Piyasalarda dinlenme zamanı
Hakan Tezcan/ YATIRIM FİNANSMAN
Ağustos ayının ilk haftasında ECB'den gelecek açıklamaları temkinli bir şekilde bekleyen piyasalarda, Perşembe günü Draghi'nin piyasaları tatmin etmeyen açıklamaları sonrasında kan gövdeyi götürdü. Ancak Draghi'nin zor durumdaki euro bölgesi ülkelerinin devlet tahvillerini almak için önümüzdeki haftalarda bir mekanizma tasarlayacaklarını söylemesini ertesi gün daha serinkanlı değerlendiren piyasalarda, ABD tarım-dışı işsizlik verisinin de moraliyle yön yeniden yukarıya döndü. Bir önceki gün ortalama %5.0 oranında çakılan İspanya ve İtalya borsaları, tüm haftanın kayıplarını telafi edilecek ölçüde sert yükselişlerin olduğu Cuma günü ortalama %6.4 sıçradı.
Baktığımızda, Ağustos'un bu ilk haftasında oluşan iyimserliğin bir benzerinin Haziran'ın son haftasında da yaşanmış olduğu dikkatimizi çekiyor. Aynı şekilde o haftanın da son gününde sert yükseliş kaydeden borsalarda bu sefer Avrupalı liderlerin Euro bölgesi bankaları için ortak bir denetim mekanizmasının oluşturulması konusunda anlaşmaları neden gösterilmişti. EUR/USD paritesi bir günde %1.7 değer kazanarak 1.2600'nın üzerine yükselmiş, artan risk iştahı ile birlikte İspanya ve İtalya 10-yıllık tahvil faiz oranları da %6.5 ve %6.0 seviyelerinin altına inmişti. Yurt içinde ise bu dönemde döviz sepeti ve dolar kuru, 2.05 ve 1.80'den, gösterge tahvilin faizi ise %8.5 seviyesinden işlem görmekteydi. İMKB-100 Endeksi de 62.500 direncini aşmaya çalışıyordu.
Geçtiğimiz Cuma günü de artan risk iştahı ile birlikte paritenin bir tesadüf eseri %1.7 yükseldiğini, İtalya ve İspanya 10-yıllık tahvil faiz oranlarının da hızla gerilediğini görüyoruz. Yurt içinde ise döviz sepeti ile dolar kuru 1.99 ve 1.78 seviyelerinden, gösterge tahvil ise %7.5 seviyesinden işlem görüyor. İMKB-100 Endeksi ise 66.000 direncini zorluyor. Bu çerçevede baktığımızda özellikle TL cinsi varlıklarda alınacak mesafenin oldukça daralmış olduğu göze çarpıyor. Ayrıca küresel piyasalarda Haziran ayının son haftasında yaşanan iyimserlik sonrasında yaklaşık üç-dört hafta boyunca yatay bir seyrin hâkim olduğu dikkate alındığında, bu kez de benzer bir ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. İspanya ve İtalya 10-yıllık tahvil faiz oranlarındaki gerilemenin kalıcı olması durumunda ise söz konusu olası yatay seyrin yerini, yeniden yükselişin alabileceğini tahmin ediyoruz.