Piyasalardan karışık sinyaller geliyor
Hisse senedi, tahvil, foreks ve emtia piyasaları deyim yerindeyse ayrı telden çalıyorlar. Hisse senedi piyasalarında bir iyimserlik var. Buradan yola çıkarak, ‘‘Risk iştahı genel olarak yüksek’’ yorumu yapılabilir. Diğer taraftan altın fiyatı haftalardır yüksek seviyeleri zorluyor. Bu piyasaya göre, ‘‘Piyasalar tedirgin. Yatırımcı güvenli limanlara kaçıyor’’ düşüncesi doğabilir. Kısa vadeli gelişmelere çabuk tepki veren foreks piyasalarında tuhaf bir sakinlik var. Bu piyasadaki oynaklık seviyeleri çok düştü. Foreks piyasalarındaki volatilite seviyelerinin böylesine düştüğü dönemlerden sonra sert fiyat hareketlerinin görüleceği zamanlar gelir. Kısacası mevcut konjonktürde piyasaların tam olarak neyi fiyatladığı belli değil. Fiyat hareketlerine fazlaca anlam yüklemenin gereksiz olduğu bir dönem yaşanıyor.
Piyasalarla ilgili yorum yapmadan önce herkes ABD Başkanı Trump’ın olası aksiyonlarını analiz ediyor. İki aydır Trump’ın vergi indirimi ve altyapı harcamaları paketi konuşuluyor. Bu paketin ABD’de ekonomik büyümeyi artıracağı düşünülüyor. Sonrasında enflasyonun ve faizlerin yükseleceği spekülasyonu yapılıyor. Farklı düşüncelere sahip etkili isimler de var. ABD’de tahvil kralı olarak bilinen fon yöneticisi Jeffrey Gundlach faizlerin önümüzdeki dönemde düşeceğini öngörüyor. ABD’deki başkanlık seçimi öncesinde yaptığım analizde, Trump’ın ekonomi planının daha piyasa dostu olacağını belirtmiştim. Görüşlerimi muhafaza ediyorum. Tecrübeli portföy yöneticilerinin, Amerikan tahvil fiyatlarının yükseleceğini düşünmelerinin farklı sebepleri var. Mesela Gundlach, spekülatörlerin Amerikan tahvil piyasasında uç seviyelerde satış pozisyonlarının olduğunu, bu nedenle bir düzeltme hareketinin geleceğini düşünüyor. Başka bir neden, Trump’ın paketinin bir hayal kırıklığı olacağının düşünülmesidir. Bu açıdan bakıldığında, agresif vergi indirimleri yerine, dengeli indirimler gelebilir. Bu paketin senatodan ancak ağustosta geçebileceği konuşuluyor. Eski başkanlardan Reagan’ın paketinin ekonomik ve finansal etkilerini önceki yazılarımda anlatmıştım. Reagan’ın kapsamlı vergi indirimi paketinin senatodan geçmesi ağustosu buldu. Şu aşamada ‘‘Ağustosa daha çok var’’ düşüncesi akla gelebilir. Ancak Trump’ın vergi paketinin ayrıntıları basına sızdıkça, piyasalar fiyatlamasını yapar. 1981’in ocak-ağustos döneminde, yani Reagan’ın göreve başladığı tarih ile vergi paketinin senatodan geçtiği tarih arasında Amerikan Doları yüzde 34 yükseldi. Bu zaman aralığında S&P 500 endeksindeki artış yüzde 10 civarındaydı. Açıkçası Trump’ın ekonomik ve finansal anlamda hayal kırıklığı yaratacağını düşünmüyorum. Trump, siyasetin dev şirketlerin etkisi ve baskısı altında belirlendiği bir yönetim anlayışını savunuyor. Büyük şirketlerin mutlu olması gerektiğini düşünüyor. Zaten Amerikan ekonomisindeki lokomotif sektörlerin beklentilerinin de yüksek olduğu gözüküyor. Ben özellikle; havacılık ve savunma, teknoloji, bankacılık, biyoteknoloji sektörlerini takip ediyorum. Vergi indirimlerinin tüketim üzerindeki yansımaları düşünülürse, tüketici harcamalarından direkt etkilenen sektörleri izleyen endeksler de iyi göstergelerdir.
Finansal piyasalarda varlık fiyatları arasındaki korelasyonlar iyice düştü. Bu durum kısa vadeli tahminler yapmayı zorlaştırıyor. Örneğin altın fiyatı, Amerikan faizlerindeki gevşemeye bağlı olarak son günlerde yükseliyor. Ancak altın fiyatı yükselirken, madencilik hisselerinde sert satışlar yaşanıyor. Avrupalı ve Amerikalı yatırımcıların fiziki altın talebinde de bir artış yok. Altın fiyatındaki yükseliş hareketlerinde, hisselerin ve fiziksel talebin destek olması güven verir. Petrol fiyatıyla, enerji hisseleri arasında da bir kopukluk gözleniyor. Enerji hisseleri 2.5 ayın en düşük seviyesindeyken, Amerikan tipi ham petrolün fiyatı iki yılın zirvesine çıktı. Bu varlıklar arasında hisse senetlerinin verdiği sinyallerin daha doğru olduğunu düşünürüm. Yılın ilk yarısında global piyasalardaki pozitif havanın devam edebileceğine inanıyorum.