Piyasalar ve erken seçim kararı

Orkun GÖDEK
Orkun GÖDEK Bakış Açısı


Normal seyrinde gidilseydi 19 ay sonra gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri MHP lideri Sayın Bahçeli’nin erken seçim çağrısına Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın olumlu yanıt vermesi ile öne çekilmiş oldu. Beklendiği şekilde ilk piyasa tepkisi olası sandık tarihinin yaz sonu, sonbahar dönemi gibi olabileceği ihtimaline karşı negatif yönde fiyatlama şeklinde gerçekleşti. Tarihin 24 Haziran olarak kamuoyuna açıklanmasının ardından ise tepki terse döndü ve bardağın dolu tarafı görülmek istendi. Ancak yine de yatırımcı açısından karar verme aşamasında erken olabilir.
Dünyanın her noktasında bu hikayenin şekillenme aşaması seçimlerin getirebileceği muhtemel belirsizlikler ve gerçekleşmesinin ardından da istikrarın bir şekilde sağlanacağı düşüncesi ile pozitif algının yerleşmesi biçiminde olur. Farklı örneklerle konuyu çeşitlendirmek mümkündür. Yakın dönem Avrupa seçimleri, her türlü anlama zorluğuna rağmen Başkan Trump’lı ABD yönetimi de bir şekilde konuya örnek olarak gösterilebilir.

Bizde sürenin kısa olması ve daha önce seçim dönemlerinde olduğu üzere “acaba mali disiplinden taviz verilir mi?” sorusuna yanıt aranmasının kısmen ötelenmesinin ardından yerel varlıkların fiyatlaması şiddeti artan bir şekilde olumlu yönde gerçekleşti. Durumu kısmen şaşırarak karşılamakla birlikte doğru tepkinin verildiği tarafında yer aldığımızı belirtmek isteriz. Bundan sonraki süreç ise aynı şiddette olumlu fiyatlamanın sürmesi noktasında kilitlenebilir. Anlatmaya çalışalım.

Mayıs ayı küresel piyasalarda ABD-İran gerginliğinin tartışması ile geçecek. P5+1 kararına ABD Başkanı Trump’ın nasıl yaklaşacağı ve ABD’yi çekebileceği ihtimali şimdiden petrol fiyatları üzerinde yükseliş yönlü baskıya neden oluyor. OPEC’in attığı adımlarla birleştiğinde fiyatların seyri ithalatçı ülkeler kadar para politikaları açısından da önem arz ediyor. Son iki günde gerçekleşen ABD ve Almanya tahvil faizi yükselişlerinin arkasında, emtia grubundaki fiyat yükselişinin enflasyon beklentilerine sirayet etme ihtimali ve bunun da para politikalarında sıkılaşma hızını artırabileceği düşüncesi yer alıyor. Şubat ayından bu yana ilk kez ABD 10 yıllık kağıdında yüzde 2.9 seviyesine çok kısa bir süre içerisinde ulaşılmasının gerekçesi bu.
Öte yandan içerideki gündem de ağırlıklı anket sonuçları ve ittifak kuran partilerin söylemleri üzerinden şekillenecek. Bu nedenle varlıklar üzerindeki muhtemel dalgalanmaları göz ardı etmek için henüz çok erken. Yatırımcı pozisyonlanmalarında bu ihtimali mutlak suretle dikkate almak gerek.

Türk lirasının seyri tahvil ve hisse senetleri için merkezde duruyor. TCMB’den şekillenen ortak beklentilerin karşılanması durumunda sepet kurun da faizin de nefes aldığını görebiliriz. Son dönem yurt dışı rallisini kaçırdığımız için yansımaları endeks üzerine de olabilir. Ancak orta-uzun vade konuşmak için biraz daha sabırlı olmak gerek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ECB hamleleri ve riskler 14 Eylül 2019
GOÜ heyecanı her yerde 07 Eylül 2019
Beklemekle oluyor mu? 17 Ağustos 2019