Piyasalarda yön dalgalı ve yukarı

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dünya borsalarında bol dalgalı yukarı yönlü seyir devam ediyor. ABD ekonomisinden gelen yavaşlama sinyalleri zaman zaman satışlara yol açsa da yatırımcılar hisse senedi  piyasalarına olan inancını kaybetmiyor. Global likiditenin verdiği destekle bardağın dolu tarafını gören yatırımcıların alımları ilk olumlu veriyle birlikte piyasaların yönünü yukarı çeviriyor.

Eylül başında yaşadığımız yükseliş bunun en iyi örneği. İşsizliğin yüksekliği, konut piyasasının durgunluğu, tüketici güveninin azalması nedeniyle Ağustos ayında durgun bir seyir izleyen piyasalardaki tedirgin hava PMI verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesiyle aniden değişti. ABD ve Çin'de Ağustos ayı PMI sanayi verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesiyle piyasaların yönü yeniden yukarıya döndü

Temmuz ayında hisse senedi piyasasi icin "BiRiKTiR" olan görüşümüzü "AL" olarak değiştirmiştik. Piyasalarla ilgili iyimserliğimizin küresel büyümeyle ilgili olumlu beklentilerden değil global likiditenin bolluğundan ve Türkiye ekonomisinin sağlam duruşundan kaynaklandığını  vurgulamıştık.  

Son iki ayda küresel konjonktür  beklentilerimiz doğrultusunda gelişti. Dünya  ekonomisinde çift dipli bir durgunluk ihtimali ortadan kalktı. Gelişmiş ülkelerde büyümenin uzun süre ortalamanın altında seyredeceği, buna rağmen gelişmekte olan ülkelerin göreceli olarak hızlı  büyümeye devam edeceği anlaşıldı.

Türk hisse senetleri beklentimize uygun bir şekilde son üç ayda dünya borsalarından daha iyi performans göstermeye devam etti. Küresel büyümenin  yavaşladığı, enflasyonun gerilediği ve küresel likidite bolluğunun devam ettiği mevcut konjonktür IMKB'deki yükselişin sürmesi için uygun bir ortam yarattı.

Borsadaki yükselişin sağlam temellere dayandığına inanıyoruz. İç talebe ve dış finansmana dayalı büyümesiyle Türkiye küresel büyümeden çok global finansman koşullarına duyarlı bir ekonomi.

Dünya ekonomisinde çift dipli bir durgunluk öngörülmeyen bir yavaşlama senaryosunda küresel likiditedeki bolluk ve Merkez Bankası'nın politika faizlerini uzun süre düşük tutması IMKB'nin dünya borsalarından daha iyi performans göstermesini sağlıyor.

Küresel ekonomideki yavaşlama nedeniyle emtia fiyatlarındaki gerileme de bu süreci destekliyor. Emtia ithalatçısı olan Türkiye genelde emtia ihracatçısı olan gelişmekte olan ülkelerden olumlu anlamda ayrışıyor.

Avrupa'daki durgunluğa rağmen G20 ülkeleri içinde en yüksek büyümeyi gösteren ülkelerden birisi olmamız da borsadaki yükselişi destekliyor. Söz konusu büyüme yalnızca düşük baz yılından kaynaklanmıyor. Nüfusun genç olması, mevcut tüketim seviyelerinin yetersizliği, borçlanma seviyelerinin düşüklüğü ve faiz oranlarındaki rekor gerileme Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme hızını yukarı çekiyor.

Avrupa'dan gelen durgunluk sinyallerine paralel son aylarda tüketici güveni, reel sektör güven endeksi gibi öncü göstergeler yılın ikinci yarısında Türkiye ekonomisinin büyüme hızında hafif  bir iniş olacağını gösteriyor. Söz konusu düşüşü büyüme hızının sürdürülebilir sevilere gerilediği bir normalleşme olarak görüyoruz ve büyüme tahminlerimizi koruyoruz. 

Faiz oranlarının tarihi olarak gördüğü en düşük seviyelere gerilemesi, borsadaki çıkışın arkasındaki diğer bir itici güç olmayı sürdürüyor. Son aylarda Türkiye'de ve dünyada enflasyonda görülen gerilemeye paralel enflasyon beklentilerindeki düşüş Merkez Bankalarının faiz oranlarını uzun süre mevcut  düşük seviyelerde tutacağına olan inancı pekiştirerek faiz oranlarının  rekor seviyelere düşmesini sağladı. Faiz oranlarındaki gerileme kredi mekanizması yoluyla iç talebi uyararak şirketlerin nakit akımlarını ve bugüne indirgenmiş değerlerini artırarak borsadaki yükselişi destekliyor.

Anayasa değişikliklerine yönelik referandum öncesinde siyasi gerilimin artması Eyül başından bu yana İMKB'nin dünya borsalarının bir miktar gerisinde kalmasına yol açtı. Ekonomik verilerden kaynaklanmayan söz konusu performans düşüklüğünü geçici bir süreç olarak görüyor ve borsa ile ilgili olumlu görüşümüzü koruyoruz. Referandum sonucuna bağlı olarak piyasada görülebilecek dalgalanmaları alım fırsatı olarak görüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019