Piyasalarda bahar havası
Türk hisse senetleri geçtiğimiz üç ayda dolar bazında %14,3 yükselerek dünyanın en çok kazandıran yatırım araçları arasında yer aldı. Borsadaki hızlı yükselişte ekonomik büyümenin tahminlerden güçlü olması, şirket karlarının beklentilerden daha iyi gelmesi, enflasyonun hız kesmesi ve faiz oranlarındaki gerileme etkili oldu. Biz borsadaki hızlı çıkışın devam etmesi için sağlam temellere sahip olduğuna inanmıyoruz.
Açıklanan veriler dışsal şoklara rağmen ekonomik büyümenin 2011 yılında güçlü olacağını gösteriyor. Küresel likiditede ve risk iştahında sert bir daralma olmadığı müddetçe Türkiye ekonomisinin iç talebe ve dış finansmana dayalı güçlü büyümesini sürdüreceği anlaşılıyor. Merkez Bankası'nın yeni şok tedbirler almaması durumunda ikinci yarıda biraz yavaşlama görülse de yıl genelinde %5'in üzerinde bir büyüme sağlanacak.
Açıklanan ilk çeyrek kar rakamlarının %60'ının beklentilerin üzerinde gelmesi piyasalardaki yükselişi destekleyen bir diğer gelişme oldu. Yatırımcılar ilk çeyrek karlarının banka dışı kesimde yatay kalmasını, bankacılık sektöründe ise %15 daralmasını bekliyorlardı. Açıklanan rakamlar sanayi şirketlerinde net karın beklentilerden %5 daha fazla olduğunu gösteriyor. Banka tarafında henüz sınırlı sayıda şirket kar açıkladı. Ama Halkbank ve Garanti Bankası beklentilerin üzerinde sonuçlar açıkladı.
Biz karlardaki artışı kutlamak için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Sanayi şirketlerinde net kardaki artış faaliyetlerdeki iyileşmeden değil kur farkı, faiz gibi kalemlerden kaynaklanıyor. Aslında FAVÖK rakamları beklentilerin hafif altında seyrediyor. Banka tarafında ise Merkez Bankası'nın daraltıcı tedbirlerinin etkisini görmek için yılın ikinci çeyreğini görmek lazım. Kredi portföyünü hızlı büyütmeye devam eden bankalara karşı BDDK'nın ve Merkez Bankası'nın alacağı önlemlerin boyutu önümüzdeki aylarda daha net olarak ortaya çıkacak.
Enflasyon gerçekleşmeleri son iki aydır beklentilerin altında kalarak piyasaları şaşırttı. Piyasalar fiyat gerçekleşmelerinin olumlu seyrine 24 ay vadeli beklentilerini aşağı çekerek cevap verdi. Biz piyasalara ve Merkez Bankası'na göre daha yüksek enflasyon tahminine sahibiz. Temel malların fiyatlarında görülen artış eğilimi, dünyada emtia fiyatlarında görülen yükseliş ve seçimler sonrası kamu mallarına gelebilecek zamlar ve vergi artışları, bizi enflasyon görünümü konusunda daha temkinli yapıyor.
Faiz oranlarında görülen gerileme borsadaki yükselişin arkasındaki itici güçlerden birisini oluşturdu. Merkez Bankası'nın munzam karşılık oranlarını artırmaya devam etmesini politika faizlerinde yapılacak yükselişin daha sınırlı olacağı şeklinde okuyan yabancı yatırımcıların alışlarıyla faizler düştü. Merkez Bankası'nın munzam karşılık oranlarındaki artış nedeniyle piyasalardan çektiği paranın tamamına yakın kısmını açık piyasa işlemleriyle geri vermesi likidite eksikliği dolayısıyla tahvil piyasasındaki baskıyı ortadan kaldırdı. Gösterge bononun faizi 60bp daralarak %8,4 civarına geriledi.
Buna karşın, 10 yıllık tahvilin faizi yalnızca 17bp düşerek %9.4 seviyesine geriledi. Parasal sıkılaşmada önemli yol alınmasına rağmen uzun dönemli faizlerin yüksek kalmasını rahatsız edici buluyoruz. Bu vadede geçtiğimiz aylarda yaşanan kayıpların çok kısıtlı bir kısmının geri alınabilmesi yabancı yatırımcıların Türkiye'de enflasyonun düşeceğine inanmadıklarını ve son dönemde tahvil piyasasına giren yabancı sermayenin ağırlıklı olarak gösterge bonoya yöneldiğini gösteriyor.
Orta vadede Türkiye'de piyasaların yönü enflasyonu ve cari açığı makul sınırlar içinde tutarak büyüme cephesinde sağlayacağımız başarıya bağlı olarak belirlenecek. Merkez Bankası'nın önceki ay yaptığı şok artışa rağmen munzam karşılık artışlarını sürdürmesi ve DTH üzerindeki karşılıkları da artırması hızlı kredi büyümesi konusunda endişelerin sürdüğünü gösteriyor.
Merkez Bankası tarafından açıklanan haftalık rakamlar alınan tedbirlere paralel ticari kredilerin büyümesinde bir yavaşlama başladığını ancak tüketici kredilerinin hızlı büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Alınan önlemlerin yetersiz kalmasının Merkez Bankası'nı munzam karşılıklarda yeni bir ayarlamaya ve faiz oranlarını yükseltmeye zorlayacağı anlaşılıyor.
Borsada geçen ay yaşanan çıkış sonrasında hisse senetlerinin 12x 2011 F/K seviyesiyle gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre iskontası %2'ye daraldı. 2011 sene sonu için hedef değerimizi 74,000'e çekmemizin de etkisiyle borsanın artış potansiyeli %6'ya geriledi. Mevcut fiyat seviyeleri piyasalardaki yükselişin devam etmesi için sağlam bir dayanak vermiyor.