Piyasada yönü belirleyecek 3 madde

Ufuk KORCAN
Ufuk KORCAN PARANIN ROTASI [email protected]

Seçim öncesinde yayılan ‘kurlar artacak’ spekü­lasyonunun ben­zeri yine hortla­dı. Ancak tarihi zirveye çıkan rezervler, sıkı para politikası­na bağlılık, not artışı beklenti­leri ani sıçrama beklentilerini desteklemiyor.

Türkiye’de geçmişten günü­müze kadar uzanan bir döviz tutma alışkanlığı var. Bunda ekonomik krizler, yüksek enflasyo­nist dönemler ve kurlarda yaşanan ani sıçramalar etkili. Dolarizasyonun yüksek olması kurlarla ilgili her açık­lamanın ya da söylentinin takip edil­mesine neden oluyor. Son olarak ye­rel seçimler öncesinde sosyal med­ya merkezli bir dedikodu yayılmış ve toplumda karşılık bulmuştu.

Söylen­ti, seçimlerin ardından kurlarda sert yukarı yönlü bir hareket olacağı yö­nündeydi. Gerekçe olarak da rasyo­nel politikalar uygulayan ekonomi yönetiminde görev değişiklikleri ola­cağı gösteriliyordu.

Bu dedikoduya inananlar yerel seçimler öncesinde 20 milyar dolar civarında döviz alı­mı yapmıştı. Ancak seçimlerin ardın­dan kurlarda yatay seyir devam etmiş, beklentisi gerçekleşmeyenler aldık­ları dövizi satmanın derdine düşmüş­tü. Son günlerde benzer bir söylenti yeniden yayılmaya başladı. Kurlarda yukarı yönlü hareket olacağı spekü­lasyonu yeniden devreye alındı.

1-Rezervler tarihi zirvede

Öncelikle şunu hatırlatmakta yarar var. Söz konusu spekülasyonun merkezi sosyal medya. Başta da de­diğim gibi dolarizasyonun yüksek ol­ması özellikle yükseliş yönlü içerik­lerin okunmasını sağlıyor. Dolayısıy­la bu tür içerikler her dönem ‘yükseliş olmaz’ içeriklerinden daha fazla talep görüyor. Gelelim son söylentinin ger­çekleşip gerçekleşmeme ihtimaline…

Enflasyonla mücadele kapsamında uy­gulanan sıkı para politikasına bağlılık devam ediyor. Bu süreçte Merkez Ban­kası da hem yabancı hem de yerli yatı­rımcıların döviz satışlarını karşılaya­rak rezervini güçlendirmiş durumda. Rezerv artışında ihracatçı girişleri de önemli paya sahip. Son açıklanan ra­kamlara göre Merkez Bankası’nın re­zervleri 5 Temmuz ile biten haftada 5 milyar dolar 538 milyon dolar artarak 148 milyar 448 milyon dolar oldu.

2-S&P’nin not kararı bekleniyor

Merkez Bankası’nın rezervle­rini güçlendirmesi, enflasyonla mü­cadeleyi sekteye uğratabilecek ola­sı bir kur atağına karşı ekonomi yö­netiminin elini güçlendiriyor. Geçen yıl eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP) ekonomik büyük­lük hedeflerinde kullanılan dolar ku­ru seviyesi bu yıl için ortalama 36.78 TL, gelecek yıl içinse 43.94 TL seviye­sindeydi. Kurlarda bu yıl izlenen seyir ekonomik hedeflerle uyumlu.

Yılın ge­ri kalanında piyasaların ana gündem maddelerinin başında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili not kararları, küresel anlamda merkez bankalarının faizler­le ilgili atacakları adımlar, yabancı ya­tırımcı işlemleri geliyor. Bu hafta de­recelendirme kuruluşu S&P’nin Tür­kiye’ye yönelik not kararı bekleniyor. Genel beklenti S&P’nin not artışına gideceği yönünde. Kurumdan iki ka­deme not artışı gelebileceğini düşü­nenlerin sayısı da oldukça fazla. Not artışı yabancı girişini artırabilir.

3-Faiz indirim kararları izlenecek

ABD Merkez Bankası’nın (Fed), kasım ayındaki başkanlık seçimleri ön­cesinde faiz indirimine gideceği bek­lentileri son gelen ekonomik verilerin ardından güçlenmiş durumda. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TC­MB) da yine yılın son aylarında faiz in­dirim sürecine başlayabileceği söyle­niyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın faiz indirimi için temkinli olacaklarını, enflasyonun seyrini ya­kından izleyeceklerini açıklaması hem yerli hem de yabancı yatırımcılar tara­fından olumlu karşılandı.

Dolayısıyla sıkı para politikası enflasyonda kalıcı aşağı yönlü seyir olmadığı sürece uygu­lanmaya devam edecek. Kısacası; güçlü döviz rezervi, sürmesi beklenen yaban­cı girişi, küresel anlamda faiz indirim sürecine girilecek olması, sıkı para po­litikasına bağlılık yılın geri kalanında kurlarda yukarı yönlü bir atak olabile­ceği söylentilerini doğrulamıyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar