Piyasaları dalgalandıran uzlaşmazlıkların perde arkası

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta genelinde yaşananlar, gerek ulusal ve gerek ise küresel düzeydeki belirsizliğin hatırı sayılır oranda arttığına işaret etti. Piyasalarımızda yaşanan ve giderek sertleşen dalgalanmalar, uluslararası gündemde yankı buldu; hatta İran’a yönelik yaptırımların devreye giren ilk kısmına ilişkin gelişmeleri gölgede bıraktı. Uluslararası bankaların araştırma raporları, bulaşıcılık etkisinin büyümesini önlemek üzere seferber olmak ve beklentilerin kontrol dışına çıkmasını önlemek adına sözel müdahale anlamında yorum yarışına girmek durumunda kaldı.
Baştan belirtelim, yoğunluk nedeniyle bu yazıyı Pazartesi gününün ilk saatlerinde kaleme aldık. Bu nedenle geride bıraktığımız hafta genelinde ve hafta sonunda yaşanan gelişmeleri dikkate alarak değerlendirme yapmak zorunda kaldık. Döviz piyasalarımızda yaşanan ve giderek sertleşen dalgalanmaların, içeride beklentiler ve küresel ölçekteki eğilimler üzerindeki etkilerini gözlemleyerek belirsizlik dozunu algılamaya çalıştık.

Oldukça zorlu bir döneme giriyoruz

Geride bıraktığımız haftaya 5,10 düzeyinden başlayan dolar kurumuzun 6,42 düzeyinde kapanması, bu haftanın ilk işlemlerinde pek telaffuz etmek istemediğimiz dalgalanmaların gözlenmesi oldukça zorlu bir döneme girdiğimizi düşündürüyor. Ülkemiz ile ABD’nin Devlet Başkanları farklı sebeplerle gerginliği yükselten taraflar olarak ön plana çıktı; şimdilik diğer kesimlerin çabaları bu olumsuzluğu terse çevirmeye yetmemiş gibi görünüyor. Yanıt aranması gereken yeni sorular, beklentileri olumsuzlaştırarak kafa karışıklıklarını derinleştiriyor. Dış politika gelişmeleri ile pek ilgilenmeyen ve eksen farklılaşması olmayacağını varsayan iş dünyamız, karşılaştıkları bu yeni belirsizlik karşısında ne yapacağını bilemiyor! Artan belirsizlikler, güveni azaltırken endişelerin tırmanışa geçmesine sebep oluyor.

Hazine ve Maliye Bakanının Cuma günü sunuşunu yaptığı Yeni Ekonomi Yaklaşımı konusundaki sunum, muhtemelen olumsuzlukları azaltabilmek adına kurgulanmıştı. Fakat gerek Cumhurbaşkanımızın Doğu Karadeniz Bölgesinden verdiği mesajlar, gerek ise ABD’den gelen yükseliş eğilimindeki tehdit ve yaptırımlar sonucun umulan türde olmasına izin vermedi.

ABD'nin etkili olma şansını azaltan gelişmeler yaşanıyor

Küresel ölçekte ise riskten kaçınma eğiliminin artmaya başladığı gözlendi; çok farklı türde hareketliliklere ilişkin gelişmeler basına yansıdı. İran yaptırımlarına tam destek bulunamaması olasılığı arttıkça, ABD’nin yalnızlaşma eğiliminin biraz daha hızlanacağı algısı ön plana çıktı. Arjantin’deki IMF destekli yeni programın başarı şansı azaldı. İran’dan ABD tehditleri nedeniyle çekilen çok uluslu şirketlerin boşluğunu Çin doldurmaya ve ticaret savaşına farklı cepheden yanıt vermeye başladı. Hazar Denizi konusunda Asyalı ülkelerin, 22 yıl önce başlatılan görüşmelerde uzlaşıya varması, bunu engellemeye çalışanların hesaplarını bozdu. Rusya ise dolar kullanımını azaltma, Euro ve yerel paralara ağırlık verme konusundaki çabalarını hızlandıracağını açıkladı. Tüm bu gelişmeler ABD’nin belirleyici ve etkili olabilme şansını azaltan gelişmeler olarak not edildi!

Ülkemize yönelik ABD saldırganlığının zamanlamasının bölgesel ve küresel koşullardaki değişimlerden bağımsız olduğunu varsaymak pek gerçekçi görünmüyor. Gerginliğin sadece Amerikalı papaz ile ilgili olduğunu iddia edip herkesi aldatmaya çalışanlara ise gülüp geçmek gerekiyor. Belli ki ABD, ülkemizi vesayet altında tutarak bölgesel düzeydeki kontrolünü korumayı kendisi açısından hayati önemde görüyor; benimsediği yöntemler ise şimdilik pek işe yaramamış algısını pekiştiriyor. Cumhurbaşkanlığımızdan gelen ekonomik savaş verildiği değerlendirmesi daha farklı düşünmeye izin vermiyor.

Gerek ülkemiz, gerek ise yaşadığımız coğrafya ve küresel koşullar açısından oldukça sancılı bir değişim tetiklenmiş olabilir. Güç dengelerinde yaşanacak değişim, tüm ülkeleri ve tüm iş kollarını çok yakından ilgilendiriyor. Kendini hala çok güçlü imiş gibi göstermeye çalışanların blöfleri görüldükçe, çözümü gerginlikleri tırmandırmakta aramak zorunda kalanlar bindikleri dalları kestiklerini kavrayamıyor.

Geride bıraktığımız hafta genelinde piyasalarımızda yaşanan dalgalanmalar, hazırlanmakta olduğu iddia edilen Orta Vadeli Plan hedeflerini de kısmen anlamsızlaştırmış, dengelenme yönündeki tüm hesapların yenilenmesini ve benimsenecek yaklaşımların farklılaşmasını gerektirmiş olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar