Piyasalar

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

İMKB sanayi hisselerinin toplam açık pozisyonu 38 milyar lira seviyesinde. Araştırma bölümümüz yılın üçüncü çeyreğinde döviz sepetinin (yüzde 50 EUR, yüzde 50 USD) yüzde 8 yükselmiş olması nedeniyle 3,2 milyar lira kur farkı gideri oluşacağını hesaplıyor. Sanayi şirketlerinin 6 aylık dönemde net karları toplamı 8,3 milyar lira seviyesindeydi. Reel sektörün açık pozisyon taşıması nedeniyle kur artışının TCMB'nin de istemediği seviyelere yükselmiş olması elbette bir sorundur. TCMB TL'nin gelişmekte olan ülkelere göre tartılı efektif reel kurunun yüzde 10'a varan ölçüde "az değerli" olduğunu düşünüyor. Bakılacak denge reel döviz kuru TÜFE bazlı gelişmekte olan ülkelere göreceli kurdur. Son dalgada TL diğer gelişmekte olan ülkelere göre, zaten son yıl içinde kaybetmiş olduğu için,  daha az değer kaybetti. Son haftadaki değer kaybı Rand ile beraber yüzde 0.56; halbuki mesela Koruna yüzde 2.23, Peso yüzde 2.16, Forint yüzde 2.75, Real yüzde 2.93 değer kaybetmiş. Son iki haftalık pencerede TL yine Forint, Peso, Ruble, Real ve Randa göre daha az değer kaybetmiş. Yıl başından bu yana bakıldığındaysa Rand hariç (yüzde 18.21) en fazla değer kaybeden para birimi TL: yüzde 16.46. Ancak sonuçta nominal kurun "overshoot" ettiği, aşırı yükseldiği düşünülebilir. Analistler hangi kote şirketlerin kur farkından zarar yazacağını, hangilerinin pozisyon fazlası nedeniyle kar edeceğini kolayca bulabilirler.

Geçen hafta başında Avrupa Merkez Bankası'nın Yunanistan başta olmak üzere Avrupa'da derinleşen krizi kontrol etmek için yeni önlemler alacağı haberleri ile yükseliş gösteren piyasalar ekonomik veriler ve alınacak önlemlere ilişkin haberlerin güven telkin etmemesi ile haftayı gerileyerek tamamladı. Cuma günü açıklanan Euro alanı enflasyonunun beklentinin üzerinde gelmesiyle yüzde 2'nin üstünde düşüş oldu. Gün sonunda ABD Michigan güven endeksindeki yükselişe rağmen ABD piyasaları da yüzde 2.6'ya varan kayıplarla kapanış yaptı. İMKB de hafta içinde not artırımı söylentileri ile dalgalanırken, 100 günlük hareketli ortalamasını 60,000 puanda Mayıs ayından beri üçüncü defa olacak şekilde denedi. Cuma günü yurtdışı piyasalardaki kayıpları takip ederek, 58,500 puana kadar çekilen ve gün içi yüzde 2.3 kayıp gösteren endeks, gün sonunda 59,750 puan seviyesine kadar toparlanarak yüzde 0.1 kayıpla kapandı. Bilanço kapatma dönemi olmasının da etkisi ile bono piyasasında hafta sonuna doğru alımlar arttı. 60.000'i deneyecek gibi duruyoruz.

Paritede yön aşağı doğru; Euro/USD paritesi 1.30'lara gevşeme potansiyeli taşıyor; hatta zamanla daha da aşağıya gidebilir. Sepette 2.20 bir savunma hattı mı? Volatiliteden değil, seviyeden rahatsız olduğunu düşündüğüm TCMB sepette 2.20'yi savunmak için ekstra ne yapabilir? Net rezervler yüksek sayılmaz ve zaten 3 milyar USD satış yapıldı, bu da rezerv erimesinin yaklaşık üçte birine tekabül ediyor. Asıl test USD 2 TL'nin üzerine taşınırsa ortaya çıkacak. Fakat şu an için çıkış durmuş, DİBS faizi dengelenmiş görünüyor.

Hazine verilerine göre haziran sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam brüt dış borç stoku 309,6 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu rakamın 85 milyar doları kısa vadeli, 224,7 milyar doları uzun vadeli borçlardan oluşuyor. Dış borç stokunun 202 milyar doları özel sektöre, 107 milyar doları kamuya ait. Bankacılık sektörünün dış borcu 90,5 milyar dolar olup, bu rakamın 82 milyar doları özel bankaların yükümlülüğünde.Toplam dış borç stoku/GSYH oranı yüzde 39 seviyesinde. Bu bizi zorlar mı? Açık pozisyon taşıyan şirketler kapanmaya başlamış durumda. Zorlamayabilir ve yavaşlamayla beraber 2012 borçlanması düşebilir. En azından maliyeti artacaktır. Her ne kadar şu anda IMF'nin söylediği gibi yüzde 2.2'ye daralma ufukta görülmüyorsa da 2012'de yüzde 4'lere kadar yavaşlama mümkün. 

Kur ve faiz bir kez daha yakından ilişkilenebilir mi? 2006'da olan tekrar edebilir mi? Bu  durumda politika faizinin 7'ye çekilmesi gerekir; yani 2006 ile aynı oranda bir faiz artışının bizi getireceği seviye budur. Zannetmiyorum. İş oraya varmayabilir çünkü (a) daha önce zaten değer kaybeden/ettirilen TL son dalgada göreceli olarak sağlam kaldı. (b) Hedge fonlar erken kapanır ve bu yıl kapanışlarını önceden yapmış durumdalar. Yani yıl sonuna doğru hedge fon kaynaklı bir pozisyon kapatma, gelişmekte olan piyasalardan çıkma davranışı görülmeyebilir çünkü olan zaten büyük ölçüde oldu. (c) "İyi" bir haber, her ne kadar geçici de olsa, çalkantıyı bir süreliğine durdurabilir. Öte yandan kurdan enflasyona geçiş katsayısı düşmüş görünüyor. Ama düşmüş de olsa sonuçta son yılda sert bir değer kaybı yaşandı; artık kurdan enflasyona geçişin hissedildiğini  görüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019