Piyasalar siyaset cephesinde neyi izleyecek?

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

İnan Demir / Finansinvest

Haftabaşından beri devam eden sert hareketlerin ardından bu yazının yazıldığı saatlerde siyasi tansiyonun biraz azalmasıyla birlikte piyasalar da daha sakin bir seyir izliyor, bir anlamda yaraları sarıyor.

Pazartesiden beri süren başdöndürücü trafiğin ardından siyaset cephesinde "haber yoksa iyi haberdir" diye özetlenebilecek bir döneme girebiliriz. Bu nispi sükunet piyasalar için olumlu olmakla beraber siyasi riskin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmeyecek.

Önümüzdeki dönemde siyasetin piyasalar üzerindeki olası etkilerini değerlendirirken gözönünde bulundurmak gereken husu şu: Piyasa perspektifiyle en belirleyici olan etken tek parti hükümetini içeren siyasi tablonun devamlılığı. Bu gözle bakıldığında da iki tane risk faktörü ön plana çıkıyor.

Birincisi yeni bir kapatma davası ihtimali. Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya AKP ile ilgili sürecin henüz soruşturma aşamasında değil inceleme aşamasında olduğunu belirterek bu konudaki kısa vadeli endişeleri hafifletti ama incelemelerin devam ettiği düşünülürse bu konudaki spekülasyonlar kolay kolay gündemden düşmeyecek. Son günlerde üst düzey AKP yetkililerinin bir kapatma davasının erken seçime yolaçacağı yönündeki açıklamaları da bu tabloya eklenince görülüyor ki kapatma davası ve sonrasında erken seçim belirsizlikleri piyasaları meşgul ve rahatsız edecek.

İkinci risk faktörü ise bir referandum ihtimali. Malum, geçen haftaki yargı geriliminin ardından yargı reformu tartışmaları gündeme geldi ve Başbakan Erdoğan bu konuda gerekirse referanduma gidilebileceğini açıkladı. İlk bakışta yargı reformu üzerine bir referandum piyasaları etkileyecek bir faktör gibi görünmüyor. Ama bu referandumun sadece referandum olmakla kalmayıp kutuplaşmayı artıracağı kesin, hatta hükümet için bir güvenoylamasına dönüşmesi de ihtimal dahilinde olur. Bir adım daha ileriye giderek referandumu erken seçimin takip edeceği senaryolar da tahayyül etmek mümkün. Yani, olası bir kapatma davası gibi bir referandumun da siyasi tabloyu önemli ölçüde değiştirmesi belirsizliği gündemde olacak.

Dikkat edilirse bu riskli senaryoların ikisinde de piyasaların tercih edeceği gibi bir tek parti hükümetiyle yola edilmesi sonucuna ulaşması mümkün. Ama o sonuç konusunda kafalar netleşene kadar geçecek süredeki belirsizlikler piyasalar üzerinde baskı yaratacaktır. Kısacası siyaset bir süreliğine piyasa gündeminde alt sıralara kaysa da 2010'da siyasi risklerin tekrar gündeme gelmeyeceğinin bir garantisi yok. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017