Piyasalar neyi fiyatlıyor?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Serbest piyasa ekonomisinin ve demokrasinin hakim olduğu bir ülkede piyasaların tepkisi ve seçim anketleri bir barometre vazifesi görür. Piyasaların verdiği tepkiler ekonomi yönetimine yaklaşan fırtınayı haber verebilir. Benzer şekilde seçim anketleri ve seçim sonuçları iktidar ve muhalefet partilerinin neyi doğru neyi yanlış yaptığını gösteren bir karne gibidir. 

Bu bağlamda Türkiye’nin sene başından beri en çok değer kaybettiren gelişmekte olan piyasalar arasında yer almasını önemli bir sinyal olarak görüyoruz. Yüksek betaya sahip Türkiye’nin küresel risk iştahında önemli bir bozulma yokken gelişmekte olan ülkelerden bu denli olumsuz ayrışmasının gerek ekonomi yönetimi gerekse hükümet yetkilileri için önemli mesajlar içerdiğine inanıyoruz. 

Türkiye’nin kötü performansının seçim sonrası oluşacak politik tablodaki belirsizliklerden kaynaklandığına inanmıyoruz. Bugüne kadar açıklanan seçim anketleri bir iki tane istisna haricinde politik tabloda önemli bir değişime işaret etmiyor. 

Piyasadaki anketlerin ortalaması HDP’nin meclis dışı kaldığı AKP’nin %44,5 oy ve 326 milletvekili ile referandumu zorladığı bir tabloya işaret ediyor. HDP’nin barajı geçmesi durumunda %43-44 civarı oy ile salt çoğunluğa sahip olan görece zayıf bir AKP iktidarı potaya giriyor. 

Ekonomik verileri kullanarak yaptığımız çalışma da benzer sonuçlar veriyor. Enflasyon ve işsizliğin toplamından büyümeyi çıkartarak gelişmekte olan ülkeler geneli için hesapladığımız “Mutsuzluk endeksi” 2012 - 2014 döneminde AKP’nin oylarındaki yükselişi ve düşüşü iyi açıklıyor. 
Yaptığımız çalışma Türkiye ekonomisinin 2010 yılından bugüne patinaj yaptığını gösteriyor. Enfl asyon ve işsizlik Türkiye’de gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla artıyor, büyüme ise aşağıya geliyor. Mutsuzluk endeksi çalışmasına göre AKP’nin 2011 yılında %50’ye yaklaşan oyu 2015 Haziran seçiminde %43,5’e gerileyecek. 

Toparlayacak olursak gerek piyasa anketleri, gerekse bizim yaptığımız ekonometrik çalışmalar seçimlerden görece zayıf bir AKP iktidarı çıkma ihtimalini artırıyor. Peki ama Türkiye piyasaları neden bu kadar kötü performans gösteriyor. 

Piyasalar arkasında güçlü halk desteği olan ve doğru ekonomi politikalar uygulayacak iktidarları seviyor. Tek parti iktidarları tercih ediliyor. Ama bu ne zorunlu ne de yeterli şart değil. İzin verirseniz, piyasaların seçimlere tepkisini doğru anlamak için Türkiye ve dünya örneklerine bakalım. 

2002 - 2014 arasında Türkiye’de yapılan seçimlere baktığımızda Türkiye’nin genelde dünyayı izlediğini görüyoruz. Türkiye yüksek betalı bir piyasa olduğundan dünya düşerken daha çok düşüyor, yükselirken daha çok yükseliyor. 

İki istisna var. 2002 yılında piyasalar doğru politikalar uygulayacak sürpriz tek parti iktidarını satın alıyor. 2014 yılında piyasalar Türkiye’nin içine düştüğü politik kaostan çıkmasını kutluyor. 

Dünya örneklerine bakalım. 2014 yılında Türkiye’nin de içinde olduğu kırılgan beşli grubunda ve Rusya’da seçim yapıldı. Rusya, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye’de siyasi tablo değişmedi. Endonezya ve Hindistan’da ise iktidar yapısal reform vaat eden partiler tarafından ele geçirildi. 

Piyasa tepkisi iktidarın değiştiği yapısal reform vaat edilen Endonezya ve Hindistan’da olumlu oldu. Statükonun korunduğu Brezilya ve Rusya satış yerken, Güney Afrika dünyaya paralel bir seyir izledi. 

Bizim asıl şaşırtan cari açık, büyüme ve enflasyon değişkenleriyle ülkelerin kırılganlığını ölçtüğümüz çalışmada ortaya çıkan bulgular. Yapısal reformlara daha çok ihtiyaç duyan Brezilya, Rusya, Güney Afrika ve Türkiye’de bu konuda sınırlı adım atılırken, reforma daha az ihtiyaç duyulan Endonezya ve Hindistan’ın atağa kalkarak ipi göğüslemeleri. 

Konumuza dönelim. Türkiye piyasalarının döviz kur, borsa, tahvil ve CDS’de en kötü performans gösteren üç ülke içine girmesi seçim sonuçlarına yönelik bir belirsizlikten değil, seçimler sonrasında oluşacak yeni hükümetin önceliği piyasa dostu ekonomi politikalar ve yapısal reformlara vermeyeceği şüphesinden kaynaklanıyor. Eğer bu şüphe acilen giderilmezse seçimlere giden yolda kaza ihtimali artar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019