Piyasalara petrol dopingi
Sonbaharın yarısı kış, yarısı yaz sözü 2015’e girerken piyasaların ruh halini çok iyi anlatıyor. Eylül ayında Fed fırtınası ve kapı komşumuz Irak’ta devam eden iç savaş ile sarsılan piyasalar Aralık ayına ılımlı ABD verileri ve ucuzlayan petrol fiyatları sayesinde bahar havasında girdi.
Küresel büyümedeki yavaşlamaya rağmen artmaya devam eden üretim petrol fiyatlarının son beş ayda 40 dolardan fazla gerileyerek 71 dolara çekilmesine neden oldu. Kasım sonunda Viyana’da yapılan OPEC toplantısında üretimin kısılması yönünde bir karar alınamaması petrol piyasasındaki satış baskını artırdı. Arap baharı sonrasında kamu harcamalarını artırmak zorunda olan ülkeler petrol fiyatlarının düştüğü bir konjonktürde üretimlerini kısmak istemiyorlar.
Petrol konusunda hikayeler ve gerçekler
Petrol fiyatlarındaki düşüşün büyümede vites artırırken eş anlı olarak enflasyonu ve cari açığı önemli ölçüde düşüreceği görüşüne katılmıyoruz. Enerji faturamızdaki gerilemenin tamamen tasarrufa gitmesi durumunda cari açıkta milli gelirin %0,9’una ulaşan bir gerileme olur. Ancak fiili durumun böyle olmasını beklemiyoruz. Hanehalkının harcanabilir gelirindeki artışı tasarruf etmekten ziyade harcamalarını artırmak için kullanacağına inanıyoruz. Dolayısıyla cari açığın %0,5 civarında azalarak %5,1’e gerilediği ama büyümenin %0,3-0,4 puan artarak %3,5’e yükseldiği bir senaryoyu daha gerçekçi buluyoruz.
Enflasyonu düşürmek için tarihi bir fırsat
Türk lirasının istikrara kavuşması ve düşük petrol fiyatları sayesinde Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için tarihi bir fırsat yakaladı. Enerji maliyetindeki gerilemenin enflasyona doğrudan etkisini yüzde 0.4- 0.5 olarak hesaplıyoruz. Merkez Bankası’nın para politikasını sıkı tutması durumunda enflasyonda sert bir gerileme sağlanabilir. Ancak enflasyondan ziyade büyümeye ve dış dengeye odaklanan Merkez Bankası’nın bu fırsatı kullanmak yerine küresel risk iştahındaki artışı kullanarak yılın ilk yarısında faizleri 100 baz puan indirmesini bekliyoruz. Bu nedenle enflasyonun 2015 yılında yüzde 6.9 ile Merkez’in tahminine göre yüksek bir seviyede gerçekleşmesini bekliyoruz.
Petrol fiyatlarındaki gerileme ve Fed’in erken faiz artıracağına yönelik endişelerin azalması Türkiye ekonomisindeki yeniden dengelenme sürecini hızlandırarak ve cari açığın finansmanına yönelik endişeleri azaltarak Borsa İstanbul’daki yükselişi destekledi.
Borsa İstanbul'da hedef değeri 97 bine çıkardık
Türkiye küresel konjonktürdeki iyileşmeden en çok yararlanan gelişmekte olan piyasalar arasında yer aldı. Risk iştahındaki artış ve petrol fiyatlarındaki sert düşüşe paralel Türk lirasındaki kanama dururken, 10 yıllık tahvil faizleri 200 baz puana yakın düşerek yüzde 8.0 seviyesinin altına geriledi. Küresel konjonktürdeki iyileşmeye paralel Borsa İstanbul için 12 aylık hedef değerimizi 91.000’den 97.000 seviyesine yükselttik.
Piyasalardaki yükseliş kalıcı olmayabilir
Küresel risk iştahındaki artışa paralel Merkez Bankası’nın faizleri indireceği beklentisi piyasaların 2015 yılına hızlı bir başlangıç yapmasını sağlayabilir. Ancak düşük faizler ve pozitif petrol şokunun yarattığı olumlu havanın uzun soluklu olmasını beklemiyoruz. Seçimler sonrasında ekonomi yönetimine ve uygulanacak politikalara yönelik belirsizlikler, Fed’in faiz artışlarına başlayacağı sinyalleri ve petrol fiyatlarındaki olası yükseliş yılın ikinci yarısında Borsa İstanbul’da dalgalanmayı artıracaktır.