Peynir imalatçıları iflasın eşiğinde
Türkiye, peynirde geleneksel üretimi ve zengin çeşitliliği ile bilinir. Yapılan araştırmalara göre, ulusal ve yöresel bazda 200'e yakın peynir çeşidi üretiliyor. Yıllık 650 bin ton civarında üretim ve kişi başına 16 kilonun üzerinde tüketim var.
Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezi peynirde, imalatçılar zor günler yaşıyor. İflas edenler de var.İflas kabusunu yaşayanlar da.
Peynir sektöründeki genel durum ve imalatçılarını iflasa sürükleyen nedenler nedir?
1- Ülke genelinde kayıtlı 1400 peynir imalatçısı var. Bu imalatçılar ürünlerini 10 bini aşkın markette pazarlamak için kıyasıya yarış içindeler. Bu yarıştan başarıyla çıkmak, üretimi sürdürebilmek için üretim maliyetleri büyük önem taşıyor. Bugünlerde maliyet-fiyat dengesi büyük ölçüde bozulmuş görünüyor.
2- Dengenin bozulmasında çiğ süt piyasasına yanlış müdahalenin etkisi var. Et ve Süt Kurumu'nun çiğ süt piyasasına müdahalesi peynir imalatçılarını olumsuz etkilediği açıkça görülüyor. Geçen hafta çiğ süte müdahalede yapılan yanlışları ayrıntılı olarak yazdık. (Yazıyı www.tarimdunyasi.net' ten okuyabilirsiniz)Müdahalede, peynir imalatçılarının dikkate alınmamasını da bir yanlış olarak kayda geçirmek gerekir.
3- Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt için belirlenen referans fiyat, litre başına 1 lira 15 kuruş. Uygulamada bu fiyata pek uyulmuyor. Her bölgede farklı fiyat uygulanıyor. Et ve Süt Kurumu'nun piyasaya müdahalesi ile belirgin olarak ikili bir fiyat yapısı oluştu. Üretici örgütleri piyasadan litresini 1 lira 15 kuruştan aldıkları sütü, süt tozuna dönüştürerek Et ve Süt Kurumu'na satıyor. Et ve Süt Kurumu'nun bu müdahaleden doğan görev zararı devlet bütçesinden karşılanıyor.
4- Peynir imalatçıları ise çiğ sütü bu müdahaleden önce 1 lira ve altında fiyatla alırken şimdi 1 lira 15 kuruştan almaya zorlanıyorlar. Almayanlar mali denetimle, gıda denetimiyle tehdit ediliyor. Peynir imalatçıları, "mademki devlet desteği ile piyasaya müdahale ediliyor, o zaman peynirin fiyatı da devlet tarafından belirlensin. Peynir imalatçılarına da kullandıkları süt oranında destek verilsin" diyor. Peynir imalatçısının zararı devlet tarafından üstlenilmiyor. Zarar, o işletmeyi iflasa kadar götürüyor.
5- İmalatçılara göre, piyasadan süt alınarak süt tozu üretilmesinin ekonomik değeri, peynir üretilmesi ile elde edilen değerden çok düşük. Gerekçeleri ise şu, 300 ton süt işleyen bir süttozu fabrikasında 30 kişi çalışır. Aynı kapasitede süt işleyen bir peynir fabrikasında 350 kişi çalışır.
