Petrolü 65 dolardan satmak

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

EKO ANALİZ /Alaattin AKTAŞ [email protected] Bakanlar Kurulu'nun önceki günkü toplantısından sonra bir açıklama yapan Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, fiyatı 135 dolara dayanan petrolü 65 dolardan satarak geçmişteki gibi popülist politikalar uygulayamayacaklarını söyledi. Çiçek, "Geçmişte bu tür popülist politikalar yapıldı, Türkiye'yi batırdı. Aradaki farkı bir yerden ödemeniz lazım. Nereden ödeyeceksiniz? Ya dışarıdan daha fazla borçlanacaksınız, bu sonuçta eninde sonunda önünüze gelir. Ya da bir kısım yatırımlardan kısmak suretiyle günü kurtarmaya çalışacaksınız. Onun için hükümet olarak işin doğrusunu yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu. Akaryakıt fiyatları, benzin için söylersek, litrede 3 dolara dayandı. Anlaşılan, benzini örneğin 1.5 dolara satmak, 135 dolarlık petrolü 65 dolara satmak anlamına geliyor. Peki, benzini 1.5 dolara satma şansımız hiç mi yok, bu hiç mümkün olamaz mı? Ya da, 1.5 dolara benzin sattığımızda aradaki farkı, illa bir yerden karşılamamız mı gerekiyor, yoksa bir yere yapılan kaynak aktarımından vazgeçmemiz mi gerekiyor? Akaryakıtta, ürün bazında küçük farklılıklar olsa da ortalama olarak fiyatın üçte ikisinin vergi ve benzeri kesintilerden oluştuğunu bilmeyen yok. Yaklaşık 3 dolar olan benzin fiyatının 1 doları "petrol", 2 doları "vergiler". 2 dolarlık verginin 1.5 dolarından vazgeçilse, vazgeçilebilse vergi yükü 0.5 dolara inmez mi, böylece "1 petrol" artı "0.5 vergi" ile benzin 1.5 dolara satılamaz mı? Bu, popülist bir politika mı? Bunu yapabilmenin yolu, doğacak vergi kaybını başka yolla kapatmaktan geçer tabii ki. Nedir o yol, dolaylı vergi kolaycılığından sıyrılabilmek ve dolaysız vergileri artırabilmek. Oysa biz, dolaysız vergilerin payını artırmak için çaba göstermek bir yana, vergiden vergi alıyor, bir doğal felaket dolayısıyla getirilen geçici vergiyi kalıcı hale dönüştürüyoruz. 22 Temmuz öncesinin meşhur mazot tartışmasını hatırlayınız. Mazotun 1 YTL olabileceğini söyleyen ve bunu vaat eden partilere karşı, iktidar partisi "Petrolümüz mü var ki mazotu 1 YTL'ye satabilelim" görüşünü dile getirmişti. O zamanlar da yazmıştık, bizim mazotu ya da diğer ürünleri pahalı satmamızın nedeni petrolümüzün olmaması değil ki, vergi toplamaktaki aczimiz. Avrupa ülkelerinin petrolü mü var? Bizden kat be kat zengin olan Avrupa ülkelerinde akaryakıt daha ucuz satılıyor. Çünkü onlar vergi adaletini sağlamış durumda ve dolaylı vergilere yüklenme gereği duymuyor. Bizde dolaylı-dolaysız vergi dengesi, 1980'den bu yana olan dönemde belirgin bir şekilde dolaylı vergi aleyhine bozuluyor. Dolaylı-dolaysız vergiler pay olarak adeta yer değiştiriyor. 1980'lerin başında yüzde 38-62 olan dolaylı-dolaysız dengesi, son yıllarda yüzde 69-31 olarak değişmiş durumda. Bu yılın tümü için de söz konusu oranlar hedeflenmişti, ancak ilk dört ayda dolaylı vergilerin payı yüzde 65'te kaldı, dolaysızların payı yüzde 35'e çıktı. Bu da, son dönemde piyasada yaşanan durgunluk dolayısıyla dolaylı vergi tahsilatının azaldığına işaret ediyor. Ayrıca, 2007'de, 2006'ya göre gözlenen küçük değişim de, vergi iadesine ilişkin düzenlemeden sonra fatura ve fiş alınmasında ortaya çıkan aksaklığın bir yansıması olarak yorumlanıyor. Vergilerin dağılımı (%) Dolaylı Dolaysız 1980 38 62 1981 38 62 1982 40 60 1983 45 55 1984 47 53 1985 61 39 1986 60 40 1987 60 40 1988 61 39 1989 57 43 1990 57 43 1991 57 43 1992 58 42 1993 59 41 1994 59 41 1995 59 41 1996 63 37 1997 63 37 1998 56 44 1999 58 42 2000 61 39 2001 60 40 2002 65 35 2003 67 33 2004 69 31 2005 69 31 2006 69 31 2007 67 33 2008 (Hedef) 69 31 2008 (4 Ay) 65 35

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar