‘Piri Reis Yılı’na anlamlı kutlama...
Kale Grubu’nun ‘Denizlerin Pirini Seramiğin Kalesiyle’ birleştiren Piri Reis Haritası’nın 500. yıl anması, bu konudaki en başarılı çalışmalar içinde öne çıkarak anlamlı bir iz bıraktı...
Piri Reis...
Ünlü Türk denizci...
Osmanlı amirali...
Coğrafyacı ve kartograf...
Amerika’yı gösteren dünya haritaları ile meşhur...
Dahası, o dönem bilinmediği düşünülen Antarktika’ya da haritalarında yer vermiş...
Tam adı Ahmet Muhyiddin Piri, aslen Karamanlı...
Aile Fatih Sultan Mehmet emri ile İstanbul’a gönderilmiş... Bir süre sonra da Gelibolu’ya göç etmişler...
Piri de burada doğmuş...
Doğum tarihi tam olarak bilinmiyor... Çeşitli kaynaklara göre, 1465 ile 1470 yılları arasında doğduğu anlaşılıyor...
Amcası ünlü denizci Kemal Reis...Genç yaşında başlar denizcilik serüveni...
Uzun yıllar amcası ile Akdeniz’de korsanlık yaparlar; Sicilya, Korsika, Sardunya ve Fransa kıyılarını kasıp kavururlar...
Bir elde kılıç, bir elde kalem; uzun ve hareketli yaşamında pek çok iz bırakır...
II. Beyazıt’ın korsanlık yapan denizcileri Osmanlı donanmasına davet etmesi üzerine 20’li yaşlarında İstanbul’da padişahın huzuruna çıkıp resmi hizmete girer...
Savaş kaptanı olarak İnebahtı, Navarin, Midilli, Rodos gibi seferlerde görev alır... Yavuz Sultan Selim’in ‘derya beyi’ olur. Derya Sancak Beyi’, Hint Denizleri,
Umman, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’nde komutanlıklar... Son görevi Mısır Kaptanlığı idi...
Hayli ileri yaşlarda üstlendiği bu görev, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın hakkında padişaha olumsuz rapor vermesiyle son buldu...
Kanuni’nin fermanıyla boynu vurulduğunda 80 yaşındaydı...
Piri Reis, sadece bizim için önemli bir isim değil...
Eserlerine dünyada büyük değer veriliyor...
Ünlü dünya haritasını çizmesinin 500’üncü yıldönümü olan bu yıl UNESCO tarafından ‘Piri Reisi Anma Yılı’ olarak kabul edildi...
Akdeniz’de yaptığı seyirler sırasında gördüğü yerleri ve yaşadıklarını aktardığı, 250’ye yakın haritanın yer aldığı ‘Kitab-ı Bahriye’ ise dünya denizciliğinin ilk kılavuz kitabı olarakkabul görüyor...
Piri Reis, bugün hâlâ eserleri tartışılan ve gizemini koruyan bir isim...
Başta da ünlü ‘Yarısı Kayıp Dünya Haritası’...
500’üncü yılı kutlanan bu haritanın Kristof Kolomb’un aslı kaybolan bir haritasından doğrudan üretilen ve günümüze kadar gelen tek harita olduğu düşünülüyor...
Ama bunun karşısında pek çok uzman da, gerçekte Hindistan’a geldiğini düşünen ve Amerika’yı keşfetmemiş Kolomb’un Güney Amerika dahil bir haritayı nasıl çizmiş olabileceğini soruyor...
Aynı şekilde, Piri Reis’in Antartika’yı ilk kez çizdiğini söyleyenler de var, parşömenin sonuna geldiği için haritayı sığdırma kaygısıyla kıyı şeridini doğuya döndürdüğünü iddia eden de...
Piri Reis’in buzullarla kaplanmamış Antartika çiziminden o döneme ilişkin jeolojik teoriler üretenler de var... Onun bir matematik ve özellikle de, üçgenlerin açıları ile kenarları arasındaki ilişkileri konu edinen matematik dalı trigonometri dehası olduğuna ve Kahire merkezli dünya haritasını NASA’nın bugün ancak yapabildiğine inananların da bulunduğunu belirtelim...
Piri Reis, notlarında çok çeşitli bilgilere ulaştığını kendisi de söylüyor...
Haritayı çizerken bilgilerini en az 20 haritadan derlediği anlaşılıyor...
Bana göre, buradan çıkarmamız gereken sonuç şu:
Piri Reis, bilgi ürettiği kadar elde ettiği bilgiyi anlamlandırmayı bilen bir yöneticiydi...
Bu nedenle de çağının hem içinde hem önündeydi...
Tanınmış bilim adamı Manuel Castells, “Bilgiyi anlamlandırmak her zaman belirleyici bir işlem, zenginlik ve gücün kaynağı olmuştur” diyor ve ekliyor: “Bilgi öyle paket servisle gelmez. Neyin bilineceğini, nasıl bilineceğini, bu bilgiyle ne yapılacağını bilmek bilginin en belirleyici biçimi...”
Dün bu Piri Reis’in haritasıydı, bugün belki Google Earth...
Neyse, yılın sonuna doğru UNESCO’nun 2013’ü Piri Reis yılı ilan etmesi yeni mi aklına düştü derseniz, bu haftaki Editörden’i neden bu konuya ayırdığımı anlatayım: j
Geçen hafta Roma’daydık...
