Piyasalara yeni yıl hediyesi…
Dünya piyasaları 2016 yılına risk iştahının arttığı, volatilitenin düştüğü bir ortamda giriyor. Zorlu bir yıl sonrasında hisse senedi piyasalarının yükseldiği, dolar endeksinin gerilediği, emtia fiyatlarının dip yaptığı bir dünya Türkiye piyasalarını destekleyen bir ortam sunuyor.
Fed’in faiz artırımının sarsıntısız atlatılması ve Çin’deki yavaşlamanın dünya ekonomisinde sert inişe yol açmayacağı beklentisi küresel risk iştahındaki artışın ardındaki itici gücü oluşturuyor.
Fed’in faiz artışını ABD ekonomisinde işlerin yolunda gittiğinin teyidi olarak gören piyasalar büyümenin canlanmasına rağmen kısa vadeli faizlerin uzun süre düşük kalacağı Goldlocks bir dünyayı fiyatlamaya devam ediyor.
Fed’in faiz artışında küçük adımlar atacağı beklentisi ve Avrupa’da büyümenin canlanması dolardaki yükseliş beklentisini sınırlıyor. Güçlü dolar korkusunun rafa kaldırılması gelişmekte olan piyasaları rahatlatıyor.
Çin ekonomisinde sert iniş endişesi azalması risk iştahını besleyen diğer bir unsur. Büyümenin arzu edildiği gibi tüketimin canlanmasından değil altyapı yatırımlarının artışından kaynaklanması bizi halen rahatsız ediyor. Ancak piyasalar uzun vadeli riskleri değil kısa vadeli tehditleri fiyatlamayı tercih ediyor.
Küresel risk iştahının bozulmadığı bir ortamda Çin’in yavaşlaması düşük emtia fiyatları vasıtasıyla Türkiye ekonomisini olumlu etkiliyor. Emtia fiyatlarındaki gerileme cari açık ve enflasyon gibi iki temel sorunun çözümü ile uğraşırken ekonomi yönetimine zaman kazandıracak.
Kısa vadede piyasalardaki yükselişin devam etmesini bekliyoruz. Değerlemelerin ucuz, faizlerin yüksek, Türk lirasının değersiz olması risk iştahının iyileştiği bir ortamda Türkiye piyasaların yükselişini kolaylaştıracak.
Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin karşılaşabileceği en büyük tehlike dışardan değil içeriden gelebilir. Seçimler sonrasında uygulanan popülist politikalar ve para politikasındaki belirsizlik piyasalardaki yükselişi kırılgan bir zemine oturtuyor.
Asgari ücrette ve emekli maaşlarındaki artışın ekonomiye maliyeti orta vadede daha yüksek enflasyon, zayıf Türk lirası, cari denge ve bütçede bozulma olarak karşımıza çıkacak.
Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu sonrası iktisatçılarla yaptığı toplantı enflasyon endişesinin arttığı bir ortamda kafaları daha da karıştırdı.
Merkez Bankası para politikasında basitleşme ve sıkılaşma sinyallerini ayrıştırmaya çalışıyor. Para politikasındaki basitleşmeyi küresel piyasalarda volatilitenin azalmasına, sıkılaşmayı ile enflasyon beklentisindeki bozulmaya göre yapacak.
Ancak PPK sonrası yapılan açıklama küresel piyasalardaki volatilitenin azalmasına paralel faiz bandının alttan üstten daraltılarak para politikasının basitleştirileceği şeklinde anlaşılıyor.
Fed’in faizleri artırdığı, ücret artışlarının enflasyonu tehdit ettiği bir ortamda Merkez Bankası’nın küresel risk iştahına güvenerek para piyasasında faizleri alelacele aşağı çekmesi yeni yılda piyasalarda oluşacağını öngördüğümüz güven ortamını bozabilir.