Piyasa iç ve dış çözümü gözlüyor
Hüseyin SERT / Yatırım Finansman
Sanayi devriminin ilk çeyreğinde ekonomiyi yönlendiren gücün üretici sınıfın elinde olduğu ardından parasal sınıfın eline geçtiği dönemden itibaren yaşanan krizler içerisinde en derin ve en ilginç olanını yaşıyoruz. Finans ve para sisteminin fonksiyonel amacı olan reel etkinliği verimli hale getirme ve kaynak paylaşımını düzenlemektir. Ancak finansal sistem asli amacından uzaklaşmaya başladığı sanayi devriminin ilk çeyreğinden sonra yaşadığımız son 5 yıllık süreçte üretim gücünün yerine geçmeye çalışmasının sonucunu görmüş olduk. Global makro sorunlar devam ederken soruna yönelik iki farklı yöntemi izliyoruz. Son tanık olduğumuz Güney Kıbrıs kurtarma sorununda Almanya'nın sorunlara daha kompleks yaklaştığını gösterirken FED'in uyguladığı ekonomi politikalarında Amerikan pragmatizmi görülüyor. Almanya'nın sorunların çözümüne ilişkin uygulamada sıkıntı oluşturabilecek sert kural önerileri Güney Kıbrıs durumunda da devam etti. Toplam kamu borcunun GSYH'ya oranı %140 seviyesine yükselen ülkede istikrar politikası için mevduata vergi uygulama önerisi temel açıdan diğer sorunlu Avrupa ülkelerinde istikrar politikalarını uygulamada yetersiz kalındığı durumda benzer bir uygulama yapılmasının önünü açması bakımından yatırımcı psikolojinde bulaşıcılığı tetiklemesi beklenebilir. ABD'nin krizle mücadelede uygulanabilirliği yüksek politikalar geliştirmesinde AB'den ayrılan özelliği yükümlülüklerin paylaşılması sorunun daha etkin atlatılmasıdır. AB'de yükümlülüklerin paylaştırılması sorunu ise Güney Kıbrıs sorununda yine kendini göstererek risk iştahını olumsuz etkilemektedir.
Son kriz özellikle de kriz esnasında görece güçlü duruş sergileyen Türkiye için farklı bir anlam oluşturdu. Makro temellerinde güçlü duruş sergilemenin bir anlamda finansal istikrara önem vermenin ayrışmayı getirdiğini gördük. Türkiye piyasasının kendi dinamikleriyle hareket eder bir niteliğe doğru yol aldığını izliyoruz. Bankalara ilişkin ilk çeyrek bilançolarının da olumlu gelme beklentisi yurtdışından ayrışmada etkili olurken faizlerin yükseliyor olması bankaların net marjlarında baskı unsuru oluşturmaktadır. İlk çeyrek sonuna kadar terör sorunundaki çözüm sürecinin raydan çıkmaması durumunda bankaların ilk çeyrek kar beklentileri ile olumlu seyir korunabilir. Devamında ise kar realizasyonuyla birlikte yüksek temettü beklenen hisselere geçiş görülebilir. Bu hafta FED toplantısı ve önümüzdeki hafta TCMB toplantısı yapılacak. FED toplantısında ılımlı büyüme göstergeleriyle birlikte global piyasalardaki kırılganlığın devam ediyor olması, politika değişikliği olma ihtimalini zayıflatıyor. Ancak istihdamdaki ve konut sektöründeki toparlanma FED içerisinde seslendirilen çıkış stratejilerinin daha yüksek çıkmasına neden olabilir. Mart ayı FED anketinde gelecek yılda resesyon endişesi 20 ayın en düşük seviyesine geriledi. Bernanke'nin açıklamalarının piyasa beklentisini bozması durumunda ise İMKB'de 82,000 destek seviyesi takip edilmeli. Avrupa'da bankalara yönelik endişe, stres testinden geçmiş ABD bankalarına olumlu yansıyabilir ve bu durumda ABD borsalarının yükselmesi ise IMKB için olumlu olarak görülebilir. Endeksin 83,000 seviyesinin üzerinde kalmayı başarması halinde ise yükseliş momentumu korunabilir.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar