Piyasalar Türkiye varlıklarında sert iniş senaryosu fiyatlıyor

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Küresel piyasalar haftaya iyimser bir havada başlıyor. Güçlü istihdam rakamlarına rağmen ücret artışlarının görece sınırlı olduğu istihdam verisi sonrasında, Wall Street hafta boyunca olan kayıplarının önemli bir kısmını  geri alırken dolar küresel yükselişini sürdürdü.
Güçlü dolar ve İtalya politik krizinin sona ermesi ile Avrupa borsaları toparlanmaya başladı. Yeni kurulacak kabinenin teknokratlar, politikacılar, ulusalcılar ve Avrupacılardan oluşan bir mozaik oluşturmasına piyasalar olumlu tepki verdi.

Dış ticaret savaşlarında yeni bir döneme giriyoruz.  Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Japonya ve Kanada ortak bir açıklama ile ABD’nin tek taraflı olarak gümrük vergilerini artırmasını ve/veya kota koymasını kınadı. Açıklamanın piyasalar üzerinde önemli bir etkisi olmadı. 
Güçlü ABD verileri sonrası gelişmekte olan piyasalarda tepki alımları görülüyor.  A grubu Çin hisselerinin %2.5 oranıyla MSCI endeksine girerek 22 milyar  dolarlık bir kaynağı çekmesi Çin dışındaki ülkelerdeki yükselişi sınırlıyor. Uzun vadede (6-10 yıl) A grubu hisselerin %100 kapsama oranıyla endekse girmesi durumunda MSCI endeksindeki ağırlığı %30’a çıkacak ve 900 milyarlık - mevcut  pasif fon büyüklüğüyle - bir kaynağı çekecek.

Türkiye varlıkları küresel şoklar karşısında kırılgan olmayı sürdürüyor. Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya’nın ve Başbakan Yardımcısı Şimşek’in İstanbul ve Londra ziyaretleri sonrasında oluşan iyimser hava uzun sürmedi.

Türkiye piyasalarındaki toparlanmayı fırsat bilen yatırımcıların satışlarıyla MSCI Türkiye iki günde %6’ya yakın değer  kaybetti. Haftanın son iki gününde döviz piyasasında, yerel tahvillerde ve eurotahvillerde de en kötü performans gösteren ülkeler arasında yer aldık.

Dövizden hisse senedine, yerel tahvilden, euro-tahvile tüm varlık grupları 24 Haziran seçim sonrası için ekonomide sert iniş senaryosu fiyatlıyor.  Biz bu görüşe katılmıyoruz.  Açıklanan ekonomi verileri - Mayıs ayı PMI rakamları hariç - ve şirket karları ekonomide sert iniş yaşanacağına dair bir işaret vermiyor.

Geçmiş verinin incelenmesi de bu görüşü desteklemiyor.  Dışsal ve içsel şoklar karşısında Türkiye mali piyasaları genelde  kırılgan bir performans göstermiş. . Oysa reel ekonomi şoklar karşısında genelde dirençli bir tablo sergilemiş. Bu defa da farklı olmasını beklemiyoruz. Muhtemelen, iki üç puan yavaşlayıp gelişmekte olan ülke ortalamalarına  yakın (Çin - Hindistan hariç) bir hızla büyümeyi sürdürürüz.  

Seçimler sonrasında kim Cumhurbaşkanı olursa olsun önceliğin bozulan ekonomik dengeleri onarılmasına verileceğine inanıyoruz.  Daha yavaş büyüyen, ancak cari açık ve enflasyonun kontrol altına alındığı bir Türkiye’de risk priminin azalacağına ve Türkiye varlıklarının dünyadan negatif ayrışmasının sona ereceğini öngörüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019