Pixel pixel arkeoloji

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

 

 

320 bin film karesini tek tek incelediler. Taa 1962'den kalan filmde çok hasar, çizik, leke, çatlak vardı. "Dijital silgi" kullanarak bunları tek tek düzelttiler: Her karede soldan sağa 4,096 pixel + yukardan aşağı 2,160 pixel = Tek bir karede 8.8 milyon pixel. Yaşlılık kusurları satır satır giderildi. Kare, aslından daha yeni oldu. Bu restorasyon, 60 yıl önce çekilen, o zamandan beri en destansı filmlerden (belki en destansı!) "Arabistan'lı Lawrence" (Lawrence of Arabia) için yapıldı.
Eh, bunca zamandan sonra biraz estetik, biraz botox hak etmişti.

* * *

Birinci Dünya Savaşı'nda Arapları Osmanlı'ya karşı ayaklandırmakla görevli İngiliz subayı T.E.Lawrence'in Arabistan macerası, hiç bir dijital katkı olmadan çekilmişti: Gerçek çöllerde. Gerçek deve sürüleriyle.

Gerçek savaş sahneleriyle... O dönemde, bugünkü masabaşı bilişim sihirbazlıkları yoktu. Ama, İngiliz yönetmen David Lean, filmi 35 değil, 65 mm formatında çekmişti. Ve bu, perdede "inanılmaz" bir netlik ve gerçeklik sağlamıştı. İlk gösterimiyle başyapıt oldu. 10 Oscar'a aday gösterildi. 7 Oscar kazandı. Ne tuhaf ki Lawrence rolündeki Peter O'Toole Oscar'ı alamadı. Film, Türkler'i gaddar ve zalim "tanıttığı" için Türkiye'de uzun yıllar gösterilmedi. Ta ki 3 Nisan 1991'de Star-1 televizyonu "ilk kez" yayınlayana kadar.

Sonra tekrar 21 Şubat 2003'te yine Star'da gösterildi. O kadar.
Film 1961'de 15 milyon dolara mal olmuştu. O devre göre pek pahalıydı. David Lean, 50 kilometre film çekmiş, bundan 221 dakikalık bir film yapmıştı.

Her şeyi "epik" boyutlardaki filmin arkeolojik negatifindeki karelerin incelenmesi 3 ay sürdü. Sonra, bu 320 bin kare, 8K adlı bir sistemle dijitale dönüştürüldü. Bu da 6 ay sürdü. Yazılım teknolojisindeki gelişme sayesinde bir film karesinin restorasyonu için bugün, tek bir pixel üzerinde bile "iyileştirme" yapılabiliyor. 2006 gibi "eski" bir tarihte, örneğin, çöldeki kumun rengini "açmak" için göğün rengini de açmak gerekiyordu. Bugün, tek bir kum tanesinin rengiyle dahi oynanabiliyor. Bu sayede bu şahane film, çekildiği zaman bile var olmayan bir renk ve ayrıntı cümbüşüne dönüştü. Bir yorumcu, "Film, aslından da iyi oldu" diye yazdı.

* * *

Filmin kendi öyküsü de tuhaf. Aslı 3 saat 40 dakikaydı. 1963'te 20 dakikası kesildi. ABD'de televizyonda gösterilmek için 15 dakikası daha kesildi. Her nasılsa, 35 dakikası "bilinmeyen bir şekilde" kayboldu.

1987'de bu kısım bulundu. Ama seslendirme bozulmuştu. Baş oyuncular tek tek stüdyoya davet edildi.
Yeni seslendirme yapıldı. Yaşlanmış oyuncuların sesleri, teknoloji sayesinde "eski genç ve dinç" seslerineuyarlandı. Bütün işlem, 26 ay sürdü. Oysa David Lean, filmi 10 ayda çekmişti!

1988'de film, baştan banyo edildi. Dolby'e aktarıldı. Ortaya pırıl pırıl bir kopya çıktı. Ben o yıllarda yaşadığım Londra'da sinemada ikinci kez izlediğimde, görüntü zenginliğine şaşmıştım. Şimdiki yeni versiyon daha da inanılmaz olacak. Filmi "ilk kez" görecek YKuşağı ise filmi "olağan" bulacak!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019