‘Denizlerin Pirini Seramiğin Kalesiyle’ birleştiren bir çalışmayı yerinde görmek için... Çalışmanın sahibi Kale Grubu...
Biliyorsunuz, grubun temelleri 1957 yılında ünlü sanayici İbrahim Bodur tarafından atıldı...
Adını da Piri Reis’in de memleketi olan Çanakkale’den alıyor...
Türkiye’nin ilk seramik ihracatını Çanakkale Seramik Fabrikaları gerçekleştirmişti...
Bugün Kaleseramik 66 milyon metrekare yıllık kapasiteye sahip...
Tek çatı altında üretim yapan dünyanın en büyük seramik kuruluşu...
Bir anlamda, seramik sektörünün ‘amiral gemisi’ olarak niteleyebileceğimiz Kale Grubu’nun kaptanlığında 2007’den bu yana Zeynep Bodur Okyay var...
Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su...
“Neden Piri Reis” diye sorduğumuzda şu yanıtı alıyoruz:
“Bir yandan sanayici kimliğimizle bulunduğumuz alanlarda yeni ufuklar açarak ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz” diyor Okyay, “Bir yandan da geliştirdiğimiz farklı projelerle ülkemizin kültür ve sanat hayatına destek sağlıyoruz. Böylece yalnızca üretimi, büyümeyi değil, ürettiğimiz değerleri toplumla paylaşarak gelişmeyi hedefliyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana kültür ve sanat alanlarında pek çok projenin destekçisi olmaya gayret ettik. Büyük denizci, coğrafyacı ve haritacı atamızın torunları olarak Piri Reis’e bizler de en azUNESCO kadar sahip çıkmak durumundayız. Çünkü biz değerlerine, toprağına ve geçmişine sahip çıkan bir firmayız...”
“Projelere destek verirken dikkat ettiğimiz en önemli nokta ise projenin kendi alanında ülkemize ve insanımıza değer katması” diyor Zeynep Bodur Okyay, “Ve tabii uzun soluklu olması...”
Denizlerin Pirini Seramiğin Kalesiyle birleştirme projesi de uzun toplantılar ve fikir alışverişlerinin sonrasında şekillenmiş...
Projenin, Kale’nin kimliği ve vizyonu ile uygunluğu ince ince ölçülüp biçilmiş...
Nihayet, dünyadan seramik sanatçıları bu proje için bir araya gelmiş...
Türkiye ve Mısır’dan...
İtalya, Fransa, Yunanistan’dan...
İspanya ve Amerika’dan...
Piri Reis’in haritalandırdığı coğrafyadan 13 sanatçı...
Önce İstanbul’da buluşulmuş...
Uzak diyarlardan gelen sanatçılara Piri Reis ve eserleriyle ilgili bilgiler aktarılmış... Sonra Kale’nin üretim merkezine; Çanakkale Çan’a doğru hep beraber yola çıkılmış...
Sanatçılar, özel olarak hazırlanan seramik atölyesinde iki hafta boyunca Piri Reis’e dair eserler yapmış...
Ayşegül Şahin, Mustafa Tunçalp, Serap Erdoğan, İsmail Yardımcı, Engin Çetin, Xavier Monsalvatje, Ossama Emam, Charles Wissinger, Fırat Kökek, Sevim Çizer, Kostas Karakitsos, Elisabeth Le Retif, Ivo Sassi...
İki haftalık çalıştayda 13 sanatçı 100’den fazla eser üretmiş...
Eserlerin önemli bir bölümü şimdi İtalya’nın başkenti Roma’da Via Lancelotti 18 adresindeki Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sergileniyor...
Roma Büyükelçisi Hakkı Akil ve pek çok seçkin davetlinin katılımıyla düzenlenen resepsiyondaki konuşmasında, “Çanakkale’nin aynı zamanda Piri Reis’in 1513’te ünlü dünya haritasını da yaptığı yer” olduğuna dikkat çekiyor Zeynep Bodur Okyay ve ekliyor: “Bu çalışma, bir dönem Piri Reis’in de yaşadığı bu topraklarda can bulan Kale Grubu’nun, ecdadına duyduğu saygı, sevgi ve minnetin ufak bir göstergesidir. Kale Grubu olarak, Piri Reis’in eşsiz bir gusto ile yarattığı bu tarihi, seramikle birleştirerek bizden sonra gelecek nesillere de aktarılmasını sağlamaya gayret ediyoruz...”
Piri Reis ve 1513 Dünya Haritası: 500 Yılın Gizemi Sergisi’nde, sohbet ettiğimiz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Süfyan Emiroğlu ile aynı görüşteydik...
Kale’nin çalışması bana göre de, bu yıl Türkiye’den Piri Reis ile ilgili yapılmış en anlamlı çalışmalardan biri...
Sadece Piri Reis’i anmak bakımından değil...
Ortaya çıkarılan dünya çapındaki işlerle ülkenin bir bütün olarak imajını olumlu yönde etkilediği için de...
Umalım ve isteyelim ki, daha çok şirketimiz, daha çok iş insanımız, Türkiye’den kazandıklarını yine Türkiye’nin yararına harcama eğiliminde olsun...