Piyasa ters ayakta yakalandı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Amerikan Merkez Bankası FED faiz oranlarını artırınca bizde de faiz artışının kaçınılmaz hale geldiği yorumları ağır basmaya başladı. Bu yüzden de, FED’in faiz artışından hemen sonraya denk gelen dünkü Para Politikası Kurulu toplantısından bir artırım kararı çıkmasını bekleyenler doğrusu çok fazlaydı. Hatta, toplantı öncesinde faizin artırılıp artırılmayacağı değil, ne kadar artırılacağı konusunda “faiz toto” oynanıyordu. 

Ama Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, aldığı “faizi değiştirmeme” kararıyla piyasaları kontrpiyede bıraktı. Piyasalar adeta ters ayakta yakalanan kaleci gibi donup kaldı, kımıldayamadı bile. Çünkü faizin artırılacağına, artırılması gerektiğine öylesine şartlanılmıştı ki, Merkez Bankası’nın aldığı bu kadar biraz da son dakika golü gibi oldu. 

Para Politikası Kurulu’ndan toplantı sonrası yapılan açıklama, neredeyse bir önceki açıklamayla aynı. Bu kez tek farklı ifade var: 

“ Kurul, küresel para politikalarındaki normalleşmenin başlaması ile birlikte oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması halinde önümüzdeki toplantıdan itibaren para politikasındaki sadeleşme adımlarına başlanabileceğini değerlendirmiştir.” 

Bu da çok yeni bir şey değil aslında. Para politikasında sadeleşmeye gidileceği uzun süredir dile getirilen bir durumdu. 

Para Politikası Kurulu’nun açıklamasında hiç yer verilmediği için dikkat çeken konu ise FED. Bu konuya hiç değinilmemesi ilginç bulundu. 

Ortalama faiz yüzde 9’a yakın 

Merkez Bankası faiz oranlarını son olarak şubat ayı toplantısında aşağı çekmişti. 24 Şubat toplantısında haftalık repo faizi yüzde 7.75’ten yüzde 7.50’ye, gecelik borç alma faizi yüzde 7.50’den yüzde 7.25, borç verme faizi de yüzde 11.25’ten yüzde 10.75’e indirilmişti. Dünküyle birlikte on toplantı yapıldı ve faiz değiştirilmedi. 

Merkez Bankası üstünde iki yönlü baskı var. Piyasalar, özellikle FED’in faiz artırmasından sonra Merkez Bankası’nın da bu yönde adım atması gerektiğini dile getiriyor. Hükümet ise faiz artışına pek de sıcak bakmıyor, hatta kimi isimler faiz indirimine gidilmesi gerektiğini ifade ediyor. 

Ama önemli olan Merkez Bankası’nın haftalık repoda yüzde 7.50, gecelik borç almada yüzde 7.25, borç vermede yüzde 10.75 olan faizleri de değil ki... Gecelik faizde yüzde 7.25 ve yüzde 10.75 olan faize göre 3.50 puanlık bir koridor var. Yani faiz bu koridor arasında oluşuyor. 

Önemli olan, faizin ortalama hangi düzeyde oluştuğu. Yani Merkez Bankası’nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin düzeyi. 

Yıl ortalaması itibariyle ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 2014 yılında yüzde 8.95 düzeyinde oluşmuştu. Bu yılın şimdiye kadar olan dönemindeki ortalama oran da yüzde 8.41 oldu. Son aylarda ise söz konusu oran yüzde 8.50 ile yüzde 9.00 arasında salınıyor. 

Yani “görünürdeki” faizin kaç olduğu biraz ikinci planda kalıyor. Borç alma faizi yüzde 7.25, borç verme faizi yüzde 10.75 olmuş; bunlar da önemli önemli olmaya ama, asıl olan ortalama faizin hangi düzeyde oluştuğu, oluşturulduğu. Buna, fonlama tutarıyla oynayarak karar veren de Merkez Bankası zaten.

321315.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar