Petrol talebi ve fiyatı: ABD ve Türkiye (2)

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Devam ediyoruz. Reel olarak bakarsak, petrol fiyatları 1973-1979 petrol şoklarına göre nerede ve son yıllarda nasıl seyretmiş? Bir başka deyişle, reel petrol fiyatı hangi nominal (varil başına cari dolar olarak) seviyede tarihi ortalamasına yakınlaşıyor? Bunu görmek için ABD tüketici fiyat endeksini alıyoruz ve ilgili dönemdeki TÜFE'yi bugünkü (Mart 2010) TÜFE'ye bölerek bir göreceli TÜFE endeksi elde ediyoruz. Dönemin cari petrol fiyatlarını dönemin göreceli enflasyon endeksine bölerek çok uzun süreli bir reel petrol fiyatı endeksi (ABD için) elde edebiliyoruz. Grafik 3 bu endeksi gösteriyor.

Grafik 3: ABD'de reel petrol fiyatları, 1959-2010

Petrol fiyatları neden bu kadar çok yön değiştiriyor, u-dönüşleri yapıyor ve oynaklık gösteriyor? Asında, Grafik 5'te de görüldüğü gibi, petrol fiyatları son 5 yılda en az 3 ana u-dönüşü yaşadı ve bunların hepsi 1970lerden bu yana gelişmiş ekonomilerde petrolün öneminin azalmasına rağmen gerçekleşti. Görülüyor ki, benzer büyüklükteki petrol şoklarınının karşısında, ekonomiler geçmiş dönemlere göre daha gelişmiş bir ödünleşim (trade-off) ile karşı karşıyalar. Yani, 2000li yıllarda, GSYİH ve tüketici enflasyonunun petrol şoklarına olan tepkisi, iki büyük petrol şokunun dünyayı salladığı 1970li yıllara göre daha hafiflemiş görünüyor.

Grafik 4: 2003 sonrası altın fiyatları

Altın fiyatlarıysa aslında petrol fiyatları yükseldiğinde ve dolar değer kaybettiğinde artardı. Ama 2008 yılında ve 2009 yılının ilk aylarında eğilim tamamen farklıydı. Altın, dolara güven olmamasına rağmen dolar talebinin mecburen -alternatifi yoktu- oluşmasının verdiği tedirginliğin sonucu olarak artıyordu.  

Değişimin olası açıklamaları neler olabilir? Birincisi, zaman geçtikçe reel ücret katılığının azalması olabilir. Reel ücret katılığı enflasyon stabilizasyonu ile üretim açığı stabilizasyonu arasında bir ödünleşimi beraberinde getiriyor. Sonuçta, ters arz şokuna tepki olarak, belli bir parasal kuralın bulunduğu ortamda, reel ücretlerdeki ayarlama yavaşladıkça genellikle enflasyon daha çok artarken üretim daha fazla azalacaktır. Esnek ücretleri de içeren daha esnek istihdam piyasası trendi son zamanlardaki petrol şoklarının azalan etkisini açıklayabilir.

Grafik 5: 2003 sonrası petrol fiyatları

Ekonominin petrol şoklarına olan tepkisindeki farklılaşmanın arkasındaki ikinci etken, para politikası uygulamalarındaki değişim olabilir.  Özellikle, merkez bankalarının düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını sağlama konusundaki taahhütleri, öyle ya da böyle açık enflasyon hedeflemesine yansımış ve politika değişiminde ilerlemeye sebep olmuş olabilir. Politika değişiklikleri sayesinde petrol fiyatındaki artışlara karşılık hem enflasyonda hem de üretimdeki eşzamanlı etkiler azalmıştır. Üçüncü olarak, petrol fiyatlarındaki değişikliklerin etkisinin azalması kapsamında, ekonomide petrolün payının 1970lerden bu yana ciddi miktarda azalması olabilir. Bu hipoteze göre, petrol fiyatlarındaki değişim artık sadece bir yan etken gibi belirgin makroekonomik etkileri olmayan bir olay (havyar fiyatlarındaki dalgalanmalara benzemiyor değil). Tabii bu biraz abartılı, ama sonuçta bu benzerlik tutuyor. Neticede, politikalardan ya da yapısal değişimlerden dolayı, 1973'ten beri dünyayı sallayan 4 petrol şoku, benzer büyüklüklerde olmalarına rağmen farklı makroeknomik performanslar sergilediler. Fakat fiyatlar lineer olmayan, yüksek volatilite ve genişlikte hareket etmeye devam ediyor. Bunun sebebi ne olabilir? 

