Petrolde düşüş sürer mi?
ABD-Çin arasındaki ticaret savaşının dünyada enerji talebini aşağı çekeceğine dair beklentiler ağırlıkta. Ayrıca 10 yıldan bu yana kesintisiz büyüyen ABD ekonomisinin resesyona yaklaştığına dair görüşler de ön planda. Çin’de ise ABD ihracatının azaldığı bir ortamda sadece devlet destekli yüksek büyümenin devamının güç olduğu konuşulmakta. Avrupa’da ve ekonomik büyüklük olarak ön sıralarda yer alan diğer ülkelerde de 2019 yılına dair beklentiler pek iç açıcı değil.
Suudi Arabistan başta olmak üzere üretimde yapılan artışın etkilerini görüyoruz. ABD’nin başlattığı İran ambargosunun ilk planda tanınan muafiyetler dolayısıyla fiiliyata sınırlı yansıması arz-talep dengesini bozmuş durumda. ABD’de Çarşamba günleri açıklanan stok verileri dokuz haftadır artış kaydediyor. Gelecek ayın başında Viyana’da yapılacak OPEC toplantısında üretimde günlük 500 bin-1 milyon varil civarı bir kesintiye gidileceğine dair beklentiler fiyatlarda düşüşün hızını kesmiş durumda. Ancak ABD Başkanı Trump’ın düşük petrol fiyatları ABD vatandaşları için vergi oranlarının düşmesi gibi olumlu bir gelişme, bunun için Suudi Arabistan’a teşekkür ediyoruz demesi ve fiyatların daha düşmesini temenni etmesi OPEC toplantısında karar alınmasını güçleştirebilir, zira ABD ile ters düşmemek isteyen ülkelerin davranışı önemli olacaktır.
Ekim ayı başında gördüğü 86 dolar varil (Brent) zirvesinden %20 üzerinde geri çekilerek teknik anlamda ayı piyasasına giren petrolde kısa vadeli dip seviyelere yakın olunduğu söylenebilir.
Talep tarafında belirttiğimiz gibi belirgin bir değişiklik beklenmiyor, jeopolitik risklerin belirli sınırlarda kaldığı bir piyasada 60-65 bandında denge oluşması muhtemel. Ülkemiz gibi enerji konusunda net ithalatçı durumunda olan ülkeler açısından fiyatların kısa vadeli yaptığı salınımların ötesinde belirli bir dengeye kavuşması ve volatilitenin azalması da önümüzü görebilmek ve daha sağlıklı tahminler yapmak adına önemli olacaktır.