Piyasanın gündemi sakin
Aralık ayının en önemli haftası geride kalırken, piyasalarda oldukça düşük hareketlilikler söz konusu. Bu haftadan itibaren ekonomik veri takviminde de oldukça sakin bir döneme giriyoruz. Bu nedenle yılın son günlerinde piyasalarda olacak dalgalanmalar ekonomik gelişmeler kaynaklı değil daha çok teknik tepki ve düzeltmeler ile jeopolitik ve siyasi gelişmelere bağlı olacaktır. Bu nedenle yılın geri kalan döneminde zaman zaman haber akışına bağlı, düşük hacimli ancak sert hareketler görebiliriz. Bu dönemde stratejilerin daha kısa vadeli ve teknik seviyeler referans alınarak kurulması daha doğru bir strateji olacaktır.
Yurtdışında sakin bir döneme girilirken içeride kurların seyri ön planda olmaya devam edilecek. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı sonrası kurlarda yukarı yönlü hareketler görsek de şuan için bu hareketin sınırlı kaldığını söylemek mümkün. Son haftalarda artan enflasyon ve kurlardaki oynaklıktaki artış TCMB’nin faiz artışına gideceği beklentisini kuvvetlendirmişti. Piyasada TCMB’nin geç likidite penceresi faiz oranlarında 50 ila 100 baz puan arasında bir artış yapacağı beklentisi neredeyse piyasanın konsensüsü haline gelmişti. TCMB tercihini, bu beklenti aralığının alt bandından yani 50 baz puandan yana kullandı. ABD’de devam eden dava ve jeopolitik risklerin akıbeti görülmeden, üstelik aralık ayı ile birlikte enflasyonda bir düşüşün başlaması beklenirken TCMB’nin şok bir karar almasını beklemek çok doğru bir yaklaşım değildi. Buna karşın, beklentinin önceden fiyatlanmış olması TCMB kararı sonrası kurlarda görülecek aşağı yönlü marjın daralmasına ve hatta beklentinin sonlanması şeklinde değerlendirilerek yeni bir spekülatif yükselişin başlamasına neden oldu. Bu durum muhtemelen TCMB faiz oranlarında 75 ya da 100 baz puanlık artış yapsaydı da gerçekleşecekti. Bu nedenle TCMB’nin piyasadaki beklentinin alt bandını karşıladığını, ilerleyen günlerde gerek olması durumunda yeni ölçülü adımlar atmak için yer bıraktığını düşünüyoruz. Buna rağmen kurların öncelikle doların uluslararası piyasadaki seyrinden ardından da bahsettiğimiz ABD’deki dava ve başta Suriye olmak üzere coğrafyamızdaki jeopolitik gelişmelerden etkilenmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle kurlarda aşağı yönlü marjın yılın geri kalanı ve hatta gelecek yılın ilk haftalarında sınırlı kalacağını düşünüyoruz.