Piyasalar yön arayışında...
UZMAN GÖZÜYLE / Fahri Özbey / FİNANSİNVEST FED faiz artırımı ile neyi hedefliyor? Geçtiğimiz yaz aylarından itibaren sıkıntılı günlerini atlatamayan finansal piyasalarda yılbaşından bu yana yaşanan gelişmeleri takip ettiğimizde FED'in son dönem görülen türbülansı global bir çöküntüye dönüştürmemek için ciddi anlamda müdahale ettiğini görüyoruz. FED, politika faizlerinde indirim ile başlayan, ve en sonunda yatırı bankalarının da direkt olarak kendisinden borçlanabilmelerini sağlamak gibi değişik likidite formülleri ile kriz yönetimini aktif bir şekilde sürdürdü. Müdahaleler sonrası piyasaların en kötü dönem geride kaldı beklentisini nisan ayından bu yana yansıttıklarını gördük. Ama gelinen noktada, düşük faiz ve emtia fiyatlarında ani yükselişler nedeniyle satın alma güçleri düşen ülkeler, şirketler ve yatırımcılar kredi ve resesyon korkularını enflasyonist endişelere çevirdiler. Özellikle 140 dolar seviyesine gelen petrol bu endişeleri artırdı. Son dönemde FED'den gelen açıklamalar, ekonomik açıdan toparlanma sinyalleri alındığını ve yeniden faiz artırılma olasılığının yükseldiğine işaret ediyor. FED'in faizlerde düşüş trendini sonlandırması sonrası yapacağı artırımlar enflasyon ile mücadelesini desteleyecek ve emtia fiyatlarında kısa vadeli bir realizasyona neden olacaktır. Böylelikle piyasaların tekrar nefes alabilmesi sağlanmış olacak. Suudi Arabistan'ın da yüksek petrol fiyatlarından rahatsızlığını vurgulaması ve haziran sonlarında arzı artıracak olması spekülatif olarak yükselen petrol ve emtia fiyatlarında geri çekilmeyi hızlandıracaktır. Emtia fiyatlarında yaşanacak ciddi bir düzeltme enflasyon endişeleri ile gerilen piyasalara kısa vadeli olumlu yansıyacaktır. Yurtiçi piyasalar da emtialarda yaşanabilecek bu geri çekilmeden olumlu etkilenecektir. Hisse senedi piyasamızın bu gelişmelerden daha çok faydalanacağını fakat YTL ve sabit getirili ürünlerde bu etkinin Merkez Bankası'nın faiz artırımları bitene kadar sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Yurtiçinde yaralar sarılıyor... Anayasa Mahkemesi'nin kararı sonrası yurtdışına korelasyonu normale dönen yurtiçi piyasalar emtia fiyatlarına odaklandı. Gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'nin cazibesi dikkat çekiyor, en büyük riskimiz ise siyasi belirsizlik. Kısa vadede siyasi anlamda haber akışının ve etkisinin daha az olmasını bekliyoruz. Yurtdışı piyasalarda FED'in faiz artırımı ile beraber petrol arzının artırılması beklentileri emtia fiyatlarını düşürebilecek iken global piyasalar ile beraber İMKB endekslerinde olumlu etkisini gösterebilir. Şimdilik 38.000 seviyelerinde destek bulabilen İMKB100 endeksinin bu gelişmeler ve yurtdışında toparlanma eğilimindeki bankacılık endeksleri paralelinde güç toplamaya başlayacağını ve yurtdışı piyasalarda mali sektör üzerindeki baskılarının hafiflemesi ile önümüzdeki haftayı yüksek volatiliteye rağmen daha pozitif geçirmesini bekliyoruz.