Piyasalarda iyimserlik devam ediyor
Yeşim Sarışen / Yapı Kredi Yatırım
Dünya borsalarındaki yükseliş Avrupa Merkez Bankası başkanı Draghi’nin güçlenen güvercince vurguları ve Çin Merkez Bankası’nın sürpriz faiz indirimine gitmesi ile geçtiğimiz hafta da devam etti. Stoxx 600 Cuma günü yüzde 2 artışla son iki ayın en yüksek seviyesine yükselirken, kısa vadeli yükseliş trendine devam eden ABD borsasında ise S&P 500 endeksi haftayı yeni bir rekor seviyede tamamladı.
Yurtiçinde ise global petrol fiyatlarındaki düşüş, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve büyümede toparlanma sinyalleri öne çıkan konular olmaya devam ediyor. Emtia fiyatlarındaki düşüş de Türkiye gibi bazı gelişmekte olan ülkelerde enflasyonda düşüş, dolayısıyla da faiz artırımlarının ertelenmesi ve/veya gevşeme beklentilerinin şekillenmesine neden oluyor. Bu doğrultuda TL’deki baskının hafiflediğini ve geri çekilen faizlerle birlikte BIST-100 Endeksi’nin kısa vadeli yükseliş trendi içerisindeki hareketine devam ettiğini görüyoruz.
Ancak ABD hisse senetlerinde bazı risk göstergelerindeki bozulma sinyalleri dikkat çekiyor. Örneğin S&P 500 Endeksi uzun vadeli tahvillerin üzerinde getiri elde etmeye devam etse de iyi gelen bazı makro verilere rağmen yatay seyreden 5 yıllık tahvil faizi dikkat çekici. Ayrıca Kasım ayında S&P 500 Endeksi’ne göre daha kötü performans sergileyen yüksek getirili şirket bonoları da takip edilmesi gereken bir diğer konu.
Büyük resimde ise Japonya’da Yen’in seyri piyasalar açısından daha önemli hale geldi. Yen’deki değer kazanımı özellikle carry trade’leri ve o kanaldan diğer piyasaları da etkileyebilir. Diğer taraftan Asya para birimlerinde son günlerde tekrar başgösteren değer kaybı da piyasalar açısından önemli. Altın volatilitesinin ise son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirtelim. Ayrıca uzun zamandır piyasa gündeminde bulunmayan Yunanistan’da, Troyka görüşmelerinde sorunlar olduğu anlaşılıyor ve Yunanistan bono faizleri tekrar yükselmeye başladı.
Bu hafta ABD çekirdek PCE başta olmak üzere, üçüncü çeyrek revize büyüme rakamı, tüketici güven endeksi ve dayanıklı tüketim mal siparişleri verileri takip ediecek. Euro Bölgesi’nde öncü enflasyon rakamı ve Japonya TÜFE verisi de piyasalara yön verebilecek ana makro gelişmeler olarak sıralanabilir.