Piyasa bir türlü sakinleşmiyorsa atladığınız bir çare vardır
Türk Lirası ocak ayında aldı başını gitti. Hepimize “Bitsin artık bu ocak ayı” dedirtti. Ama daha bunun Şubatı var. Martı var. Daha çok ay var. Bu nedenle ben artık şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim. “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” diye düşünmeliyiz. Neden? Gayet basit bir nedenle: Hindistan, Güney Afrika, Endonezya, Brezilya ve Türkiye’den oluşan “Kırılgan Beşli”(Fragile Five)’nin ikisi Amerikan Merkez Bankası (Fed)’nın paspaslama operasyonu başladığından beri diğerlerinden ciddi biçimde ayrıştı. Türkiye ve Güney Afrika’ya artık “Hassas İkili”(Delicate Duo) diyorlar. Bu ne demektir? Finansal piyasalarda bir sorun var demektir. Eğer siz gerekli bütün tedbirleri almış olduğunuzu düşünürken, piyasalar bir türlü sakinleşmiyorsa bunun manası nedir? Atladığınız bir tedbir daha mutlaka vardır. Hatayı piyasalarda değil de, finansal piyasaların sağlıklı işleyişinden sorumlu kamu görevlilerinin bir türlü yap(a)madıklarında aramakta her zaman fayda vardır. Benim piyasalar hakkında bildiğim budur. Bu sistem böyledir. Ve iyidir.
Bu açıdan bakıldığında, finansal piyasalar, yeni doğmuş bebeklere benzerler. Yeni doğmuş bir bebek için ağlamak, iletişim kurmanın, derdini anlatmanın yoludur. Bebek eğer ağlamaya başlarsa, anne ve baba ne yapar? Bebeğin sıkıntısını anlamaya çalışırlar. Bebeği iyi tanımaya başladılarsa, derdini çabuk bulurlar. Daha konu üzerine yeterince düşünmedilerse, derdi bulup, ağlamayı sona erdirmek zaman alır. Ama tutulacak yol hep aynıdır. Kafanızda bir bebeğin dertleri listesi vardır. Sırayla gidersiniz. Gaz mıdır? Karnı mı açtır? Altı mı doludur? Elbise mi sıkmıştır? Üşümüş müdür? Hasta mıdır? Ama mutlaka bir derdi vardır. Derdi çözerseniz, bebek de ağlamayı keser. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsemeye başlar. İşte piyasalarla iletişim kurmak, yeni doğmuş bir bebekle iletişim kurmak gibidir. O ağlar. Lira değer kaybeder. Faizler tavan yapar. O daha da sinirlenir. Lira yine değer kaybeder. Faiz yine tavan yapar. Siz bir şey yapsanız bile o ağlamaya devam ediyorsa, bilin ki derdi o değildir. Listenin iki numarasına geçin hemen. Fiyatlar her gün rekor kırıyorsa, piyasaların bir derdi var demektir. Meseleye aynı yeni doğmuş bebeğin ağlamasına yaklaştığımız gibi yaklaşmakta fayda vardır. Nasıl çocuğu alıp, “yeter sus artık!” diye duvara fırlatmıyorsak, piyasalara da “nankör” gözüyle bakamayız. Hele bu günlerde çok ucuzladığı gibi “vatan haini” muamelesi yapamayız. Piyasalar sakin değilse, Merkez Bankası’nın, Maliye Bakanlığı’nın, ekonomiden sorumlu olanların alması gereken ama bir türlü almadıkları bir tedbir vardır. İş bu kadar basittir. Nokta.
Şimdi gelin bakalım: Fed, küresel kriz nedeniyle yarattığı fazla likiditeyi paspaslamaya başladığından beri Türk Lirası değer kaybediyor. Düzelteyim: Aslında paspaslama operasyonunun başlayacağına dair Mayıs 2013’teki açıklamadan beri Türk Lirası değer kaybediyor. Mayıs 2013’te Bernanke o bizim için son derece meş’um açıklamayı yaptı. Sonra Aralık ayının 18’inde beklenen operasyon başladı. Dönemi böylece, işin şüyuu ve vukuu diye ikiye ayırırsanız, şöyle görünüyor: Paspaslama başlayacak açıklaması ile Kırılgan Beşli içinde yerel paranın en çok değer kaybı açısından dördüncü sıradaydık. Güney Afrika ise o dönemde beşinciydi. Şimdi paspaslama operasyonu ile birlikte Türkiye yerli paranın en çok değer kaybında birinciliği kimselere kaptırmaz oldu. Ocak ayı başında Lira’nın değeri 100 ise şimdi 89’laradoğru geriledi. İkinciliği ise Güney Afrika Rand’ı aldı. Ocak ayı başında değeri 100 ise şimdi oldu 93.
Ben 2000 krizi dönemini gayet iyi hatırlıyorum. Derdi her şey bittikten sonra anlamıştık. Meğer bankalarımızın yapılandırılmış kredileri varmış. Faiz bir eşiği aşınca, gökler başımıza yıkılıvermişti. İş olup bittikten sonra anlamıştık. Ne diyordum? Piyasaların bir derdi olmasa, bu olanlar olmazdı. Alınan bütün tedbirler işe yaramamışsa, bu yalnızca işe yarayacak tedbiri bulamamış olmanızdan kaynaklanmaktadır. Sorun piyasalarda değil, piyasanın derdini hala anlamamış olan ekonominin sorumlularındadır. Nokta.