Piyasalarda bir kaos ortamından dönüldü
Herkese geçmiş olsun. Ülkemiz büyük bir badire atlattı. Bir daha olmaz dediğimiz askeri darbenin kıyısından döndük. İnsanlarımız öldü. Üzgünüz, kızgınız. Yaşananlardan sonra ekonomi ve piyasalar için hala felaket senaryoları yazılıyor. Turizm sektöründe 2017 için rezervasyon iptallerin başlayacağı, kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimine gideceği, USD/TL’nin yeni bir yükseliş trendine başlayacağı, yabancı yatırımcıların tedirgin olacağı söyleniyor. Bunlar olabilir de, darbe girişimi başarılı olsaydı bankacılık sektöründe, ekonomi bürokrasisinde neler yaşanırdı? Finansal piyasalara, ekonomiye yansımaları ne olurdu? Yabancı yatırımcıların bakış açısı nasıl şekillenirdi? İşim siyaset değil, finans ve ekonomi. Bu açılardan değerlendirmeye çalışayım.
Darbeyi planlayanlar, kamuda ve kritik kurumlarda önemli görevlere atanacak isimleri çok önceden belirlemişler. Yayımlanan listede; Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli birisinin Maliye Bakanlığı Müsteşarı, Hava Lojistik Komutanlığı’ndan bir görevlinin Hazine Müsteşarı, Hava Harp Okulu’ndan bir kişinin İş Bankası Genel Müdürü olacağı görülüyor. Merkez Bankası ve BDDK gibi kurumlara, hangi Harp Okulu’ndan, hangi Komutanlık’tan atama yapıldığını göremedim. Bu kurumlara Başkan olacak isimler de kuvvetle muhtemel belliydi. Darbe girişimi başarılı olsaydı, önemli kurumların başına bu insanlar gelseydi örneğin; ‘‘Kardeşim döviz kurları niçin yükseliyor’’, ‘‘Sayın Müsteşarım, Sayın Başkanım, insanlar bankalardan paralarını çekiyorlar’’, ‘‘O zaman vermeyin kardeşim paraları. İkinci bir emre kadar bankalardaki paralara el konulduğunu açıklayın’’ gibi diyaloglar yaşanırdı. Yazdıklarım bir tiyatro oyununun replikleri gibi görülebilir. Fakat buna benzer olaylar yaşanacaktı. Tam bir kaos ortamına girecektik.
Kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu indireceklerse indirsinler. Borsa endeksimiz yüzde 20 düşecekse düşsün. Dolar/Türk Lirası paritesi ‘‘3’’ seviyesinin üzerine çıkacaksa çıksın. Dolar kuru artacağı için enflasyon tekrar yükselmeye başlayacaksa başlasın. Ben bunlara razıyım. Hava Lojistik Komutanlığı’ndan bir görevli Hazine Müsteşarı mı olsaydı? Türkiye’nin en büyük bankasının başına Hava Harp Okulu’ndan birisi mi geçseydi? Kredibilitemiz, itibarımız ne olurdu? Yabancı yatırımcılar, yatırım bankaları, finans ve ekonomi formasyonuna sahip olmayan kişilerle muhatap olur mu? Bir askeri yönetim gelseydi, bundan sonra doğrudan yatırım yapmak için Türkiye’yi kim seçerdi? Ekonomi kaç yıl kaybederdi?
Siyasi görüşler, ideolojiler farklılaşabilir. Yine de, böyle bir ortamda piyasa ve ekonomiye yönelik yorumlarda taraftarlık yapmayalım. İktisatçımız, finansçımız normal şartlarda zaten ‘‘apolitik’’ olamıyor. Bari olağanüstü koşullar altında karamsarlık yaymayalım. Darbeden kurtulan Türkiye’nin ekonomisi eninde sonunda stabilize olur. Merkez Bankası’nın dün yaptığı faiz indirimi panik olmadığının bir göstergesidir. Finansal varlık fiyatlarındaki dalgalanmalar devam edebilir. Yabancı yatırımcılar bir süre uzak durabilir. Ancak unutmayalım ki, cuma gecesinden önce piyasalarımızda bir iyimserlik vardı. Yılbaşında konuştuğumuz iç ve dış risk faktörlerinde yumuşama olduğu gözleniyor. Önümüzdeki günlerdeki siyasi gelişmeler belirleyici olacak. Ancak Merkez Bankası’nın proaktif davranarak bir tedbir paketi açıklaması, Mehmet Şimşek’in yüzlerce yabancı yatırımcıyla uzun uzun görüşmesi, piyasalarda bir ‘‘yumuşak iniş’’ ihtimalini artırıyor.