Petrol şirketleri yol ayrımında: Strateji değiştirmek ya da yokolmak
Londra merkezli Chatham House araştırmacılarından Profesör Paul Stevens, enerji ekonomisi, ve uluslararası petrol endüstrisi konusunda uzman bir isim. Hatta 2009 yılında petrol ve enerji alanlarında yaptığı çalışmalar nedeniyle OPEC Ödülü'ne layık görülmüş.
Chatham House geçtiğimiz günlerde "Uluslararası Petrol Şirketleri: Eski İş Modelinin Ölümü" isimli bir rapor yayımladı. Rapora göre; BP, Chevron, ExxonMobil, Shell ve Total gibi büyük uluslararası petrol şirketlerinin geleceği şüpheli; çünkü 20. yüzyıl boyunca varolmalarını sağlayan iş modeli artık geçersiz olmaya başladı.
Uluslararası petrol şirketlerinin iş modeli 1990'lı yıllarda şekillendi ve hissedar değerini maksimize etmek; rezervleri maksimize etmek; masrafları ise minimize etmek üzerine oluşturuldu. Bugün ise bu model önemli zorluklarla karşı karşıya. Finansal performanslar aşağı doğru iniş gösteriyor; petrol talebinde ise beklenen artış gerçekleşmiyor. Petrol piyasası da teknolojik alanda yaşanan devrim ve jeopolitik değişikliklerden ciddi bir şekilde nasibini alıyor.
Petrol şirketlerinin yaşadığı sorunların, çok derin ve çeşitli nedenleri olmasına rağmen, iki temel konu ön plana çıkıyor: Bunlardan birincisi petrol fiyatlarında yaşanan düşüş. İkincisi ise hükümetlerin küresel ısınma ile mücadele adına verdikleri sözler. Eskiden olduğu gibi, düşük petrol fiyatlarının ardından yüksek petrol fiyatlarının geleceğini beklemek çok gerçekçi değil. Bunun sonucu olarak, büyük petrol şirketlerinin iki seçeneği kalıyor: Ya küçülmeyi seçerek hafif bir düşüş yaşayacaklar; ya da mevcut iş modellerine bağlı kalarak hızlı bir çöküşü göze alacaklar.
Paul Stephens, Shell, BP gibi çok uluslu şirketlerin 10 yıl içinde "sert ve ani" bir son yaşamamak için, bir an önce adım atmaları gerektiğini söylüyor. Stephens'a göre, şirketlerin önünde bir kaç seçenek var: Yeşil eneji yatırımlarına yönelmek, operasyonlarını ciddi anlamda daraltmak, dev evliliklerle konsolidasyona gitmek, kendi teknolojilerini üretmek bunların başında geliyor. Eski iş modellerinin öldüğünü söyleyen Stephens, yeni dünyada tek gerçekçi seçeneğin, hissedarlara nakit sağlamak olduğuna inanıyor.
Fosil yakıt devlerinin ölümü ile dünyanın en güçlü şirketleri sıralaması tepe taklak olacak. Gerçi büyük petrol şirketleri bir süredir küresel ısınmayı yok saymakla, hatta küresel ısınmaya neden olmakla eleştiriliyorlar. Hissedarlar ise şirketlere çevre ve toplum konusunda daha duyarlı olmaları yönünde ciddi bir baskı uygulamaya başladılar. Özellikle de Paris Anlaşması'nın ardından.
Stephens, şirketlerin karlılıklarını artırmak için daha fazla petrol rezervi aramakla çok fazla vakit kaybettiklerini düşünüyor. Ham petrolün varil fiyatının 45 dolara gerilemesinin sektördeki zorlukları daha da artırdığını söyleyen Stephens'a göre, petrol fiyatlarının yeniden yükselişe geçeceğine dair bir garanti yok.
Yani hüküm kesin: Önümüzdeki 10 sene içinde şirketler ya strateji değiştirecekler, ya da yok olacaklar.