Piyasalarda bekleyiş sürüyor
Murat BERK / YAPI KREDİ YATIRIM
Ocak ayı sonlarında “sert düşüş gördüğümüz piyasalarda kısa vadede, hatta birinci çeyreğin sonlarına doğru uzanan bir zaman diliminde tepki yükselişi mümkün. Fakat 2016 yılında volatilitenin yüksek olduğu küresel bir ayı piyasası görme ihtimali bulunuyor” demiştik. Gerçekten de sert düşüş sonrası piyasanın toparlanma gösterdiğini gördük. Aslında Şubat ortasından itibaren güçlenen yükselişte piyasaları asıl etkileyen konunun ne olduğunu bir kez daha gördük. Bu toparlanmada da Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası’ndan (BOJ) ek gevşeme adımı beklentileri ve FED’in daha “güvercince” açıklamalar yapmış olması etkili oldu.
Ayrıca, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, ECB ve BOJ’un ek gevşeme tedbirlerinin, küresel sorunların ana kaynağı olarak gördüğümüz dolar likiditesinin yerini ikame etmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz.
Son derece dikkat çekici bulduğumuz bir konu ise merkez bankalarından ek gevşeme adımları beklentisiyle olumlu seyreden piyasaların, bu beklentilerin de ötesinde kararlar gelmesine rağmen olumlu ivmelerini devam ettirememiş olmaları, Hatta BOJ ve ECB’nin kararlarına verilen tepkiler, merkez bankalarının arzu ettiğinin tam ters yönünde oldu.
Hatırlanacak olursa BOJ ve ECB aldıkları ve piyasa beklentilerini aşan kararlarda kendi para birimlerinin değer kaybını arzu etmişti fakat piyasalar bunun tam tersi bir reaksiyon vermişti. En son FED’in yine daha güvercinceye dönmesi ise gelişmekte olan ülkelere yaradıysa da gelişmiş ülke piyasalarında pek etkili olmadı. Bunun da asıl nedeni gelinen seviyelerin, özellikle S&P 500 gibi önemli hisse senetleri endekslerinin zaten rekor seviyelere yakın olması. Burada belki fazla konuşulmayan ama son derece önemli bir risk olduğunu düşünüyoruz. O da merkez bankalarının piyasaları olumlu etkileme gücünün sorgulanıyor duruma gelmesi.
Önümüzdeki aylarda, BOJ hariç, merkez bankalarından büyük sürprizler beklememek gerekir. Özellikle ECB ve FED’in şu ankinden daha güvercince mesajlar vermesi veya kararlar alması için piyasaların ve/veya ekonomik verilerin çok kötüleşmesi gerekir.