Piyasalar yangın yeri; görene, görmek isteyene...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Ankara'daki Siteler, geçmişte mobilya üreticisi küçük işletmelerin yer aldığı bir sanayi bölgesiydi. Ama bu bölge yalnızca Ankara'nın değil, neredeyse tüm Anadolu'nun ihtiyacını karşılardı. Sektöre çok büyük ölçekli firmaların girmesiyle Siteler eski önemini yitirmiş gibi görünüyor, ama yine de Ankara'da mobilya dendi mi akla öncelikle burası gelir. Hem Siteler esnafı da yıllar öncesinin ölçeğinde kalmadı. Bir zamanlar yalnızca masa-sandalye ya da koltuk yapan firmaların bir kısmı faaliyet alanını genişleterek otellerin, iş merkezlerinin mobilya aksamını üretir boyuta ulaştı. 

Siteler, Anadolu'nun nabzını tutmak için de iyi bir ölçüdür aslında. Geçenlerde üç kuşaktır burada mobilyacılıkla uğraşan, son dönemde işini masa-sandalye imal etmekten bir otelin tüm mobilya aksamını yapacak şekilde genişleten, hatta yurtdışında bile iş alma boyutuna taşıyan bir işadamıyla sohbet ettik. Söylediği özet olarak şuydu: 

"Bu yıl işler geçen yıla göre daha iyi, geçen yıla kıyasla daha bir canlılık var. Ama tahsilatta büyük sıkıntı çekiyoruz. Piyasada para dönmüyor adeta. Bu da büyük sorun yaratıyor, ne olacak bilmiyoruz."

Ödemelerdeki sıkıntı, domino etkisi yaratan bir durum. Bir işletme ister gerçek anlamda sıkıntıda olduğu için, ister piyasadaki genel durumu bahane etmek istediği için olsun ödemesini aksatmaya başladı mı, zincirleme bir etki doğuyor. Parasını tahsil edemeyen yapması gereken ödemeyi gerçekleştiremiyor ve bu halkalar birbirine eklenip gidiyor.

Ama ekonomide yaşanmakta olan sıkıntı Siteler esnafı tarafından dile getirildiği gibi yalnızca ödeme sıkıntısı değil ki... Her yerde işler görece iyi, bir tek ödemede sıkıntı yaşanıyor demek çok zor. Dün de, Anadolu'nun en büyük sanayi kentlerinden biri olan Kayseri'den bir KOBİ yöneticisiyle görüştük. Daha çok metal aksama dayalı üretim yapan bu işletmenin yöneticisi, Siteler için dile getirilenden daha karamsar bir tablo çiziyor. Hammadde temininde sıkıntı yaşandığını dile getiren bu yönetici, fiyatların çok oynak olmasından yakınıyor. Ödeme konusundaki sıkıntı ise ortak. 

Bazı piyasalarda yaprak biraz olsun kımıldıyor, Siteler örneğinde olduğu gibi; bazılarında yaprak bile kımıldamıyor. Ama ikisinin de birleşti nokta, para akışının adeta tümüyle durmuş olması. 

Üzüm üzüme baka baka kararıyor, "O bana ödemiyorsa, ben de buna ödemem" diyenler, soruna böyle yaklaşanlar domino etkisi yaratıyor. Ve piyasa adeta kilitlenip kalıyor. 

Ekonomide işler zaten iyi gitmiyorken neredeyse peş peşe denilebilecek sıklıkla patlayan bombalar ve yitirilen canlarla insanlar sokağa çıkmaya korkar, alışverişten kaçınır hale geliyor. 

"Yıkılmayız, ezeriz, geçeriz, bizden korksunlar" gibi yıllardır dinlediğimiz mesajlar hiçbir derde çare olmuyor; ne sokaktaki vatandaşın kaygıları dağılıyor bu mesajlarla, ne iş aleminin sıkıntıları hafifliyor. Bu moral bozukluğu doğaldır ki işlere yansıyor.

Güven endeksleri ne gösterecek?

Piyasadaki algının nasıl olduğunu birkaç örnekle tam olarak belirlemek tabii ki mümkün değil. Daha sağlıklı gösterge, bu amaçla yapılan güven endekslerinin ortaya koyacağı tablo olacak. İşte önümüzdeki hafta bu konuda oldukça zengin bir veri akışı var.

TÜİK 21 Mart Pazartesi günü tüketici güven endeksini açıklayacak. TÜİK'in Merkez Bankası ile birlikte oluşturduğu tüketici güven endeksi, geçen yılın kasım ayında çıktığı 77.1'lik düzeyden sonra aralık, ocak ve şubatta gerilemiş ve son olarak şubatta 66.6'ya inmişti. Tüketici güven endeksi geçen yılın mart ayında da 64.4 olarak gerçekleşmişti.

Tüketici güven endeksi ayın ilk yarısında yapılan çalışmayla oluşturuluyor ve ilgili ay tamamlanmadan açıklanıyor. Her ne kadar söz konusu endeks tüketici eğilimlerini belirliyor ve tümüyle ekonomik davranış biçimini ortaya koyuyorsa da, genel güvenlikle ilgili gelişmelerin bu davranışlar üstünde mutlaka bir etkisi var. Dolayısıyla 13 Mart'taki patlamanın sınırlı da olsa tüketici güven endeksine yansıması beklenebilir. 

TÜİK 22 Mart Salı günü de sektörel güven endekslerini açıklayacak. Bu kapsamda; hizmet sektörü, perakende ticaret sektörü ve inşaat sektörü güven endekslerinin mart ayındaki düzeyini öğreneceğiz. Söz konusu endeksler içinde son dönemde en belirgin düşüş hizmet sektörü güven endeksinde görüldü.

Sektörel güven endeksleriyle ilgili alan uygulamasının da her ayın ilk yarısında gerçekleştirildiğini belirtelim.

Önümüzdeki hafta açıklanacak bir diğer endeks de TÜİK'in ekonomik güven endeksi. Söz konusu endeks, bazı endekslerin bir araya getirilmesiyle oluşturuluyor.

Reel kesimin ekonomiye bakışını ortaya koyan endeksi ise her zaman olduğu gibi Merkez Bankası açıklayacak. Merkez Bankası'nın oluşturduğu reel kesim güven endeksinin mart ayı sonuçlarını 22 Mart Salı günü öğreneceğiz. 

Bakalım bu endeksler, piyasadaki genel havayı nasıl yansıtacak, bunu hep birlikte göreceğiz. Ama şu bir gerçek, bu endekslere bire bir yansımayacak olsa da ne yazık ki toplumu esir alan bir bıkkınlık, bir yılgınlık var. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar