Piyasaların orta vadeli davranışı şekilleniyor
Hüseyin Sert / Yatırım Finansman
Piyasa Moody's'in not artırımına ilişkin açıklamasıyla coşkulu yürüyüşüne ara verdi. Bu ara geçici mi yoksa kalıcı mı bunu 77,000-77,200 seviyelerini takip ederek izliyoruz. Yakın vadede ikinci not artırımı beklentisi Moody's açıklamasıyla iyice zayıflaması sonrasında piyasada attribution bias mekanizmasının işlerliğini yitireceğini ve yapılan akademik çalışmaların 1 ile 3 aylık sürede boğa piyasası görünümünden uzaklaşılacağına dair işaretler olduğunu belirtmiştik. Uzun vadeli yükselen görünüm bozulmuş değil. Her ne sebepten olursa olsun kar realizasyonu beklenmekteydi. Ancak MKK tarafından açıklanan RISE endeksine baktığımızda risk iştahının ciddi düşüş yaşamaya devam ettiğini görüyoruz.
Attribution bias mekanizmasının sekteye uğraması sonrası oluşan durumda yatırımcıları bekleyen iki tehlike, görülen düzeltme hareketi için alınacak pozisyonda zamanlama olarak aşırı güven duyulması ve kısa vadede alınan pozisyonların başarılı olması durumunda aşırı güvenin pekişmesi. Piyasa düzeltme hareketini tam göstermeyerek yatırımcıların aşırı güven davranışını okşayıcı hareketlerle kısa vadede dalgalı bir seyir izleyebilir. Belirlenen destek seviyelerinin etrafındaki kısa vadeli dalgalanmalara aldanmamak bu süreçte önemli. 82,000 seviyeleri aşılmadan da dalgalı seyrin sonlandığına emin olunamayabilir.
Genel durum böyleyken 77,000 seviyesinin üzerinde kalma ve aşağısına sarkma senaryolarını dikkatle takip etmek gerekiyor. Enflasyon hassasiyeti etkilenmedikçe ve istihdamda istenilen seviyelere yaklaşılmadıkça global likiditenin bol kalmaya devam edeceği FED'in açıklamalarından anlaşılmaktadır. BOJ'un yeni kararları ve Draghi'nin Euro'nun yükselmesine karşı para genişlemesini kullanabileceği söylemi likidite bolluğunun destekleneceğini göstermektedir. Likidite koşullarında bozulma olmaması göz önüne alındığında göreceli olarak yönelmesinin devam edeceği ülke olarak Türkiye görülebilir. Uluslararası strateji raporlarında Türkiye'nin görünümün halen pozitif olarak korunması orta ve uzun vadede piyasaların genel görünümünde bozulma olmayacağına işaret etmektedir. Diğer taraftan makroekonomideki görünümün önemi artmaktadır. ABD tarafında toparlanma sinyallerinin iyileşmesi önemli ancak en büyük ticaret ortağımız Avrupa'da iyileşme görülemiyor. Merkez bankası finansal istikrarı korumak adına kredi oranlarında büyümeyi kontrol etmeye çalışıyor ve bunun için zorunlu karşılık oranlarını artırıyor. TL'nin değerlenmemesine özen gösteriyor. Yükselen mevduat maliyetine karşın faiz koridorunu aşağıya çekerek kredide bankaları rahatlatarak büyümeye katkı yapıyor. Son çeyrekte gelen sanayi üretim verilerinden sonra merkez büyümeye biraz daha ağırlık vermek istiyor gibi. Bu hafta ve gelecek hafta Avrupa ve ABD tarafında güven endeksleri, öncü PMI imalat verileri ile makro göstergeler beklentilerin altında kaldığı takdirde FED politikasının devamlılığından şüphe edilmeyeceği gibi ECB devreye girecektir. Bernanke 26 Şubat'ta yarıyıl para politikası sunumunu gerçekleştirecek. Mart başında ECB ve BOJ toplantıları piyasalar üzerinde etkili olurken Mart sonundaki FED ve TCMB toplantıları yarıyılın görünümünü şekillendirecektir.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar