Piyasalara bayram hediyesi
Dünya piyasalarında Brexit fırtınası sonrası oluşan iyimser hava devam ediyor. Emin limanlardan çıkıp yeniden uzak denizlere açılan küresel yatırımcıların alışlarıyla hisse senedinden, emtiaya, özel sektör tahvilinden, gelişmekte olan ülke varlıklarına, tüm piyasalarda fırtına sonrası bereketi yaşanıyor.
Birleşik Krallığın Avrupa Birliğinden çıkmasının küresel büyüme üzerindeki etkisinin %0,1-0,2 ile sınırlı kalacağına ve bu etkinin de büyük ölçüde ABD, Avrupa, Japonya ve İngiltere merkez bankalarını genişleyici para politikalarıyla bertaraf edileceğine inanan küresel yatırımcıların alışlarıyla yeni bir yükseliş dalgası başladı. Dünya borsalarındaki yükseliş öngörümüzden daha çabuk ve sert oldu. MSCI verilerine göre Haziran ayının son üç gününde dünya piyasaları %5’in üzerinde yükselerek Brexit şoku sonrasındaki kayıplarının üçte ikisinden fazlasını geri aldı.
Tırmanan terör riski nedeniyle Türkiye geride kaldı
Yüksek betalı olmasına rağmen Türkiye hisselerindeki yükseliş dünyaya göre daha sınırlı oldu. İsrail ve Rusya ile ilişkilerimizin normalle dönmesi konusunda atılan olumlu adımlara rağmen dünya piyasalarının gerisinde kalmamızda terör riskindeki artış etkili oldu.
Atatürk Hava Limanında gerçekleştirilen ve kırktan fazla can kaybına yol açan hain terör saldırısının baskısıyla MSCI Türkiye endeksi Haziran ayının son üç gününde %2 artarak dünya piyasalarındaki sert yükselişin bir miktar gerisinde kaldı.
Küresel risk iştahındaki iyileşmenin kalıcılığı konusunda emin değiliz
Brexit sonrası yaşanan tepki alımları ne kadar kalıcı olur emin değiliz. İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkış sürecinde yaşanacak müzakere süreci hakkında son derece sınırlı bilgiye sahibiz.
Avrupa Birliğinin kurucusu altı ülkenin dış işleri bakanları tarafından verilen mesaj 50. Madde kapsamında gerçekleştirilecek ayrılma görüşmelerinin zorlu geçeceğine işaret ediyor.
Avrupa Birliği üyeleri bu pazarlık sürecinde önemli bir açmaz ile karşı karşıya. İngiltere Brexit kararına rağmen Avrupa Birliği üyesi ülkelerle ekonomik işbirliğini ve gümrüksüz ticaretini sorunsuz bir şekilde sürdürebilirse Brexit şokunun vereceği hasar sınırlı olur.
Ancak bu durum Fransa, İspanya gibi ülkelerde Avrupa Birliği karşıtı toplumsal muhalefetin güçlenmesine neden olabilir. Ekonominin yavaşladığı, işsizliğin arttığı gelir dağılımının bozulduğu bir konjonktürde seçmenin mevcut sistemi reddetme eğilimi diğer ülkelere yayılabilir.
Gelişmekte olan ülkelere göre ıskontomuzun azalacağına inanıyoruz
Hal böyle iken neden iyimser olmaya başladınız diye soranlar için iki temel gerekçemiz var:
(i) Vurguladığımız belirsizliklere rağmen ana senaryomuzda Brexit etkisinin ağırlıklı olarak yerel olacağına (Birleşik Krallık) dünya ekonomisine vereceği zararın sınırlı olacağına inanıyoruz.
(ii) Türkiye piyasalarının gelişmekte olan ülkelere göre ıskontosunun azalacağını öngörüyoruz.
Düşük faiz ortamı Türkiye gibi ülkeleri destekliyor
Türkiye piyasaları konusundaki iyimserliğimizin arkasında üç temel gerekçe var:
(i) Fed’in faiz artırması senaryosunun rafa kalktığı ve gelişmiş ülke borçlanma faizlerinin dip seviyelere gerilediği mevcut konjonktür sıcak paranın Türkiye gibi nominal faizlerin halen yüksek olduğu piyasalara yönelmesi için uygun bir ortam yaratıyor.
Büyümenin yavaşladığı bir ortamda Türkiye güçlü iç talebiyle öne çıkıyor
(ii) Küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü risklerin arttığı bir ortamda yapısal dinamikleriyle iç talebe dayalı büyüyebilen ülkelerin öne çıkmasını bekliyoruz. Merkez Bankası’nın faiz indirimleri, asgari ücret artışı ve esnek üretim yapısı sayesinde Rusya şokuna rağmen büyümeyi sürdüren Türkiye ekonomisine önümüzdeki dönemde sıcak para girişi artabilir.
İsrail ve Rusya ile ilişkilerin düzelmesi jeopolitik risk primini düşürecek
İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi ve Rusya ile bozulan ilişkilerin düzeltilmesi dünyanın gerisinde kalmamıza neden olan jeopolitik risklerinin kısmen azalmasını sağlayacak.
Benzer adımların Doğu Anadolu’da toplumsal barışın yeniden tesis edilmesi için atılması durumunda uzun süredir dünyanın gerisinde kalan Türkiye piyasaları güçlü bir atak yapabilir.
Borsanın ıskontosu nereye kadar düşebilir?
Satış dalgasına paralel Borsa İstanbul’un gelişmekte olan ülkelere fiyat kazanç oranı üzerinden ölçtüğümüz ıskontosu %29’a yükseldi. Fed’in para politikasını normalleştirme sinyali verdiği 2013 Mayıs’ından günümüze kadar olan dönemde Borsa İstanbul’un ortalama ıskontosu %9 düzeyindeydi.
Küresel risk iştahındaki düzelme devam eder ve önemli bir politika hatası yapmazsak Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelere olan ıskontosu yeniden %20 civarına gerileyebilir. Bu senaryoda BIST-100 endeksinin önümüzdeki birkaç ayda %10’dan fazla yükselmesini ve 85.000 seviyesini zorlamasını bekliyoruz.