Petrol şoklarında uzman ve derecesi yüksek bir ekonometrisyen olan James Hamilton ve ünlü makroekonomicilerden Oliver Blanchard, Robert Barsky ve Jordi Gali'nin yaptığı NBER araştırmasında yukarıdaki açıklamalara ek olarak şunları öneriyor: Birincisi petrolün fiyat esnekliği düşük. İkincisi, Çin'den ve diğer yeni sanayileşen ekonomilerden gelen güçlü ve büyüyen talep 2004 yılı sonrasındakş dönemde zirveye ulaştı. Üçüncü olarak da, global üretimin bu talebe karşılık aynı hızda büyüyememesi. OPEC'i geleneksel -ve güçlü- bir kartel olarak görmek ve  petrolü Hotelling'deki kaynaklar gibi tamamen tükenebilir -ya da yenilenemez- olarak tanımlamak zor olsa da arz talebi karşılayamıyor ve bozulma sürekli tekrar ediyor. Kıtlık rantları ve emtia spekülasyonu sadece bunların üzerine eklenebilecek her zaman geçerli olan arz-talep özellikleridir. Petrol fiyatları, muhtemelen 2011 sonrasında yükselen ekonomiler ve Çin iyileşmeye başladığında tekrar yükselecekti diye düşünüyorduk. Ancak Çin hiç durmadı ve petrol fiyatı yükselerek 2008 Nisan ayında yaptığımız tarihi ortalamaya dönüş senaryosunda (mean-reversion) ulaştığımız USD85/varil seviyesine yaklaştı. 

Grafik 5: 2003 sonrası altın ve petrol fiyatlarının tarihi oynaklığı

Ayrıca, aynen Türkiye'de olduğu gibi, petrol fiyatlarının Avrupa'daki enflasyona etkisi aslında doğrudan değil: bu etkinin önemi akaryakıt ürünlerinden alınan verginin yüksek oranlı olmasından kaynaklanıyor. Bütçe fazlasının olduğu pek çok AB ülkesinde istenirse vergileri azaltarak fiyat artışlarının içeri yansıtılmaması mümkün. Kamu maliyesinde atılan adımlar ve merkez bankası bilançolarının 2.5 katı genişlemesi zaten gelecekte bekleyen "gizli enflasyon" olduğunu gösteriyor. Enflasyon geri gelirse önce maliyetleri etkileyecek: Sektör bazında bakarsak ABD için petrol fiyatları dışında enflasyon kaynağı semi-kondüktörler ve ücretler olabilir. Bu durumda da, University of California-Los Angeles'ten Robert Brenner'in 1965-73 dönemi için iddia ettiği gibi, önce göreceli fiyatlarda bir etki oluşabilir. Son ürünlerin fiyatları bir nedenle, örneğin sıkı uluslararası rekabet, ve bazı kilit sektörlerde (örneğin imalat sanayii) artamazsa ve/fakat girdi fiyatları artarsa, ceteris paribus, karlar düşer. Buradan ya yatırımların azalması sonucunda işsizlik ve düşen ücretlerle dengeye gelme -ki örneğin ABD'de otomotiv sektörü bunu zaten yapmak zorunda veya yok olacak- ya da göreceli fiyatlardan genel fiyat seviyesine sıçrama gelebilir. Bu sıçramanın mekanizması oldukça tartışmalı bir klasik ekonomi politik sorusu olarak kaldığı ve Adam Smith'den beri aşikar hale gelmiş olmadığı için bu konuyu burada kesmekte yarar var.

Grafik 6: 2003 sonrası petrol/altın göreceli fiyatı

2007-08 krizinde petrol fiyatları önce hızla yükseldi, sonra da sert biçimde düştü. Petrol fiyatlarının dramatik yükselişinde arzın talebe yetişememesinin rolü ne kadar önemliydi? 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019