Piyasaların hızla değişen psikolojisi

Cem KÜTÜK
Cem KÜTÜK Tersi Düzü [email protected]

Çalkantılı geçen geçtiğimiz haftada dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılar, Ja­ponya’daki faiz oranlarının kendi ülkelerindeki şirketle­rin değeri üzerinde ne dere­ce etkili olabildiğinin farkına vardı.

Ucuz maliyeti nedeniy­le küresel yatırım fonlarının yen borçlanarak sermaye pi­yasalarında yüksek miktar­da kaldıraçlı pozisyon alma­ları (carry trade), Japonya’da faiz oranlarının merkez ban­kası tarafından sadece yüzde 0.25’e artırılmasını, küresel piyasalar için sarsıcı bir geliş­me haline getirdi.

Artışla bir­likte, Japon merkez banka­sının faizleri yakın zamanda yüzde 0.50’ye çıkarabileceği­ni de açıklamasıyla başta ABD piyasaları olmak üzere dünya­nın çok sayıdaki borsasında ani satışlar görüldü.

Japon endeksi Nikkei’de bir seansta yüzde 10’u bulan dü­şüş gerçekleşince, Japon mer­kez bankasının geri adım ata­rak yatıştırıcı açıklamalarda bulundu ve başta Nikkei ol­mak üzere Nasdaq ve diğer endeksler kayıplarının bir kısmını geri alabil­di. Bu karmaşa içinde TCMB’nin de piyasaya 6 milyar dolar kadar satış yaptığının açıklanması, ülkemizdeki carry trade pozisyonlarının boyutu hakkında fikir sahibi ol­mamızı sağladı.

Büyüme verileri yavaşlamaya işaret ediyor

ABD ekonomisinde son ge­len verilerin büyümede yavaş­lamaya işaret etmesiyle eko­nominin önümüzdeki iki çey­rekte küçülmesi (resesyon) ihtimalinin dillendirilmeye başlaması sarsıntının şiddeti­ni artıran bir diğer unsur oldu.

Halka açık şirketlerin ikinci çeyrek sonuçlarının açıklan­maya başladığı bu dönem do­ğası gereği tüm borsalarda his­se bazlı hareketlere sahne olur. Yılın başından bu yana yapay zekâ temasıyla birlikte çok hızlı yükselişlere sahne olan Nasdaq’taki büyük teknoloji şirketlerinde, çeyrek sonuçla­rının beklentilerin altında kal­mamasına rağmen olumsuz fi­yatlamalar görüldü. Bu tepki­lerin dile getirilen nedeni, söz konusu şirketlerce yapay zekâ modellerinin geliştirilmesi ve bunların üzerinde çalışaca­ğı sunucular için yapılagelen milyarlarca dolarlık yatırımın şirket bilançolarına ne zaman ve ne düzeyde kâr olarak ge­ri dönebileceğiyle ilgili yatı­rımcılarda oluşmaya başlayan şüpheler.

Yapay zekâ teması­nın son bir yıldır iştahla fiyat­lanmasını 2000’lerin başında­ki internet balonuna benzeten yayınların gazetelerde yer al­maya başlamasının, kurumsal yatırımcıların “acaba?” reflek­sini harekete geçirmeye yettiği görülüyor. Son iki haftada so­mutlaşmaya başlayan bu refleks, aslında piyasala­rı yönlendiren psikoloji­nin, iyimser ve coşkulu uçtan, şüpheci ve tem­kinli uca ne denli hızla savrulabildiğini de gös­teriyor.

Belirleyici bir değişim dalgasına yol açacak

Gerçeklik ise -çoğu za­man- bu iki uca da uzak, maku­liyet zeminine algılanabilecek, anlaşılabilecek bir yerdedir. Yapay zekâ özelinde gelinen teknolojik düzeyin ticarileş­tirilmesi şüphesiz zaman ala­cak. Üretken yapay zekâ insan gibi karar verme yetkinliğine sahip olduğunda yalnızca üre­tim ve hizmet süreçlerini de­ğil, yaşamın pek çok farklı ala­nında belirleyici bir değişim dalgasına yol açacağını gör­mek zor değil.

Bütün mesele, (1) bu aşamaya ne kadar süre­de gelineceği, (2) gelindiği va­kit bu uygulamaların hangi iş süreçlerinde, nasıl bir ekono­mik değer önermesiyle tica­rileştirilebileceğini öngöre­bilmek. Google’ın sahibi olan Alphabet’in genel müdürünün, ikinci çeyrek faaliyet sonuç­larıyla ilgili telekonferansta, yapay zekâ konusunda yeter­li yatırımı yapmak konusun­da rakiplerin gerisinde kalma­nın, bu konuda gereğinden faz­la yatırım yapmaktan çok daha riskli olduğunu belirtmesini önemli görüyorum.

ABD ve Çin’de üretken ya­pay zekâ uygulamalarını doğ­ru bir satış stratejisi ve etkili iş geliştirme kaslarıyla piya­saya sürecek bir veya birkaç oyuncunun bu iki dev pazar­daki pastanın önemli bölümü­ne sahip olacağı, diğerlerinin ise yatırımlarından daha dü­şük getiriler elde edeceği ka­nısındayım. Ancak büyük tek­noloji şirketlerinin bu oyunun dışında kalmak gibi bir lüksle­ri olamayacak ve her birinin bu konudaki hacimli yatırım­ları devam edecek. Asıl katma değer ise bu teknolojileri iş sü­reçlerine kullanacak olan, bu teknoloji şirketlerinin müşte­rileri tarafından yaratılacak ki bu da aslında ticaretin gereği.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yıl biterken manzara 12 Kasım 2024
Yeni altına hücum 06 Haziran 2024
Bilançoların dili olsa 07 Mayıs 2024