6- Sadece üretim aşamasında değil pazarlamada da ciddi sıkıntılar var. Marketler imalatçıları birbirine kırdırarak en düşük fiyatla peynir alıyor. Yapılan askeri ihalelerde bile 1. sınıf kaşar peynirin kilosu 12.8 liradan alınıyor. Bunun yüzde 15'i ihaleye giren aracı, müteahhit alıyor. Peynir imalatçısına 11 lira kalıyor. Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) 1. sınıf kaşar peynir standardına göre üretim yapan bir imalatçı 10.5 kilo sütten 1 kilo kaşar peynir elde edebilir. Buna göre, ihalede satılan peynirin fiyatı, maliyetinin altında. Peynir imalatçılarının söylediğine göre, işletme maliyeti en az yüzde 27 düzeyinde. Dolayısıyla bu ihalelerde veya piyasada satılan ucuz peynirlerde süt kullanımı ya hiç yok ya da çok az. Ne kullanılıyor? Genellikle margarin. Tüketici peynir diye margarin tüketiyor. Kaldı ki, margarin değil süt kullanılsa zaten sütte arz fazlası olmayacak. Müdahaleye gerek kalmayacak.
7- Margarinde kuru madde oranı yüzde 95. Peynirde ise 55. Margarindeki kuru madde oranını su ile 55'e düşürülüyor. Nişasta ve iade peynirler katılarak örgü, tulum, beyaz ve kaşar peynir elde ediliyor. Yani süt yerine su, margarin ve nişasta kullanılıyor. Tüketici aldatılıyor. Tüketicinin süt ürünü diye para ödediği peynir, aslında su, margarin ve nişasta. Bu uygulama ile hem tüketici aldatılıyor, hem piyasadan daha az süt alınarak sütte arz fazlası yaratılıyor, hem de gerçek peynir üreticisi haksız rekabetle karşı karşıya kalıyor. Sütten peynir elde eden imalatçının rekabet şansı kalmıyor.
8- Peynir imalatında margarin kullanıldığını Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da biliyor. Bakanlık, zaman zaman sahte ürün üreten,tağşiş yapan firmaları teşhir ediyor. Süt ve süt ürünleri ile ilgili teşhir edilen ürünlerin büyük bölümünde margarin tespiti var. Teşhir edilen bir firmaya 11 bin lira ceza kesiliyor. Peşin ödemede yüzde 40 indirim yapılıyor. Bu caydırıcı değil. Teşhir edilmelerine rağmen bu firmalar üretimlerine devam ediyor. Bakan Faruk Çelik'in açıkladığı gibi bir firma 17 kez teşhir edilmesine rağmen üretime devam ediyor.
9- Süt yerine margarin kullanarak peynir imal edenlerle bakanlığın mücadele etmesi gerekir. Hem imalatçıları hem de tüketiciyi korumak için. Fakat sektörde margarinciler olarak adlandırılan bu imalatçılara kimse dokunmuyor,dokunamıyor.
10- Peynir sektöründe iki tip imalatçı,üretici var. Birisi büyük süt sanayicileri, diğeri ise yerel mandıralar,imalatçılar. Pazarlama konusunda da yerel üreticiler,imalatçılar büyük sıkıntı içerisinde. Süt ve süt ürünleri üreten büyük sanayiciler ürünlerini markete 20 gün veya maksimum 2-3 ay vadeli satıyor.Yerel imalatçılarda bu vade 7 aya kadar uzatılıyor. Markete klasik beyaz peynir satan bir imalatçı parasını 5-6 aylık, bazen 7 aylık çekle alabiliyor. O peynir üretilirken 6-7 ay olgunlaşması için bekletiliyor. Bu bekleme süresine 6-7 ay da market vadesi eklendiğinde, imalatçı sütü alıp peynir imal ettikten 12-14 ay sonra parasını alabiliyor.
Peki ne yapılmalı?
Üretici, yüksek girdi maliyetleri karşısında çiğ süt fiyatın düşük olmasından şikayetçi. Çiğ sütü kullanan peynir imalatçısı, pahallı olmasından yakınıyor. Tüketici, içtiği sütün,yediği peynirin çok pahalı olmasından şikayetçi. Hiç kimsenin memnun olmadığı bir ortamda sadece bir noktadan piyasaya müdahale edilirse istikrar değil, kaos oluşur. Bütüncül ve orta, uzun vadeli hedefleri, stratejileri olan bir politikaya ihtiyaç var.