar gördü. Ürününü kaybeden ihracatçılar liman işletmesinden zararların tanzimini talep etti ama henüz bu konuda bir adım atılmadı. İskenderun kapanınca sevkiyatlar Mersin limanına yönlendirildi.
Sınırlı kapasitesi nedeniyle tır kuyrukları 30 kilometreyi aşarak Tarsus’a kadar uzadı. Mal indirilemediği için kamyonlar limanda mahsur kaldı. Kamyon dönüş süresi katlanınca lojistik maliyetleri de katlandı. Ürün gidemeyince yeni dönmeye başlayan çarklar yeniden yavaşlamaya başladı.
İhracatçılar en azından yüklerin limana boşaltılması ve lojistiğin rahatlaması için ‘Dry Port’ yani geçici bir kara limanı kurulmasını talep etti. Konu Ticaret Bakanlığına iletildi ve bu konuda bir çalışmanın başlatıldığı duyuruldu.
Yıkılmadık ayaktayız mesajı
Üretime kısmen geçen ve ürünü limana taşıyabilen ihracatçılar yurt dışı pazarlarındaki alıcı şirketlere ‘tedarik bozulmayacak’ mesajını vermek için yollara düştü. 100’den fazla ülkeye ihracat yapan bölgenin ihracatçıları önemli fuarlara katılarak ‘buradayız’ dedi. Geçen hafta Dubai ve Frankfurt’ta deprem bölgesi şirketlerinin katılımı neredeyse eksiksiz gerçekleşti.
Görüştüğümüz birçok katılımcı şirket temsilcisi, yabancı alıcıların yıkıcı depreme rağmen şirketlerin bu mesajı çok güçlü bir şekilde verdiklerini ve büyük takdir kazandıklarını ifade etti. Sanayici finansmanda da sorunlarla karşılaşıyor. Ellerindeki parayı yardımlara ve yeniden üretime harcayan sanayici, bankaların yüksek maliyet ve faiz kıskacına girdi.
Kamu bankalarının aksine özel bankalar, üreticilerin yoğun taleplerine karşın deprem öncesi çekilen kredilerden faiz yükünü kaldırmadı. Ticari veya tüketici kredilerin 6 ay dondurulması ve ilave faiz bindirilmemesi konusunda taleplerini ileten 11 ilin iş dünyası temsilcilerinin bu çağrısı cevapsız kaldı.
Finansmana erişim zorda
Deprem nedeniyle oluşan büyük zararlara karşın üreticilerin finansmana erişimi neredeyse durma noktasına geldi. Bankalar alacaklarını ertelemedi, yeni kredi için şartlarını ve maliyetini ağırlaştırdı.
İş dünyası “Depremin sonuçları ile uğraşırken bir de bankaların yüksek faizlerine karşı savaşıyoruz. Bankalar kredi alacaklarını 1 yıl dondurmak yerine ilave faizle erteliyor. Üstelik ilave teminatlar isteniyor.
Evimiz, işyerlerimiz yıkıldı. Neyin teminatı isteniyor” tepkisi gösteriyor. Deprem bölgesi iş dünyası yeni bir KGF’nin bir an evvel devreye alınmasını, finansmana erişim konusunda yapıcı bazı düzenlemelerin acilen devreye alınmasını talep ediyor.
Piyasada dolaşımı artan çekler önemli bir sorun oluşturuyor. Ticaret Bakanlığının çeklerin ertelenmesi de dahil bazı çalışmaları yaptığı bildiriliyor. Ancak piyasa beklemiyor. Çek konusunda karmaşık ve yıpratıcı bir süreç işliyor. Bir yandan bölgede alacaklı bir kesim bekliyor.
Çeklerin yazılmaması veya ertelenmesi konusu alacaklı depremzedeleri zora sokuyor. Ürününü Türkiye’nin farklı bir noktasına satmış bir üretici karşılığını alamıyor. Alamadığı için para trafiğini çeviremiyor. Diğer yandan deprem bölgesinde yazılan çekler var.
Tarihi gelmiş on birlerce çek ödenemiyor. Hatta bazı bankaların depremzedelerin hesaplarında yeterli bakiyeyi gördüğünde parayı çektiği ifade ediliyor. Bu konuda tam bir çifte standart var. Depremzede alacağını mahsup edemiyor ama kendi yazdığı çeki erteletemiyor. Deprem, sel derken önümüzdeki 6 ay çek konusu bölgenin ve Türkiye’nin önemli bir sorununa dönüşüyor.
Bu noktada KGF’nin üstlenici bir rol alabileceğini belirten iş dünyası yıllık Türkiye genelinde ibrazda ödenen 2.6 trilyon liralık çekin 600 milyarının bu bölgenin olduğunu ve sitemde yaşanacak tıkanıklığın sadece deprem bölgesini değil Türkiye’yi etkileyeceğini ifade ediyor.
Sanayi ve ticaretin sürdürülebilirliği için istenilen acil düzenlemeler
Finansmana erişim: Deprem bölgesine KGF kullanımı. Faizsiz kredi ve mevcut kredilerde faizlerin ertelenmesi. Özellikle özel bankalar kredi kullanımı konusunda çekingen davranıyor.
Bölgesel teşvik: Deprem bölgesinde yeni yatırımların yanında mevcut yatırımların korunması ve işletilmesi için teşvik verilmesi. Destekler hasar durumuna veya stratejik sektörlere göre sınıflandırılmalı.
Lojistik ve liman: İskenderun limanı halen kullanılmıyor. Mersin limanına aşırı yük var. Tırlar 2 hafta bekletiliyor. Lojistik maliyetleri arttı. İhracat taahhütleri zora girmemeli. En kısa zamanda Kara limanı kurulmalı.
Küçük esnafa destek: Küçük esnaftan iki yıl elektrik, su ve doğal gaz faturası alınmamalı. Yeniden ayağa kalkma kredisi sağlanmalı. İmar düzenlemelerinde esnaf görüşü ve beklentileri dikkate alınmalı.
İstihdam desteği: Göç nedeniyle çok sayıda iş gücü kaybı oldu. Çadır, konteyner ve diğer ihtiyaçların karşılanması ek maliyete neden oldu. EYT başvuruları ve işçilere tazminat ödemeleri var. Emekli olup çalışmaya devam edenlerle emekli olmayanlar arasında gelir makası açıldı. İş verenlere EYT ve asgari ücrete desteği sağlanmalı. Çalışanlara en az 1 yıl ilave destek verilmeli.
ÖTV muafiyeti: Araçları kullanılmaz halde olan ticarethaneler yeni araç alımında ÖTV’den muaf tutulmalı. Yıkılan ofis ve ticarethanelerin yapımı için faizsiz kredi sağlanmalı. Göç nedeniyle nüfusu düşen veya yaşam alanı kalmayan bölgelerdeki işyerleri farklı bölgelere taşınmalı.
Faiz, Çek ve senette düzenleme: Çek ve senet ekosisteminin tıkanmaması için KGF desteği sağlanmalı. Bankaların keyfi kararlarına yaptırım getirilmeli. BDDK farklı kalemlerle finansman maliyetini arttıran uygulamaları kaldırmalı. Kredi ve kredi kartı faizleri en az 6 ay dondurulmalı.
Konut desteği: Fabrikada çalışanlar çadır kentlere yerleştirildi. Özellikle işgücünün kalıcı konutlara yerleştirilmesine öncelik verilmeli.